BÖLÜM-3

97 10 2
                                    

Yatağıma uzanmış hala onunla olan konuşmalarımzızı düşünüyordum.Allahım hiçte kolay gözükmüyordu. Gözlerim yavaş yavaş uykuya dalacağı sırada Yiğitin bağırışlarıyla sıçradım.Yataktan koşar adımlarla fırlayıp yan taraftaki Yiğitin odasına ilerledim.Kapıyı hızla açıp yatakta yatıp durmadan sayıklayan Yiğitin yanına oturdum ellerini tutup
"sakin ol geçti birşey yok ben burdayım" diye teselli ettim amaYiğit hala aynı şeyi sayıklıyordu
"Anne gitme,bırakma korkuyorum nolur anne yalvarırım benide götür."
Kanter içinde kalan yiğit gözlerini yavaşça aralayıp yaşlı gözleriyle bana bakıyordu.Ellerim hala onun ellerindeydi.Elimi panikle o kadar çok sıkmıştı ki mosmor olmuşlardı. Ama onun için o kadar endişelenmiştim ki ellerimin acısını yeni farketmiştim. Yataktan doğrularak masadaki suya yöneldiğinde ondan önce davranıp suyu ona uzattım. Zorla aldığı bi iki yudumdan sonra bana baktı.Ama bu normal bi bakış değildi. Bütün benliğime işliyordu o güzel gözlerin o güzel bakışları. Kalbim hızla atmaya başlayınca daha fazla bakmayıp " galiba kabus gördün rahatla artık sadece bir rüya" dedim ses tonumun yumuşak çıkmasına özen göstererek.
Bana hiçbişey demedi acı çekiyor gibiydi. Onu yalnız bırakmanın en iyisi olduğunu düşünüp yataktan kalktım.
"Neyse ben seni daha fazla rahatsız etmiyim, sende tekrar uyumayı dene" diyerek kapıya yöneldim.
Bana seslenmesiyle arkamı döndüm.
"Maalesef bazı rüyalar istemesekte gerçek oluyor" dedi donuk bir ses tonuyla.
Aslında' ne demek istediğini anlamıştım. Haldun amca annesinin onu çok küçükken terk ettiğini söylemişti.Ve büyük ihtimalle rüyasındada annesinin onu bıraktığı günü tekrar görmüştü.
Gözlerim dolmaya başlayınca tekrar kapıya döndüm, ağlamaklı ses tonumu gizlemeye çalışıp" Rüyalar uykuda görülür , uyanınca rüya biter, o rüyadan uyanmak istemezsen daima görürsün. O yüzden artık gerçekten bu rüyadan uyanmalısın.Yoksa kabuslar asla peşini bırakmaz" diyip odasından çıktım.
Kendi odama gelince yavaş yavaş ellerimin acısını duymaya başlamıştım.
Ellerimde morluklar oluşmuştu.Ama nedense aklımda acıdan çok yiğidin çığlıkları vardı.

Bu çığlıklar beni geçmişe götürmüştü.
Yetimhaneye yeni yeni alışmaya
başladığım sıralarda yeni bi erkek çocuk aramıza katılmıştı.
Adı ahmetti.Annesi ahmeti 5.çocuğu olduğundan dolayı bakamayacağını söyleyerek yetimhaneye bırakmıştı.Ve ahmet arkasından çok ağlamıştı.
O günün gecesi Ahmette aynı yiğit gibi " anne nolur gitme " diye sayıklıyordu.
Onun ağlama sesi içime işlemişti resmen.
Onu yanına gidip dürterek uyandırmaya çalışıp "Ahmet korkma yalnız deilsin bak burda ben ve diğer arkadaşlarda var "diye teselli etmeye çalışmıştım .Ahmet kızarmış burnu ve akan sümükleriyle bana sarılıp daha da çok ağlamaya başlamıştı.Bende onun gibi anne baba özlemi çekiyordum.Ama en azından artık hergece ağlamıyordum.Artık beni burdan alıcakları düşüncelerinden vazgeçmeye başlamıştım.

Bu düşüncelerle birlikte uyuyakaldım.

YİĞİTten( Aynı gece)
Yine aynı kabusu görüyodum.Annemin beni terk edişi.Arkasından koşup ona yalvarmam.Aynı acıları tekrar yaşarken meltem rüzgarlarını andıran tatlı bir sesle gözlerimi açabildim.
Karşımda o derin mavi gözleri gördüm. Ellerimi tutmuş bana " Rahatla artık sadece bi rüya" tarzında şeyler söylüyodu.
Öylece onun gözlerine takılı kaldı gözlerim.İçimi yakıyordu gözleri.Ona baktığımda çok farklı bi his doğuyodu içime. Tarif edemiyorum ki..
Susadığımı hissedip sürahiye yöneldiğimde yardım meleği benden önce davrandı ve suyu eline alıp bana uzattı.
O sırada ellerinin mosmor olduğunu gördüm.
Farkında olmadan ellerini çok sıkmış olmam gerekiyodu.
Buna rağmen gözlerinde acı yerine endişe görüyordum ve bu onu benim gözümde çok daha farklı yerlere taşıyodu.
Kapıdan çıkacağı sırada ona "maalesef bazı rüyalar istemesekte gerçek oluyo" dedim.
Çünkü benim rüyam daha doğrusu kabusum gerçekti.

BENİMLE KAL#Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin