Odamda otururken yine uzun zamandır düşündüğüm konu geldi aklıma.Yazmak.Acaba yazsam okunur muydu kitabım, beğenilir miydi düşüncelerim. Bir yanım böyle derken diğer yanım başkalarına aldırma diyor.Ve son kez karar verip aldım elime kağıt kalemi başladım yazmaya aklıma ne gelirse, korkmamalıydım.Ben buyum. Yazalı bir kaç saat olmuştu. Güzel de olmuştu bence, en azından ilk denememe rağmen. Biraz çıkıp hava almak iyi gelecekti. Hazırlanmalıydım. Dar siyah bir pantolon ve beyaz bir tişört. İşte Açelya Yıldırım tarzı. Rahat ve spor. Odamdan çıkıp anneme dışarı çıkacağımı haber verdikten sonra kendimi dışarı attım.
Belki de Burçağı arayıp onunda gelmesini isteyebilirdim. Hemde yazmaya başladığım kitabımı ona da söylerdim. Sevineceğini biliyordum, çünkü o benim canım kankam. Ama aramadım. Yalnız olmak istiyordum. Sahile gidip ,bir banka oturdum. Ve o göz alıcı deniz ve gökyüzünü izlemeye başladım. O kadar güzel ki. Baya bir zamandır burada oturduğumun farkına vardığımda saat 7 olmuştu. Eve gitmeliydim babamın kızmış yüz ifadesiyle bana bakışını şimdiden görebiliyorum. Ne zaman anlayacaktı bu adam benim küçük olmadığımı. Bunları düşünürken sokağa girmiştim bile. Açıkçası eve girmek istemiyordum ama kendimi kapının önünde buldum. Tahmin ettiğim gibi babam bana o kızgın yüz ifadesiyle bakıyordu. "Neredeydin bu saate kadar he". "Biraz hava almaya çıktım baba". Tam ağzını açıp bir şey diyecekti ki izin vermeden " ben odama çıkıyorum size iyi geceler" diyerek susturdum. Odama çıkıp uzun uzun düşünmem gereken onca şey vardı. En huzur bulduğum yer olan canım yatağıma yerleşip baştan sona düşünüp karar vermeliydim. 17 yaşımda olmama rağmen hala dışarı çıkmakta sorun eden babamı , tamamiyle Benin düşüncelerimi kapsayan kitabımı ve bu sene gireceğim ygs ve lys sınavlarımı. Bu seneye kadar derslerimde hep başarılıydım. Bu sene de öyle olmak zorundaydım. Güzel bir üniversite için. Okulların açılmasına 4 hafta kalmıştı. Bir hafta tatile ayırmak istiyorum geri kalan 3 hafta çalışmayla geçecekti. Bu konuda her şey yerinde peki ya kitabım kesin emirler vermeliydim kendime geri dönüş asla olmaması için. Şimdilik çok yaygın olan wattpad uygulamasına gecirmeliydim kitabımı , tabi birkaç bölüm olunca. Oradaki insanlar beğenmeyebilirler ama ben bu kitabı bastırmaya kararlıyım. Güzel bir şey olacağına eminim. Ve tabi ki bir anlam veremediğim sorun babama gelelim, onda bir değişik haller vardı. Belki de onunla konuşmalıydım. Hiçbir zaman beni düşünmeyen ben evde yokmuşum gibi davranan adam ne oldu da kızını düşünür oldu. Düşündürücüydü.
Bugün fazlasıyla ruhsal olarak yorulmuştum. Uykuya ihtiyacım vardı. Üstümü değiştirip , uykunun kollarına kendimi bıraktım.
Uyandığımda saat 8.30 du. Kahvaltıya yetişebilirdim anlaşılan. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim. "Günaydın" diyerek yerime oturdum. Annem ve babamda bir ağızdan Günaydın diyerek masadaki sessizlik yerini aldı. Dün gece düşündüklerimi onlara şimdi söylemeliydim. En iyi zamanlamaydı. "Anne ve baba sizinle bir şeyler hakkında konuşmak istiyorum. Umarım sizde anlayışla karşılarsınız. Bildiğiniz gibi okulların açılmasına 4 hafta kaldı ve bu sene gireceğim sınavlar var. Bir hafta tatil yapmak istiyorum. Biliyorum daha yeni geldik diyeceksiniz ama ben bu sefer tek başıma olmak istiyorum geri kalan 3 hafta da zaten çalışmayla geçecek. Ve okullar açılmadan bir gününü bana ayırt baba seninle konuşmam gereken şeyler var."
Bunların hepsini bir nefeste söylememe hayran kalmıştım. Suyumdan bir yudum içip ilk babama sonra da anneme baktım. Yüz ifadelerinde değişiklik yoktu. Birkaç dakika sonra babam" Gideceğin yeri tahmin ediyorum Açelya,peki git benimle de konuşacağın konuyu elbette konuşuruz"dedi. Kafamı tamam anlamında sallayıp tostumu yemeye devam ettim.
Hem alışveriş yapmalıydım hem de burçakla buluşmalıydım. Odama çıkıp onu aradım."he söyle kanka". Telefonu açma şekline bak yarabbim." Burçak ilk alışveriş sonra da bir kafede oturmaya ne dersin." " Harika bir fikir." " Tamam o zaman bir saat sonra her zaman gittiğimiz Alışveriş Merkezi'nin önünde buluşalım." " Tamam canım öptüm." " bende" dedikten sonra telefonu kapattik.
İlk ılık bir duş almalıydım. Banyo dolabımdan çok sevdiğim saç bakım setimi aldıktan sonra içeri girip duşumu aldım. Çıktığımda 15 dakikadır banyoda olduğumu anladım. Saçlarımı kurutup şekil verdikten sonra rahat bir elbise giyim sırt çantamı da koluma takıp aşağı indim. Anne ben alışverişe çıkıyorum görüşürüz deyip onun cevap vermesini beklemeden çıktım.
Taksiyi çoktan aramıştım. Birkaç dakika sonra da gelmişti zaten. Adresi verip kulaklığımı taktım. Alışveriş Merkezi bize biraz uzaktaydı. 20 dakika sonra karşımda cıvıl cıvıl bir Burçak gördüm. Burçakdaha çok renkli takıları severdi, bense sadece kolyelere aşıktım. Tabii ki sportif olanlara. Açelya diye bağırarak hayvan gibi sarılan kızı seviyordum." Alışverişe başlamadan bir snap atalım kanka." Ben tam fotoğraf manyağıydım. Gittiğim her yerde fotoğrafım olmak zorundaydı. Fotoğrafı çekildikten sonra mağazaları dolaşmaya başladık." Ben bir haftalığına tatile gidiyorum." Deyip Burçağa baktım." Ve o yüzden alışveriş yapıyorsun ve gitmeden önce benimle buluşmak istedin canım kankam ya." Kafamı evet olarak salladım. Gezinirken gözüme bir elbise takıldı. Tam benlikti. Bordo askılı ve eteklerine doğru daha geniş olan tatlı bir elbiseydi. Burçak oraya doğru baktığımı görünce hemen eline aldı beni de tutup kabine sürükledi. Bende seviyorum alışveriş yapmayı ama Burçak kadar değil. Aynadan baktığımda elbise bana çok yakıştığı apaçık ortadaydı. Çıkarıp kendi kiyafetlerimi giydim. Kabinden çıktığımda Burçak değişik yüz ifadesini çoktan bürünmüştü."yakıştı ve alıyorum." " bende bir gorseydim dimi." Dediğine karşılık vermeden tişörtlere bakındım. 3 tane aldıktan sonra kasaya doğru ilerledim. Burçağa baktığımda elinde elbiseler vardı."ne yapayım çok güzeller." Aldıklarımızı ödedikten sonra kitapçılar katına çıktık. Ben bir kaç test kitabı alırken Burçak dergilerin arasında kaybolmuştu âdeta. Onu oradan alıp kafeye doğru ilerledik. Kafeye vardığımızda hemen oturup siparişlerimizi verdik. " kitap yazmaya karar verdim ve yazmaya başladım." Burçağın gözleri parlıyordu. "Canım arkadaşım be yazarlık da yakışır." deyip öpücük attı. Bir şey demeden garson siparişlerimizi getirdi. " başka bir arzunuz?" "Yok teşekkür ederiz."
"Afiyet olsun efendim." diyerek gitti.Garsonun gidişini seyrettim tatlı bir kızdı. Burçağa baktığımda telefonuyla ilgileniyordu. Bende çilekli sodamı yudumlamaya başladım. Bir saat sonra oradan ayrıldık. Vedalaşıp eve doğru yürümeye başladım. Canım biraz yürümek istiyordu. Saate baktığımda 4 e geliyordu. Geç değildi. Sokakta çocuklar eğleniyorlardı. Hepsi masumdu. Normalde çocukları pek sevmem. Onları izleye izleye eve gelmiştim. Anneme geldiğimi söyleyip odama çıktım. Hiçbir şeye bakmadan kağıt kalemi alıp yazmaya başladım. O küçük çocuklar ilham vermişti bana.2 saattir yazıyordum. Yorulmuştum. Telefonu elimden alıp internetten biletimi aldım. Yarın öğleden sonra gidiyordum. Bavulumu toplamaya başladım. Hiç birşey eksik olmasını istemiyordum. Tişörtlerim, pantolonlarım, elbiselerim, sortlarim,küçük bir çanta makyaj malzemelerim, bakım eşyalarım ve okuma kitabım hazırdım. Fermuarı kapatıp kapının kenarına koydum bavulumu. Aşağı inip biraz annemle vakit geçirmeliydim. Bayadır ana kız konuşmuyorduk.
Annemle yemek yapıp sofrayı hazırladım. Annem mutlu olmuştu. Uzun zamandır onu böyle görmemiştim. Yemek yiyip odama çekilmistim. Hemen uyuyup sabah olmasını istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Devam Ediyor
Teen FictionNasıl baş edicem onca şeyle. Bu küçük kalbim bu kadarına dayanamazdi. Dur deme vakti gelmişti herkese. Yeni sayfa açmayacaktim ben yeni defter alacaktim...