Merhaba canlar!
Öncelikle yeni bölüm geç geldiği için üzgünüm.Yazmaya devam etmek konusunda baya tereddüt yaşadığım için bu kadar geç geldi.Beni şu an motive edecek tek şey sizden gelecek yorumlar.Beğendiğiniz,beğenmediğiniz ne varsa lütfen yorumlara yazın🙏🏼Hepinize sonsuz teşekkürler...
---
Bu bölüm beni yazmaya motive eden,yüzümü güldüren diclemiyy'e...Dün gece Nasıl uyudum bilmiyorum.Yorgunluk olunca insan süzülüveriyor işte.Yavaşça ayağa kalktım.Afallayıp masanın kenarına belimi çarptım.Ama şuan onun acısını düşünecek halde değilim.Açım.Ve aç olan yetişkin bir Hande Erçel hiçbir şeyi umursamaz.Hemen mutfağa girip kendime birşeyler hazırlıyorum.Tak tak tik tik kase sesleri de tabi kuş uykulu arkadaşımı uyandırdı."Hande!?!Kızım saat erken.Sana n'oluyor böyle?''Beril'e ters bir bakış atıp "Üniversite kazandım ya hani ben.Kayıt dönemi dediğimiz bir dönem var.Böyle gidiyorsun,seni bir kaydediyorlar felan."Gözlerini deviren Beril'e gözlerimi kısıp ağzımı bükerek dilimi çıkarıp en gıcık yanıtımı veriyorum.Bugün mutluyum.Dünkü olanlar şuan beni etkilemiyor.İşte hepsi üniversite ganimetleri.Hem ne biliyoruz belki yakışıklı çocuk doludur orası.Malum,lisede herkes bakımsız yalın ayak gibi oluyor.Gözümüz gönlümüz açılsın efendim yani.Sütüme hafif yulaf ekliyorum ve o sırada Beril bana dönüp "Handecim,Canım.Benim bugün işlerim var.Sen diyorum,tek gitsen diyorum sorun olur mu?" Yani,şimdi sorun olmaz diyemem ama öyle desem ayıp olur.E bu kız üniversiteye gitmeyecek miydi?Tanıştırayım efendim,bu benim iç sesim.Hep böyle geveze geveze konuşur.Çok bekletmeden "Selocum sen üniversiteye gitmeyi düşünmüyorsun galiba?Yoksa kayıt yaptırdı-n?" Fırsat vermeden "Evet,yaptırdım.Dün dışarı çıkınca Oraya da uğradım." Hmmm,iyi o zaman ben de kendim giderim,oradan da Kız Kulesi'ne bi uğrarım.En sevdiğim mekanlardan.Beril çantasını alıp yanağıma bi öpücük kondurana kadar günümü planlıyordum."Güle güle Berilcim,akşam ben geç gelirim.Arama beni.Gelirken çerez al bakalım"Dudağını büzüp bana uzaktan da bir öpücük yolluyor.İnsanın dostlarının olması güzel şey, sağ kolun gibi oluyor.Güç veriyor.Daha fazla oyalanmadan çıkmam gerek.Üstüme elbisemi geçirip koşa koşa kapıdan çıkıyorum.O aceleyle ne ara oldu bilmiyorum ama bir anda kendimi yere kapaklanmışken buldum.Etrafta bir olay yeri inceleme yapınca Beril'in telefon kabının ayağıma takıldığını gördüm.Ev,ev değil tuzak yuvası!Zaten geç kalıyorum,bir çıkamadım şu evden.Taksiyi durdurup adresi tarif ettim.Telefonumu elime alıp instagramda gezinmeye başladım.Elif'in yeni arabası,Sezgin'in yeni kız arkadaşı,Pelin'in çay keyfi,onun bu'su,şunun o'su derken geldiğimizi farkettim.Taksiciye parayı uzatıp kapıyı açtığımda üniversitenin o koca kapısının önünde küçücük buldum kendimi.Ve ilk defa hayallerime bu kadar yakın,bu kadar özgür hissettim kendimi.Güvenliğe kayıt için geldiğimi söyleyip içeri gittim.Uzunca bir koridor,duvarlar sanat eseri dolu.Her birine şaşkın suratımla bakarken yine yapacağımı yaptım."Affedersiniz,çok özür dilerim ben gerçekten özür dilerim"dudağımı ısırdım ve elimle başımı ovaladım.Önce bir mırın kırın edecek gibi oldu ama sonra yumuşadı."Sorun yok,düzeltirim.Siz burda yenisiniz galiba." Yeni olduğum belli tabii.Bu kadar sakarlığı anca yeni insan yapar."Evet,yeniyim."Elini uzattı."Ben,isim."Derin bir nefes aldım."Ben de Hande.Memnun oldum."Adamı şöyle bir süzdüm.Üstünü hafifçe silkeledi."Yardımcı olurum size okul hakkında.Hatta pazartesi ilk dersten sonra üniversite yeni dönem kutlaması için bizim mekana beklerim"Başımı olumlu anlamında sallayıp kayıt odasını işaret ettim.O da eliyle olumlu işareti yapıp yoluna devam etti.Ne ilginç? İyi insanlar da çıkabiliyor karşımıza.Kayıt odasına girip kaydımı yaptırdıktan sonra üniversiteyle ilgili dökümanları aldım.Sekreter ilk dersin pazartesi olduğunu ve mutlaka gelinmesi gerektiğini vurguladı.Teşekkür edip üniversiteden ayrıldım.Kız Kulesi'nin yakınlarına giden bir otobüse atladım.Merivenleri çıka çıka Kız Kulesi'nın en sevdiğim katına ulaşınca denize doya doya baktım.
Deniz ne kadar da geniş ne kadar da uçsuz bucaksız bir yer.Ve insan ne kadar garip bir varlık.Sabah normal,gece ise eksik insan..Hepimiz böyle miyiz bilmem ama bazılarımızın böyle olduğu kesinGözümü kapatıp denize odaklanıyorum.Daha da yaklaşıyorum denize, daha da kokusunu içime çekiyorum.Ve fısıldıyorum "Denize dönmek istiyorum ben,mavi aynasında suların boy verip görünmek istiyorum".Sahi Deniz olmak Nasıl bir şey? Yalnızdır herhalde o da benim gibi,hem ondan hıncını çıkaranı da çoktur;kendimiz rahatlamak uğruna üstüne taşlar atarız onun.Deniz olmak da zor.Martı olsam ya ben? Şu denizin üstünde özgürce uçan martı olsam.Sahi martı olmak Nasıl bir şey? Sessizdir herhalde o da benim gibi,hem tehlikededir o;kendimiz zevklerimiz uğruna öldürürüz onları.En iyisi yalnız bir kız çocuğu olmak galiba.Dalgalar bir anda fazlalaştı,anlaşılan Deniz sinirlendi bana.Ne dedim ki ben? haksızlık mı ettim sana ? Ettim galiba,doğru ya yalnız değildim ben.deniz var benim arkadaşım.Hem hangi kitapta,nerede yazıyor "insandan başka arkadaş olmaz" diye.Akşamın karanlığı engelliyor o maviliği görmemi.Gökyüzü kapattı lambayı.Her yer karanlık şimdi.Deniz de uyudu.Bana gitmek düşer.Merdivenlere doğru yürüyorum.Son kez arkamı dönüp ona fısıldıyorum.
"Ve madem ki Birgün ölüm mukadder,
Ben sularda batan bir ışık gibi,
sularda sönmek istiyorum.
Denize dönmek istiyorum!"
------------
Saat 02.30 .Eve yeni gelen ben ve Beril'siz bir ev.Normalde bu kadar geç gelmez ama bugün önemli işleri var belli ki.Yaşadıklarım film şeridi gibi önüme takılıyor.Evet bugün Cuma.Pazartesi ders var ve dersten sonra parti var.Hem kdklf beni davet etti katılmamak olmaz.Ne de olsa Adamın üstüne kahve döktüm bari borcumu ödeyeyim.Ağırlaşan göz kapaklarıma karşı koyamıyorum ve kendimi uykunun kollarına bırakıyorum.-pazar akşam-
"Hande sen şu elbiseyi giyecektin ben de bunu."gözlerine iyice baktım."Beril çok heyecanlısın ben de öyle.Ya hayır anlamadım.Neden bu derse mutlaka gelmeliyiz ki? Bir şey de söylemiyorlar."dudağını ısırıp burnunu kaşıdı "Çok ilginç.Bize bir açıklama yapmaları lazım.Ayrıca partiye de senin sırf o kahve sakarlığın yüzünden katılıyorum.Yoksa tanımadığım insanın partisinde işim olmaz."gözlerimi devirip aynı anda gülerek odama geçiyorum.Yarını merak ediyorum.
**
Alarmın sesiyle uyandım.Beril de uyanmış yüzünü yıkıyor.Hemen ben de yüzümü yıkayıp hazırlanmaya koyuluyorum.Yarım saat sonra ikimiz de hazır olup birbirimize son kez göz atıp evden çıkıyoruz.Üniversite kapısına yaklaştığımız an kalbimin gümbür gümbür atışını duyabiliyorum.Oyalanmadan kapıdan girdik ve sınıfımıza gelince en arkadaki sıraya hemen kurulduk.Sınıfa şöyle bir göz attığımda hepsi havalı tipler.Ama kötü gibi de gözükmüyorlar.Bakalım göreceğiz.
Böyle dalarken ön taraflardan "Arkadaşlar Hoca Geliyor" denildi.
"Günaydın arkadaşlar"dedi sert görünümlü ama bilgi dolu olduğunu düşündüğüm hoca.
"Bugün herkes mutlaka derse gelsin dememizin bir sebebi var elbet.Hem hepinizi görmüş olacağım hem de tartışma,düşünme becerilerinizi yoklamış olacağım.Bendeniz hocanız Mert Kaldel"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİİR MAVİSİ
Fiksi PenggemarMavi... Kurtulmak istediğim ama kurtulamadığım bir renk...Bir insanın hayatı nasıl olur da "mavi-siz" olamaz? Unuttum dedikçe her yerde karşıma çıkıyor ve beni yine kalbimle yalnız bırakıyor. Ferahlamak için dışarı çıkıyorum ,gökyüzü "mavi" Taş atı...