Gerçeğe Dönüş
●●●Seunghyun uyurken bebekleri yine ağlamaya başlamıştı. Uyku ve uyanıklık arasında sıkışıp kalmışken tekrar uyumaya çalıştı.
"Hayır hayır, Tanrım, lütfen..." Sayıkladı.
Daesung okuduğu kitabı komodinin üstüne bırakıp Seunghyun'a döndü. "Seunghyun... Seunghyun uyan." Hafifçe sarsıyordu onu.
"Daesung lütfen, bugün olmaz. Sabaha kadar öpsen de kandıramayacaksın beni. Lütfen sevgilim, bugün sen bak." Sızlandı.
"Hey, neler oluyor? Neye ben bakayım?" Sordu Daesung. Hiçbir şey anlamıyordu.
"Bebeğimize, sevgilim... bebeğimize. Sıra sende, lütfen oyun bozanlık yapma."
Bebeğin sesi kesilmişti ama Daesung onu bir türlü rahat bırakmıyordu. "Hangi bebek?"
"Hani şu adını hâlâ koyamadığımız, doğalı daha bir ay bile olmamışken senin ikizinmiş -ya da benim ikizimmiş- gibi görünen, ikimizin beraber yapmış olmasına rağmen sadece sana -ya da sadece bana- benzeyen ve doğduğu gün konuşmaya başlayan dünya tatlısı oğlumuzdan bahsediyorum." Tüm bunları söylerken uykusu kaçmıştı. Yatakta oturur pozisyona geçerken parmaklarıyla gözlerini ovdu.
Daesung endişelendi. Yatakta doğrulup, sırtını yatak başlığına yaşlamış olan sevgilisinin kucağına geçti. Seunghyun'un bacakları onun bacakları arasındaydı. Yatak başlığına tutunup dudaklarını Seunghyun'un alnına yapıştırdı.
Seunghyun'un elleri çoktan Daesung'ın kalçasında yerini almıştı. "Sevgil--" Konuşması Daesung'ın kalçalarını sertçe ona bastırıp ardından çevirmesiyle yarım kalmıştı. İnledi.
"Ateşin de yok. Her şey yolunda mı?" Dudaklarını alnından çektikten sonra sordu Daesung. Seunghyun'un kucağında oturuyordu.
"Asıl orada her şey yolunda mı? Tanrım! Neyse ne, ben şu çocuğa bakıp geliyorum. Uyuma sakın. Sana yine aldandığıma inanamıyorum. Bu sefer öpücükle kurtulacağını sanıyorsan yanılıyorsun." Bir yandan söylenip bir yandan da kalkmaya çalışıyordu. Bebeklerinin iyi olduğundan emin olduktan sonra Daesung'la ilgilenecekti.
"Hey, sakin ol. Dediklerinden hiçbir şey anlamıyorum, bizim bir bebeğimiz yok." Onu yatağa daha çok bastırırken konuştu Daesung.
Bebek falan derken... onunla sevişmek istediğini dolaylı yoldan mı anlatıyordu? Direkt söylemek varken neydi tüm bu karmaşa?
"Sevişmek mi istiyorsun?" Oyuncu bir şekilde güldü Daesung.
Seunghyun'un üstünde olan Daesung, ellerini Seunghyun'un göğsüne bastırmıştı. Hem onu yatağa sabitliyor hem de güç alıyordu.
"Tanrım! Tabii ki seninle sevişmek istiyorum. Bebeğimiz yok derken?" Şaşkındı ama elleri iyi hareket ediyordu. Daesung'ın kalçasını tutup kendine bastırdı. Daesung'dan aldığı karşılık gözlerinin kayarak kapanmasına neden olmuştu.
Anlamak güçtü. Onca ısrar, doktor kontrolleri, doğum... hepsi olmayan şeyler miydi? Tanrım! Rüya mıydı her şey?
Daesung işine odaklanmışken hızla yerlerini değiştirdi Seunghyun. Bacakları arasına yerleşip hırsla onu öpmeye başladı. "Beş dakika--" ondan hiç ayrılmak istemiyordu ama şu bebek olayına bir açıklık getirmeliydi. "Sevgilim, sadece beş dakika beni bekle, hemen geliyorum."
Hızla yataktan kalkıp bebek odası olarak ayarladıkları odayı kontrol etmek için bir hışımla yatak odasından çıktı. Odaya geri gelmesi 30 saniyesini bile almamıştı. "Tanrım! Bizim evimizde öyle bir oda yok ki!" Mutluydu. Acayip mutluydu.
Daesung olanları kavramaya çalışırken Seunghyun ona ulaştı ve hızlı bir şekilde anlatmaya başladı.
"Rüyamda bana hamile olduğunu söyledin, inanmadım; çünkü mantıklı değildi. Üzüldün, üzülmeni istemedim, üzülme diye çabaladım. Farkına var diye doktora götürdüm ve hamile çıktın. Doğum yaptın ve boyumuz kadar bir evlat sahibi olmamızı sağladın. Oğlumuz senin gözünden bana, benim gözümden bakınca da sana benzeyen ve ilk günden konuşmaya başlayan bir bebekti. Beni ayartarak aklımı çeliyor ve beni bebekle ilgilenmek için ikna ediyordun, bunun için çok zorlandığını söyleyemeyeceğim. Ben bebekle uğraşırken sen fosur fosur uyuyordun." Şimdilik yeterli bir açıklamaydı, detaylar sonra da anlatılabilirdi.
"Tanrım," dedi Daesung. "Seni ayırtıp bebek bakmanı mı sağlıyordum?" Sırıttı.
"O bir canavardı." Güldü ve Daesung'ı öpmeye başladı. Fena halde tutkulu öpüyordu.
"Ayrıntıları da duymak isterim." Söyledi Daesung.
"Tamam, söz. Şimdi benimle ilgilen lütfen."
"Memnuniyetle. Öyle güzel ilgileneceğim ki, kim bilir, belki bir çocuğumuz bile olur." Güldü Daesung. Seunghyun'un içinde çiçekler açtı.
O güldükçe Seunghyun da güldü. Sarmaş dolaş sabah ettiler. Keyifli bir şekilde sabaha merhaba deyip, o keyfin yorgunluğuyla uyudular.
●●●
Evet efendim, fic bitti. Her şey Seunghyun'un gördüğü bir rüyadan ibaretti.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pregnant || Todae
Short StorySeunghyun çıldırmak üzereydi. Sevgilisi Daesung inatla hamile olduğunu söyleyip duruyordu. Tanrı aşkına! O bir erkekti ve erkekler hamile kalmazdı. Denizatları hariç. Daesung'ı hamile olmadığına ikna etmek isteyen Seunghyun'un absürt macerası.