Bölüm adını yazarken çarpılmamak için dua ettim xnjdjehe. Gerci bu bir şarki sözü emme... her neyse, bu diģer finalimiz. Umarım yüzünuzde minkte olsa, bir gülücük oluşur. Sizi seviyorum xXx
Harry tiz çığlığıyla , Louis son anda tırı fark edip, sola kırdı direksiyonu. Yol kenarındaki araziye inip, arabayı durdurdu. Zaman kaybetmeden Harry arabadan indi ve derin bir nefes çekti. Louis'de arkasından inip, ellerini yanaklarına koydu. "Bir şey yok güzelim. Sakin ol. Sende bir şey var mı?" dudaklarını onunkilere bastırdı sakinleşmesi için. "İyiyim." diye mırıldandı. Genelde böyle şeylerden etkilenir, hatta bir filmde görse ağlardı. Tanrıya şükür büyük bir tepki vermemişti. Louis Harry'yi arabaya bindirip evlerine sürdü.
Bir hafta kadar sonra, Harry'nin uzun ikna çabaları ve tripleri sonucunda, bir yetiştirme yurduna gitmişler ve evlat edinme işlemlerini başlatmışlardı. Biri kız diğeri erkek, ikizleri evlat edinmişler ve isimlerinin Destiny ve Derek koymaya karar vermişlerdi.
"Harry uyan.. Harry bebeklerimiz ağlıyor.." "Louis uyumalıyım. Baksan ne olur sanki?" "Tanrım! Bundan önceki 4 seferdede ben baktım zaten!"
Harry oflayarak yataktan kalktı ve miniklerinin odasına girdi. Derek hâla uyuyordu -en azından Destiny'ye göre daha sakindi- ama uyanması an meselesiydi. Beyaz komodinin üzerindeki biberonu alıp ekşimiş olabilir diye tadına baktı. "Tanrım Louis! Bu ne böyle?!" Louis uyur uykusunun arasında bir şey oldu sanarak odaya koştu. "Ne oldu? Bebeklerimize bir şey mi oldu? "
"Pelte gibi olmuş bu mama. Bebeklerimiz bunu nasıl içsin?"
Louis bir şey demeden elindeki biberonu aldı ve mama yapmak için mutfağa indi. Uykusuz bir Harry'nin -ki Louis neredeyse bütün gece uyanıktı ve erkenden şirkete gitmesi gerekiyordu- ne kadar huysuz olduğunu bildiğinden sesini çıkarmadı.
Sonraki 3-4 ay, bebeklerin uykularının düzene girmesine kadar bu şekilde devam etti.Yıllar yılları kovaladı. Ve gün, kızlarının sevgilisiyle buluşma günüydü. Bütün amcalar evdeydi ve Destiny, sevgilisini almaya gitmişti. Evin içi curcunaydı ve Derek çocukların peşinden koşmakla görevlendirilmişti. Beş çocuğun - Niall ve Demi'nin iki oğlu, bir kızı; Liam ve Zayn'inde evlatlık aldıkları ikiz kız çocukları vardı- peşinde koşmak kolay değildi. Aynı zamanda '17 yaşında olması ve oyun oynayacak yaşı geçmesi' hakkında gelip geçip ,mutfakta Demi ile birlikte yemeklerle uğraşan Harry babasına laf sokması da cabasıydı. "Tanrım! Derek laf sokmayı bırakırsan, söz dövme ve piercing yaptırmana izin vereceğim." Derek çenesini kapattı ve topuklarını birbirine vurarak mutfaktan çıktı. Kapının çalmasıyla Louis kalktı ve koşarak kapıyı açmaya gitti. Kapıyı açtığında, kızının bir kızın saçlarını okşayıp, onu sakinleştirmesine mi şaşırsa; yoksa yanındaki kızın sevgilisi olduğunu bildiğine mi şaşırsa bilemedi. Ve söylediği tek cümle şu oldu: "Sen erkek değilsin?"
Gece gayet güzel geçmişti. Bütün aile, Destiny'nin sevgilisi, Charlie'yi oldukça sevmişti.
Sonunda oğullarının yuvadan uçma vakti geldiğinde, evde büyük bir heyecan başlamıştı. Minik oğullarının düğününe bir hafta kadar bir süre kalmıştı. Derek ve eşi Ashley arka bahçede, sade bir tören istemişlerdi. Bu sefer onların düğünündeki gibi Louis değil, Harry koşturuyordu evin içinde. Salona girip ünitenin çekmecelerini karıştırmaya başladı. "Davetiyler nerede Louis?" "Kuryeye verdik hayatım." Dejavu. "Takım elbiseni hallettin mi?" "Birlikte alırız diye düşündüm." Dejavu.
Louis'in tepesine dikildi. "Kalk o zaman. Halledelim onları da."
Harry'yi elinden tutup, kucağına çekti. "Bence halletmemiz gereken daha güzel şeyler var." Dejavu. "Sence de bu sahneler fazla tanıdık değil mi?" dedi Harry. "Düğünümüzden bir hafta öncesinde, senin yaptıklarının aynısını sana söylemiş ve kucağında ben oturuyordum." dedi kıkırdayarak. Kucağından kalkıp Louis'i çekiştirmeye başladı. Ve sıradaki durak, takım elbise dükkanıydı."Ee dede? Sonrasında ne oldu?"
dedi minik Crystal. "Derek dayın evlendi, sonra da annelerin. Siz oldunuz. Ve bu ev daha da kalabalıklaştı, ailemiz büyüdü."
"Ve biz mutlu, kocaman bir aile olduk." diye tamamladı Harry, kocasını. "Yemek hazır hadi gelin." Crystal koşarak, yemek masasına, annelerinin yanına gitti. Harry tam dönüp gidecekken, Louis onu kendine döndürdü ve dudaklarına minik, masum bir öpücük kondurdu. Sonra büyük bir mutlulukla , kardeşlerinin, çocuklarının olduğu masaya baktılar. "Noel yemeklerini çok seviyorum." dedi Harry. "Bütün aile, hep birlikte."
"Ama en çok sevdiğim şey ne biliyor musun?" "Nedir?" diye sordu Louis. "Senin yanında olmak." Aşk dolu ama kısa bir öpücük verdi kocasına Louis.
Ikisininde tek korkusu,bir daha birbirlerinin aşk dolu bakışlarını göremeyecek ve öpücüklerini tadamayacak olmalarıydı.
Onların aşkları, Tanrı'nın dünyaya gönderdiği en güzel şeydi ve bu aşk ,sonsuza kadar, yıldızların üstünde devam edecekti...Merhaba! Dramadan bıkmıstıniz ve ben ikinci bir finalle karşınızdayım. Biliyoruuuuum acayip kısaydı, ama ben fluff kızı değilim bebeqlerim. O yüzden mazur görün lütfen. Bu hikaye benim Larry Stylinson kurgusu olarak ilk hikayem -yani bir tane yazmistim önceden, o taslaklarda yatiyo da dnxhfhstgwbnsmlodsb- ve bende yeri apayrı. Bitirmek zordu, ama böyle olması gerekti. Okumaları, oyları ve yorumlarıyla destek olan herkese teşekkürler. Hepinizi seviyorum. Larry feelsli günler! Bu hikayeyi
FightForLarry ve mavininlouistonu 'na ithaf ediyorum!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't Want To Feel Alone》Larry Stylinson
Fanfiction"Yalnız hissetmek istemiyorum Harry." Başlangıç tarihi: 28.04.2016 For: @Lirke- ve @mavininlouistonu