Havanin gunesli olduğunu gorunce disari cikip biraz kafa dagitmaya karar verdim. Odamdan aşagi inerken birkaç sesle duraksadim. Yine mi? Dedim kendi kendime. Yine mi annemle babam kavga ediyor? Biktim artik ya. Ve hep ayni konular yuzunden.
"Ya zaten yoluna koymaya çalisiyorum işi sende daha fazla üstüme gelme biraz destek ol!"
Babamin bağırışlari , annemin susup sadece ağlamasi.. Bunlar artik alistigim şeylerdi. O babamin lanet patronu yüzünden butun hayatimiz mahvolmustu. Tasinmak zorundaydik. Dogdugumdan beri buyüdüğüm bu yerden gitmek zorundaydik. Neden böyle olmustu ki? Hersey guzeldi bi sene evveline kadar.
"Abla?... Ablaa?"
Beni bu düşüncelerden kurtaran miniğimin sesini duydum ve ona döndüm. Miniğim benim. Efem. O daha çok küçük ve annemin gözyaşlarini , babamin bağırıslarini gormek zorunda kaliyor.
"Efendim ablacım soyle."
"Dışari mi çıkiyorsun abla bende seninle geleyim mi? Lutfeenn?"
Yavru kedi bakislarini bana yollayarak lutfen diyordu Efem. Ama onu yanımda goturemezdim ki cocuklarla bulusacaktim. Cocuklar diyince akliniza değişik şeyler gelmesin. Çocuklar bir adet Naz bir adet Semih bir adet de Tufan dan oluşan küçük sevimli bir kabile. Ve bende bu kabilenin üyesiyim. Canım kabilem...
Şaka bi yana biz ortaokuldan beri beraberiz hiç ayrilmadik. Hep bir aradayiz ailelerimuz de tanisir birbiriyle. İstediğimiz zaman gidip geliriz. Normalde Efeyi gotururdum yanimda ama bu sefer yanimiza Mert de gelecek. Ve merti Efeyle tanistirmaya hic niyetim yok.
Mert... Sekizinci sınıftan beri pesimi bırakmayan çocuk. Pardon çocuk mu dedim. Tam bir manyak. Şöyle ki beni Semih ile görüp kardesim dedigim cocugu sevgilim sanip onu arabayla kovalayip bide bu yetmezmis gibi bide dort kisiyle cocuga dalan bir insan.
Sonra beni kuzenim Rüzgar ve onun ikizi Meltemle görüp Rüzgari sevgilim sanip biz üçümüz beraber markete gittğimizde arkamizdan markete girip marketteki herkesi cikartip Rüzgari dövmüş bi insan. Şimdi diceksinuz marketin sahibu nasıl dışarı cikti . E market onlarin olunca markette de onun kiz kardesi olduğu için rahatca marketi kapatabildi yani.
Ve en büyük sorun da Mert'in takıntılı olması. Şöyleki Mert karşısindaki insana acı vermeyi seven biri. Bir nevi sadist gibi birşey. Bu yuzden korkuyorum ondan. Ve beş senedir benim pesimde. Ama allahi var çocuğun bi hatasını gormedim bana karsi. Ama yine de korkuyorum. Onun bu sadist hallerine şahit olmuşluğum var çünkü.
Ben bunları düşünürken Efe çoktan dışarı cikmak icin hazirdi. E mecbur onu da yanimda goturecektim. Ama zaten bize bir zarari yok ki miniğimin. Sadece sessizce oturup bizi dinliyor o kadar. Mert'i pek dinlemese bari sadist psikopat şizofrenliğini miniğime bulastirmaz insallah. Sahi bulaşıci mi acaba?
Efe'yi elinden tutup evin dış kapisindan dışarı çıktık. Ne olamaz! Onun burda ne işi var? O sonradan gelmeyecek miydi yanımıza? Ne ariyor burda? Annemler ya onu görürse? Ya babam bu kim diye bana çıkışır ve benim belalım sanır lime lime edip çöp poşetine koyup konteynıra atarsa? Ne saçmalıyorum ben ya . tamam sakinim.
"Nefes . Hayırdır kızım?"
Düşüncelerimden beni ayıran bir erkek sesiydi. Ama bu Mert değil. Babamsı bi ses sanki. Allahım nolur arkamı döndüğümde orda olmasin. Ne diyecemtim şimdi adama ben. Bu mert benim sekiz senedir peşimde. Tam bir psikopat. Ve şimdi onunla beraber bizim çocukların yanına gideceğim mi diyecektim?. Ve şansa bak bu sefer Efe de yanımda. Biricik babamın gözbebeği kardeşim.
Allahım sen güzel bir yalan uydurmama yardım et...Eveeet. İlk kitabimin ilk bölümü... Heycan içinde yazdım bu bölümü. Şuan çok sade görünebilir. İlerde daha dikkatli olacağımdan emin olabilirsiniz. Ve sabredin. İlerleyen bölümde baya olacaklar var. Çünkü kimse Mert ve Nefes'in çocukluk aşkı Özgür'ün kuzen olduklarını bilmiyor. Bunlar karşılaşinca neler olcak bize zaman gösterecek... Vote ve yorumlari unutmayın. İlk kitabımım. İhtiyacim var sonucta.
İyi okumalaar...:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFES
Romance"Nefes..." Dedi. Durdu sonra. Elimi aldı avcumun içini öpüp kokladı. Sonra devam etti içimi cız eden sözlerine. "Adın gibisin... Şu yarım senede benim Nefes'im oldun. Aslında yarım sene değil koskoca on yıl... sen olmadan geçirdiğim on yıl... Ne...