Yalnızlığın soğuk kolları sarmalıyor çocukluğumu.
Odanın içini aydınlatan güneş ışıklarının gözlerime nüfuz etmesiyle açılabildi göz kapaklarım. Uyku sersemliği Milay'a baktığımda boş bir yatakla üstümdeki uyku mahmurluğu tamamen yok olmuştu. Belki lavabodadır diye hemen kapıyı tıklattım ama içeriden ses gelmiyordu. Aklıma kötü şeyler gelmeye başlamıştı. Benim yüzümden Milay'a birşey olmuş olması kendimi asla affetmeyeceğim bir durum olur. Odanın içinde bakmadığım yer kalmadığı anda koridora fırladım. Hemşirelere Milayı sorduğumda görmediklerini ve sorunun ne olduğunu sordular. Ben telaşla onlara açıklama yaparken bize yaklaşan doktor Berk'in sesi hemşirelerin korkarak yanımdan uzaklaşmasına sebep olmuştu.
"Eylül Hanım lütfen sakin olun ve neler olduğunu anlatın?"
"Gece uyuya kalmışım ve uyandığımda Milay yatağında yoktu. Yaraları ağır olduğu için bir yerlerde düşüp kalmasından korkuyorum. Siz Milay'ı gördünüz mü?"
"Eylül Hanım korkmayın Milay Hanım bir yerlerde düşüp kalmadı gayet iyi. Ama ilk önce sakin olur musunuz? Size sormak istediğim bir kaç konu var."
"Berk Bey benim sakin olmam için ilk önce Milay'ı görmem lazım. Daha sonra ne sorarsanız hepsini cevaplayacağım. Ama ilk arkadaşımı görmek istiyorum."
"Peki Eylül Hanım sizi arkadaşınızın yanına götüreceğim ama sessiz olmalısınız. Daha sonra bir kahve içerken konuşuruz. Sizin için uygun olur mu?"
"Evet evet. Acele edelim lütfen."
Doktor Berk'in söylediklerine tam olarak anlam veremesemde arkasından onu takip etmeye başladım. Kayra'nın odasının kapısında durduğunda utanmıştım. En yakın arkadaşımın buraya gelmiş olabileceği hiç aklıma gelmemişti ve bu bana utanç vermişti.
Yavaşça açtığı kapıdan ikimiz birlikte girdiğimizde şaşkın ama tebessüm dolu yüzüyle Kayra bize bakıyordu. İşaret parmağını dudaklarına götürüp sessiz olmamızı söyledi. Kollarında yatan Milay'ın ilk defa uykusunda bu kadar huzurlu olduğunu görüyordum. Onun huzuru bana mutluluk vermişti ama ona hala çok kızgındım. Beni korkuttuğu için ona gereğinden çok fazla kızgındım.
"Milay'a uyandığında onu kendi ellerimle öldürmek istediğimi söyle!!"
"Eylül sessiz ol ya! Sabaha kadar ağrılarından dolayı inleyip durdu. Lütfen sessini biraz alçalt."
"Neden o kadar çok ağrısı var acaba. Berk Bey bunun sebebi ne olabilir? Kötü birşey yoktur değil mi?"
"Milay Hanım uyandığında beni çağırırsanız muayene ederim. Muayene etmeden sebebini bilemem Eylül Hanım."
"Tamam size mutlaka haber veriririm. Kayra biz çıkıyoruz ama Milay uyandığında olan biten herşeyi tek tek anlatacaksınız. Çok korktum çünkü!"
"Tamam Eylül herşeyi anlatacağım ama odadan sessiz bir şekilde çıkın lütfen!"
Kayra'nın sert tepkisinden dolayı hemen odadan çıkmıştık. Odadan çıktığımızda Doktor Berk'e döndüm ve benim mutlu bakışlarımın aksine öfke dolu bakışlarıyla karşılaşmıştım.
"Berk Bey benimle ne konuşmak istemiştiniz?"
"Eylül Hanım, Milay Hanımla kaç yıldır arkadaşsınız?"
"5-5,5 yıllık bir arkadaşlığımız var. Neden sordunuz?"
"Sadece benim sorduğum sorulara cevap verin. Bana soru sormayın. Milay Hanım hakkında bilgi almak istiyorum sizden."
"Berk Bey sorduğunuz sorulara cevap vermeye çalışacağım ama benim size soru sormamam imkansız. Çünkü siz en yakın arkadaşım hakkında bilgi almak isterken ben bunun nedenini sormadan duramam. Dişe diş, göze göz Berk Bey!"
"Sorduğum sorulara verdiğiniz cevaplara göre bende sizin sorularınızı cevaplayacağım. Nur kim?"
"Siz... Nereden biliyorsunuz?? Benim gibi Milay'ın yakın bir arkadaşıydı."
"Arkadaşıydı derken? Artık arkadaş değiller mi? Aralarında ne gibi bir sorun var? Acaba bir erkek yüzünden olabilir mi?
"Berk Bey haddiniz olmayan sorular soruyorsunuz. Bu işin sonunda ne elde edeceksiniz?"
"Sadece merak diyelim. Cevap vermenizi bekliyorum!"
"Ses tonunuzu ayarlayın lütfen! Evet artık arkadaş değiller. Aralarındaki sorun sizi ilgilendirmez, ki sebebini direk neden erkek meselesi olarak düşündünüz?"
"Çünkü Milay ve Kayra Bey arasında küçük denilemeyecek bir sorun var. Bu sorunun Nur denilen kişiyide ilgilendirdiğini düşünüyorum. Yanlış bir kanıyamı vardım yoksa?"
"Milay ve Kayra'nın arasında ki sorun sizin tahmin edemeyeceğiniz bir konu. Nur meselesi ise Milay arkadaşlığını bitirmek istediği için bitti. Başka sorunuz var mı?"
Sanki saklamaya çalıştığınız birşeyler var. Kısa ve geçiştirici cevaplar veriyorsunuz."
"Herşeyi size açık saçık bir şekilde anlatmamı gerektirecek bir sebep göremiyorum. Tabi sizin sorularıma vereceğiniz cevaplar o sebebi ortaya koyabilir. Buda size bağlı. Şimdi sorulan sorulara cevap verme sırası sizde. Neden sorularınızın hepsi Milay hakkında?"
"Milay Hanım benim hastam ve hastaneye geldiğinde neden o halde olduğunu sormak hakkım."
"Ama sizin sorduğunuz soruların hiç biri o olay hakkında değil. Sorularınız Milay'ın özel hayatıyla ilgili. Bildiğim kadarıyla Doktorların görevi hastalarının hayatını araştırmak değil, hastalarını tedavi etmektir. Kayra ve Milay'ın arasında ki sorunu nereden biliyorsunuz?"
"Hastam olduğu için bilmem normal. Ayrıca benim diğer hastalarımın kontrollerini yapmam lazım müsadenizle."
Sorularımdan kaçarcasına gideceğini söyeldiğinde kolundan tutarak durdurmuştum. Doktor Berk'in hareketleri ve soruları rahatsız ediciydi.
"Berk Bey hastalarınız 5 dakika daha bekleyebilir. Milay'ın hayatını araştırma sebebininizi sorsamda cevap alamayacağımı anladım. Ama Milay bu tarz şeylerden pek hoşlanmaz, hatta sert bir tepki verir. Ben bu olaydan Milay'a bahsetmeyeceğim ama sizde Milay hakkında araştırma yapmayı bırakacaksınız."
Sözlerimin sonunda Kayra'nın odasının önünde konuştuğumuza pişman olmuştum. Çünkü Kayra kapının aralığından bize bakıyordu, yüz ifadesi bütün konuşmalarımızı duyduğunu belli ediyordu. Şaşkın yüz ifademi fark eden Doktor Berk'te arkasını döndü ve Kayra'nın sinirli bakışlarıyla karşılaştı.
Kayra Doktor Berk'i es geçerek benim karşımda durdu. Çatık kaşlarla bana bakarak,
"Duyduklarım doğru mu Eylül? Bu adamın Milay hakkında ne düşündüğünü ikimizde anladık mı?"
"Kayra bak bir dakika sakin olur musun! Öfkelenmeni gerektirecek bir sorun yok. Doktor Berk Milay'ın doktoru olduğu için bilgi almak istemiş."
"Bana yalan söyleme!! Bütün konuşmalarınızı duydum. Sorukları sorular bir doktorun hastası hakkında sorduğu soru değilde, hoşlandığı kızın hayatını merak eden bir adamın sorularıydı."
"Evet öyle Kayra Bey. Ben Milaydan hoşlanıyorum. Ve bunu ne sizden nede ondan saklamayacağım. Milay tam olarak iyileşmediği için üstüne gitmek istemiyorum. Ama iyileştiğinde benim tam olarak kim olduğumu anlayacağına eminim!"
Doktor Berk'in sert tepkisinden sonra Kayra'dan tepki beklerken Milay'ın sesi hepimizi şaşırtmıştı. Kayra'nın alev saçan gözleri Milay'ı görünce sanki savrulmakta olan bir kül gibi bakarken. Doktor Berk'in gözleri ise suç işlemiş bir çocuğun korku dolu bakışlarını andırıyordu. Ben ise saçma bir aşk üçgeni içinde kalmış gibi hissediyordum. Milay'ın bakışlarıda sesiyle birlikte sertleşmişti.
"Kimsin ki sen?" diye sorduğunda hepimiz merakla Doktor Berk'e dönmüştüm.
"Milay Hanım hala tam olarak iyileşmediniz. Lütfen yatağınıza döner misiniz?"
"Berk Bey! Sizinle hala kibar konuşuyorken sorduğum sorunun cevabını verin?"
"Milay ben senin doktorunum ve sana yatağa dönmen gerektiğini söylüyorum!"
"Doktor olman bana emir verme hakkını sana tanımıyor. İyileştiğimde kim olduğunu söyleyeceğim dedin. Söyle o zaman kimsin sen? Kim!!!"
"Milay daha iyileşmedin. İyileştiğinde söyleyeceğim dedim şimdi değil."
"Sen gerçek doktor musun? Adın gerçekten Berk mi? Bana bunların cevabını ver!"
"Doktorum Milay adımda Berk ortada bir yalan yok sadece fark edemediğin gerçek var!"
"O zaman görmediğim gerçekleri göster bana!"
"Adım Berk! Ama ikinci adım Berk. İlk adımı tek bir kişi kullanıyordu onun adıda Milay Ertandı"
"Nasıl ya! Yoooo. Olamaz. Hayır!! Sen..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLKLERİMİN SAHİBİ
Non-FictionYaşanan yanlış anlaşılmaların sonucunda yaşanan aşkın,acının,göz yaşının büyüttüğü masum ruhların hikayesidir...