2. BÖLÜM

217 7 6
                                    

Of, of! Daha ne kadar bekliyceksem beyfendiyi. Çalıyorum, çalıyorum kapıları açılmıyor beyfendinin. Sanki bende çok meraklıydım da depozito işlerine. Tövbe Yarabbi'm. İnsanı sinir hastası eder bunlar. Ama ben bilirim böylelerini. Tabiri caizse zengin zübbelerden biri işte. Nolucak. Barlar, partiler. Hayır yani herşeyi geçtim, böyle zengin adamın burda ne işi var. İflas felan mı etmişlerdir nolmuştur. Aman neyse canım. Bananeyse. Ben çaldım çaldım açmadı. Ben de gittim derim Nazmiye teyzeye. Bunu dedikten sonra arkamı dönmemle Burak ile burun buruna gelmem bir oldu. Birden havanında etkisiyle belli olan nefesini suratıma üfleyince bir tuhaf oldum. Burun buruna olduğumuz için öpüşücek gibi duruyorduk ve kokusunu çok net algılayabiliyordum. Ah. Harika bir kokusu vardı. Aman ne diyorum ben. Hala aynı pozisyondaydık ve ben geri çekilemiyordum. Sanki ayaklarım olduğu yere kenetlenmiş gibiydi. Kıpırdayamıyordum. Sonra yutkunarak boğazımı temizledim:
-Şey, sen söylediklerimi duydun mu?
-Gibi gibi. Kötü bir smile kapladı suratını. Endişe ile ben:
-Gidiyim o zaman ben.
-Hiçbir yere gidemezsin. Bismillah. Birden elleri tüm belimi sardı. Tekrar aynı smile ile:
-Kendini affettirmezsen yani.
-Ne ne affettirmesi.
-O kadar arkamdan konuştun. E yani kendini affettireceksin tabiki.
-Iı, şey. Hediye alsam.
-Cık.
-Güzel bir söz söylesem.
-Söyle bakalım.
-Harika kokuyorsun. Ay! Salak ben. Ne dedim öyle. Aptal Berrak, aptal Berrak. Bunu söyledikten sonra harika bir şekilde kahkaha attı. E tabi bozuldum biraz. Kahkahası bitince:
-Güzel sözün için teşekkürler.
-Önemli değil. Neyse affettin mi beni?
-Cık.
-Ne! Bir de güzel söz söylettin o kadar.
-Ya tamam. Onun yerine ben seni depozito konusu için evime davet etsem.
-Manyak mısın sen ya! Olmaz.
-Affetmiyorum seni. Hem buranın öbür dünyası da var. Şimdi böyle diyince haklı buldum ki ettiğim gıybet baya bir fazlaydı bu şahıs için. O yüzden hemen cıvıdım:
-Ee. Şey. Neden olmasın...
Nihayet depozito işleri hallolmuş bir vaziyette evime girdim. Hızla duş aldım ve geri odama geldim. İşlerimi hallettikten sonra saate baktım. Gecenin 2'siydi. Yuh. Bu kadar oturdum mu ben bu çocuk da ya. Eh işte. Neyse. Yatağıma yattığımda hızla uykuya daldım...
BURAKDAN
Evet. Şöyle bakıyorum yeni evime. Aman ne güzel, ne hoş. Aslında rengi ve mekan olarak, tasarım planı güzel duruyordu. Ama benim şuan başka rahat bir evde olmam lazımdı lakin babam işte. Nolucak. Beni sınıyormuş da bilmem ne. Kafamdaki sinirle eşyaları taşıyanlara emir verdim ve içeri geçtim. Bu arada ben Burak HarmanOğlu. Zenginiz. Babam HarmanOğlu şirketinin başında ve yakında beni şirketin başına geçirecek. Tabi bu zorla. Çünkü ben okudum ve mimar oldum. Mesleğimi sürdürürken ben kabul etmeyince:
-Napıyım. Pelin mi gelsin işlerin başına diyor. Hem artık yorulmuş. Emekli felan olacakmış mış mış. Geçmem için de öyle zenginliye alışık olmamam lazımmış felan. Aslında doğru. Koskoca şirket sonuçta. Neyse. Hayatıma annem ve kız kardeşim Pelin haricinde hiçbir kadına giriş izni vermemiş ve tek gecelik ilişkilerim kesinlikle bulunmamıştı. Artık ben bu zor şirket hayatı denilen meret yüzünden, evimden ve mesleğimden yoksundum. Düşüncelerimin arasında uykuya daldım...
Ertesi sabah uyandığımda aklıma gelen şey ile yataktan fırladım. Saate bile bakmadan hızla üstümü değiştirip kapıdan çıktım. Ve... Wow. Bu nasıl bir güzelliktir öyle. Normalde en beğendiğim kadın Wonder Womendir. Şimdi sanırım bu kız olucak. Üzgünüm Wonder dedim kızın yanına ilerledim. Depozito işlerim ile ilgilenen kişi olduğunu öğrendiğimde çok mutlu oldum. Sonrasında evime felan davet derken, bu harika kız yani Berrak, her hareketiyle beni etkilemeyi başarıyordu. Ertesi sabah onu camdan gördüğümde gördüğüm şey ile şaşkınlığımı gizleyemedim...
(Evet canlar. Nasıl beğendiğiniz mi bu bölümü? Umarım beğenmişsinizdir. Neyse. Lütfen, lütfen ve lütfen beni oy ve yorumlarınızdan mahrum etmeyin. Öpüldünüz...)

KOMŞUMLA GARİP İLİŞKİM (GARİP İLİŞKİ SERİSİ 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin