Gölgesini dahi görmediğim adamın gölgesindeyim.
Günler geçti yaşadığım o berbat günün üstünden. Ama toplamıştım kendimi. Yalnız kaldığım günlerde aklımdaki sorunların bir tanesini bile cevaplayamadım. Bugün okula gidecektim ve korkuyordum. Tüm okulun önünde berbat bir olay yaşamıştım. Yavaş haraketlerle duş almak için banyoya ilerlemiştim.Günlerdir küs olduğum aynların önünden yine başımı eğerek geçmiştim.
Vücudumda bir kirlilik hissediyor ama ne kadar ovalarsam çıkmayarak daha çok bulaşacağını fark ediyordum. Günler sonra küs olduğum aynanın karşısına geçerek bakmıştım soluk tenime eşlik eden mor göz altlarıma. Her zaman yaptığımı yaparak görünüşümu es geçerek dişlerimi fırçalamaya başlamıştım.
Hazır olduğumu anladığımda derin bir nefes alarak dışarıya adımımı attım. Yavaş ve korkak adımlarımı okula yönlendirirken kalbim nedensiz bir şekilde hızlı atıyordu. Okul kapısının önünde dikilmiş boş gözlerle dersi bitenlerin çıkışını izliyordum. Tüm ciğerlerimi dolduracağına inandığım derin bir nefes daha alarak adımlarımı okulun en alt katındaki cafetaryaya yönlerdirmiştim. Her zaman ki yerimizde oturan Hazal ve Meriç'i görmemle yüzümde hafif bir tebessüm oluşmuştu. Korkak ve yavaş adımlarla girdiğim okulda en yakınlarımı görmemle hızlanmıştı adımlarım. Yanlarına yaklaştıkça heycanlı bir şekilde konuştukları konuyu az çok duyar hale gelmiştim. Duyduğum sözler olduğum yerde kalmama sebep olmuştu.
"Meriç bizim yapacak hiçbir şeyimiz yok. Kayra ve Milay'ı konuşmaya zorlarken arada biz kalırız."
"Hazal olacakların farkındayım. Ama Milay o gün hıçkıra hıçkıra omuzumda ağlarken Kayra'yı sevmekten vazgeçmediğini söyledi. Kayra desen günlerdir Milay'a dair bir bilgiye ulaşmaya çalışıyor. Her gece içip içip pişmanım diyor. Eğer ikisi bir araya gelip konuşmazsa bu olay daha kötüye gidecek."
"Hayatım farkında mısın Milay Kayra ile konuşmayı kesin bir dille reddeder. Bir onunlada kalmaz bizim bir iş çevirdiğimizi anladığında bize karşı tepki gösterir, belki tamamen uzaklaşır. Biliyorsun bu aralar fazlasıyla içine kapandı."
"Biliyorum ama suçlusu benmişim gibi hissediyorum. Birisi en yakın arkadaşım, kardeşim dediğim insan,diğeri ise öz kuzenim. İkisininde mutsuzluğu beni kahrediyor. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum canım."
"Ben söyleyeyim Meriç. Hazal'ın bu soruya net bir cevap verebileceğini sanmıyorum." diyerek oturdum masadaki boş sandalyeye. Meriç ve Hazal'ın şaşkın bakışları arasında devam ettim konuşmama.
"Bakın sizin bu işe karışmanızı istemiyorum. Kalbinizi kırarım ve bu en son isteyeceğim şeydir. Meriç ben artık Kayra ile konuşulmaya değer bir konu olduğunu düşünmüyorum. Üstüme gelindikçe daha çok kaçıyorum bunu anlamıyor musunuz? Bu konu kapansın ve ben açmadıkça açılmasın. Sizden rica ediyorum. Arkamdan iş çevirmeyede kalkmayın."
"Milay bu konuyu kapattıkça, üstüne gitmeyip kaçtıkça daha kötü sonuçlanmayacak mı?"
"Meriç kalbinizi kırmak istemiyorum dedim. Kapat konuyu uzatma!" diye bağırarak hızla çıkmıştım korkarak geldiğim okulumdan.
Ne kanayan yaramı,ne acıyan yanımı gören vardı. Bana eşlik eden göz yaşlarım ve yalnızlığım vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLKLERİMİN SAHİBİ
Non-FictionYaşanan yanlış anlaşılmaların sonucunda yaşanan aşkın,acının,göz yaşının büyüttüğü masum ruhların hikayesidir...