•Ömer Karahan•
Sinirle çatılan kaşlarım ve sert adımlarımla Buse'nin yanına giderken beni fark etmişti. Gözlerimiz buluştuğunda hafifçe tebessüm ederek o da bana doğru ilerledi. Etrafını saran akbabaları öldürücü bakışlarımla tehdit ederken, kolumu Buse'nin beline sarıp onu kendime çektim. Buse şaşkın ifadesi, hafif aralanmış dudaklarıyla incelerken yüzümü, dudaklarına kapanmamak için kendimi fazlasıyla dizginlemek zorunda kalmıştım.
"Ömer? Çok sinirli görünüyorsun. Bir sorun mu var?" O yarım akıllıların hepsi bizi izliyordu şu an. O yüzden sorusunu umursamayıp dudağının kenarına derin bir öpücük bıraktım, şov yapar gibi.
"Çok güzelsin." Kulağına fısıldarken usulca, omuzlarımdan ittirip benden ayrıldı.
"Güzel bir parti olmuş gerçekten. Tebrik ederim Ömer. Şimdi izin verirsen arkadaşlarım beni bekliyor." Onu ilk öpmeyi başardığımda bana tokat atmıştı. Ki bunun gibi masum bir öpücüktü o da. Dediği tek şey arkadaşlarının böyle bir şeyi bilmesini, kendi hakkında uygunsuz dedikodular yapmalarını istemiyor oluşuydu. Dedikodulardan öyle korkuyordu ki. Eğer arkadaşların seni bu kadar kısıtlıyorduysa onlarla arkadaşlığını bitirmeliydin.
"Eğlenmenize bakın. Ama seni eve ben bırakacağım." Bu bir rica ya da izin alma değildi. Onu buradaki herhangi biriyle gönderecek değildim. Şu aç bakan gözlere baksanıza bir. Mümkün değil.
"Ah, olur tabi. Ama şu kız birlikte geldiğin partnerin değil miydi? Bence önce ona dikkat etmelisin." Buse'nin imalı mavi gözlerini takip ederken bir küfür savrulmuştu dudaklarımdan.
Hira kalkmış pistte çılgınlar gibi dans ediyordu. Öyle kendinden geçmişti ki, 1-2 dakika yalnız bıraktım sadece hangi ara sarhoş olmuştu? Arkadaşlarımdan birininde etrafında dolandığını gördüğümde adımlarımı hızlandırmıştım. Kendi arkadaşlarımı tanırdım, Buse'nin etrafındaki akbabalardan daha beterdirler.
Hira kalçalarını sallarken, Anıl'ın, hipnotize olmuş gibi onu takip eden bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Bu işin sonu kötüydü. Allah kahretsin, kız kendini bana emanet etmişti. Anıl'ın elleri birazdan onları kırmama sebep olacak yasak bölgeye ilerlerken sırf yakın bir arkadaşım diye onu sertçe ittirmekle yetindim. Ama it sarhoştu ve bu hiçte hoş olmayan bir yere doğru gidiyordu.
Anıl geriye doğru savrulurken daha neler olduğunu anlayamadan o, ellerini havada sallamaya devam eden Hira'yı tutup kendi güvenli alanıma çektim. Ama kız durmuyor halen kıvrılarak dans ediyordu. "Ömer? Hadi sen de dans et. Durma öyle kütük gibi."
"Yürü gidiyoruz. Daha içmeyi bile bilmiyorsun. Sana biraz iç dedim sarhoş olup kendinden geç değil." Oynak hareketlerle ellerini ensemde birleştirip odağıma girmek adına sevimlilik yapıyordu şimdide. Kaç yaşındaydı bu kız? Reşittir inşallah. Onun yüzünden karakolla uğraşamazdım bir de. Yeterli sıklıkta uğruyordum oraya zaten.
"Bir bardak içtim sadece. Su ço..k kibar arkadasın bana ikramda bulundu. Ups yok..sa iki mi ?" O çok kibar arkadaşım olayı yeni çözmüş omzumdan yakalayıp durdurmaya çalışıyordu şimdi beni. Ah! Daha şu ufaklığın yayvan kelimelerine bile gülecek vaktim olmamıştı.
"Ömer ne yaptığını sanıyorsun? Ne zamandır arkadaşlarının ilgilendiği kızları kaçırır oldun?" Omzumu sertçe silkerek elinden kurtardım.
"Arkadaşlarım benimle birlikte gelen kızlara asıldığından beri."
"Seninle birlikte mi? Buse'den başkasını gözün görüyor mu kardeşim? Hanımefendi tek başına barda oturuyordu. Birlikte hoş vakit geçiriyorduk..."
Numaralarının hepsini iyi bildiğim adam geçmiş karşıma yalanlar sıralıyordu. Birazdan daha ileri gidecektin ve eğer daha ileri gitmiş olsaydın burnunu kıracaktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACI ÇİKOLATA
RomanceAteşe atlayacak kadar iki çılgındı onlar... Aşk ateşine, eriyeceğini bile bile atlayacak kadar çılgındı kız... Bir güzelin ateşinde eriyecek kadar çılgındı adam... Acı çikolatayı erittiği gibi eritecekti bu aşk onları... Ve kız arsızca yudumlayacak...