Nihayet gülmeleri bitince Çiğdem bana döndü ve:
-Şaka bir yana kızım. Bu adam sana aşık olmasın. Bana. Gerçekten aşık olabilir miydi Burak? Sinirlendim ve gidip bir tane Çiğdem'e çimdik attım:
-Kızım sen iyi misin? Adam daha tanımıyor bile beni. Nasıl aşık olsun?
-Yani tanısa aşık olur diyorsun? Lan ne teşkilatçı bir arkadaşlarım var benim.
-Bana bak Leyla. Deli etme beni!!! diyerek Leyla'ya geçirdim bir tane:
-Ya kızım, ne vuruyorsun?! Tam Leyla'ya cevap verecekken, vestiyerde bulunan telefonum çalmaya başladı. Koşarak vestiyere doğru ilerledim. Arayan kişiyi görünce yüzüme bir gülümseme geldi:
-Alo. Annem. Seni çok özledim.
-Canım kızım benim. Bende seni çok özledim. Nasılsın yavrum? İyi misin, güzel kızım?
-İyiyim annem. Çok iyiyim. Sen nasılsın? Babam nasıl? Cenk nasıl? Annemle konuştuğum sırada yavaş yavaş salona geldim ve Leyla'nın yanına oturdum:
-Nolsun yavrum? Dükkanla uğraşıyor baban. Cenk de okuldan sonra bazen yardım ediyor babana. Pastaları felan diziyor. (Bu arada Edirne de bir pastanemiz olduğu için.) Kızım. Leyla geldi mi? Geleceğini söylemiştin?
-Ay anne. Hepinizi çok özledim. Evet evet. Geldi. Yanımda. Çiğdem, ben , Leyla oturuyoruz. Bu sırada Leyla telefona doğru bağırdı:
-Ah Banu teyze ah. Aaaa. Neler çekiyoruz biz bu kızdan. Sigara içiyor şimdi de. Çok ayıp yani. Ardından da Çiğdem ekledi:
-Ya Banu teyze. Kaç kere söyledik içme şunu diye. Ama bizi dinleyen kim?:
-Anne valla yok öyle bişey. Ne sigarası. Biliyorsun ben içmem sigara felan.
-Oy kızım oy. Hala büyümediniz mi? Sen de bana laf anlatıyorsun. Al bakalım şu telefonu hoparlöre. Telefonu hoparlöre aldıktan sonra annem konuşmaya başladı:
-Yavrucuklarım. Siz hala büyümediniz mi? Ya da, hala ergen mi kaldınız? Ben kıkır kıkır gülmeye başladım. Leyla ve Çiğdem'in yüzü düştü:
-Ahhahhah. Anne. Şimdi de küçük Emrah'ı oynuyorlar.
-Kızlar. Şaka yaptım ne bozuluyorsunuz? İkisi de birden:
-Yok bozulmadık Banu teyze, dediler. Annem ile biraz daha konuştuktan sonra telefonu kapattım. Ardından kızlar ile pijama partisi yaptık. Çok eğlendik. Sıra yatma vaktine geldi. Sevgili yatağımı bugünlük yalnız bırakıp, kızlar ile salonda yatmaya karar verdik. Çiğdem ve Leyla uyumuş, ancak ben uyuyamamıştım. Zaten kısa bir süre sonra telefonuma bir mesaj geldi. Numarayı tanımıyordum. Mesajı açıp okudum:
-İyi geceler Berrak. Uyudun mu? İsmimi nerden biliyor, bu numaranın sahibi? Hemen mesaj yazdım:
-Sen kimsin? Çok geçmeden mesaj geldi:
-Bay ukala. Ne! E numaramı nerden almıştı?
-Numaramı nerden aldın?
-Sen verdin ya Berrak. Depozito işlerini halletmek için evime geldiğin zaman. Of Berrak of. Nasıl unuttun, numaranı verdiğini?:
-Iı şey. Unutmuşum işte, ne biliyim? Çok zaman geçmeden Burak beni aradı:
-Kaydetmedin dimi?
-Ya ne biliyim? Unutmuşum.
-Of Berrak.
-Ne var Burak!
-Bişey yok.
-Birincisi trip atma. İkincisi sen benim komşumsun. Ne bu samimiyet!
-Peki Berrak hanım. İyi geceler.
-Trip atm- Dıt. Dıt. Dıt. Dıt. Ha. Ne! Telefonu benim suratıma kapatmak ha! Hem de trip atıp! Bir mesaj attım, dönmedi. Aradım, açmadı. En son sinirlendim ve ayağa kalktım. Vestiyere yönelip montumu aldım ve dışarı çıktım. Trip atıp, telefonu suratıma kapatmak ha! Görürsün sen Burak bey!..
(Merhaba canlarım. Hikayemi uzun bir aradan sonra tekrar yazmaya başladım. Bir ara askıya almayı düşünüyordum ama vazgeçtim. Yeni bölümlerde görüşmek üzere. Hoşçakalın... 🙋🙋🙋)
![](https://img.wattpad.com/cover/78748703-288-k826844.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞUMLA GARİP İLİŞKİM (GARİP İLİŞKİ SERİSİ 2)
Roman d'amourHiç ummadığın anda ummadığın kişiye vurulmaktır aşk. Birbirine aşık olan iki komşunun hikayesi...