Uyandığımda hava daha aydınlık değildi.
Elimi yüzümü yıkayıp, Üstümü giyindim. Burçağa not yazıp evden çıktım.Ben hızlı hızlı koşmaya devam ederken belkide uzun süre buralara gelmiyecegimi, gelsemde eski gunler gibi olmayacagini düşündükçe canım yanıyordu.Aglamak istiyordum ama bir türlü beceremiyordum, çünkü babannem beni böyle görse çok üzülürdu ki o beni izlediğini biliyorum.
Ben böyle düşünürken sahil kenarına çoktan gelmiştim. Oturup artık daha da çok dertli hüzünlü gülmeyi unuttuğum günlerimi düşündüm.
Bu da geçecekti elbet ama şuan çok acımasızdi.Gitmeden babanneme gitmem gerekiyordu. Ona bunu borçluydum. Oturduğum yerden kalkıp mezarlığa doğru ilerledim. Mezarlığa yaklaştıkça ömrümden ömür gidiyordu sanki.
"Hey gidi Aysel sultan, kim derdi ki seninle burada konusacagimi. Herkes bir gün ölecek ama işte insan yakınına yakıştıramiyor"
Mezarına getirdiğim çiçekleri koydum birazda suladim mezarını."Ben gidiyorum babannem belki yine gelirim buralara,kendine iyi bak sen seni çok seviyorum hoşçakal..."
Gözlerim dolmaya başladı. Yavaş yavaş serbest bıraktım. Arkami döndüm okan bana bakiyodu ona doğru koşup sarıldım.
"Ah be sıpa ağla için açılsın içine atma kardeşim."
Birsey demedim sarılmaya devam ettim.eve doğru yürümeye başladık sonra.
"Demek bugün gidiyorsun ha?" "Evet de sen nerden biliyorsun ki?" "Buraya gelmeden önce eve uğradım Burçak söyledi."
" Evet gidiyorum buralara gelicem yine bırakmam seni"
"Kızım bende gelicem bi kaç güne istanbula birakirmiyim hiç."Doğruya okan da geliyodu istanbula canım benim.
"kusura bakma bi anlık aklımdan çıkmış." "Önemli değil artık bundan sonra hep beraberiz."
Gulumseyerek cevap vermiş oldum.Eve gelmiştik zaten içeri girdik Burçak hazırdı.
" Birseyler yemeyecekmisin? Bak sana sandviç yaptım seversin hadi ye."Ses çıkaramadım çünkü çok acikmistim. Yemeğimi yiyip artık gitme vaktinin geldiğini görünce son kez odaya göz attım ve bavulumu alıp çıktım. Kapının önünde Burçak okan ve yunus vardı.
Ben nasıl unuturum yunusu ya iyice yaslandim galiba. Yunusa hersey için teşekkür ettim ve evden çıktım.
Okan bizi havaalanına birakacakti. Yunus'un gitmesi gerekiyordu. Iyi biriydi okanla da iyi anlasiyolardi buna sevinmistim.
Artık gitme vakti hoşçakal okan diyip sarıldim kulağına iyi ki varsın hersey için teşekkür ederim deyip çekildim.
Burçak da vedalasinca okana son kez baktım deli bu çocuk ya gözleri dolmuş geri yanına gidip "olum deli misin ne ağlıyorsun" "niye aglayacakmisim gözüme toz kaçtı benim." "Hehe hadi öyle olsun" diyerek Burçağın yanına gittim.Uçağa binmeden bir kaç temel işlemleri de halledip yerime yerlestim. Her zamanki gibi cam kenarı benimdi son kez baktım memlekime.
"Sende bir daha gelmiyecekmissin gibi bakma be kızım.yine gelicez buraya hemde çok mutlu olucaz." Bi anlık Burçağa bakıp başımı omzuna koydum. Canim kankam benim.Uçak inişe hazirlanmisti. Bende kulaklığımı çantama koyup toparlanmaya başladık.
Uçaktan inince istanbul havasıyla yüzleşecek kadar gücüm yoktu. Eve gidip güzel bir duş aldıktan sonra hepsini ayrı ayrı düşünüp karar verecektim bi de üstüne babamla konuşmak vardı.Çok geçmeden taksiye binip kısa yolculugumuza başladık.
Önce Burçağı bıraktık. Taksi evin önüne gelince borcumu ödeyip eve doğru ilerledim.
Umarım evde kimse yoktur direk odama cikabilirim.Sessizce kapıyı açtım tahmin ettiğim gibi evde kimse yoktu. Odama çıktım güzel bir duş alıp kütüphaneye çıktım ve herseyi teker teker elime alıp düşünmeye karar verdim.
1)Babannem için üzülüyorum kolay olmiyacak atlatmam ama yinede deneyeceğim çünkü o da bunu istemezdi.
2) ordudayken benim gizlice fotograflarimi çeken çocuk da kimdi niye böyle birşey yapıp benim kafamı karistiyordu merak konusuydu gerçekten, ama illaki bir gün karşıma çıkacaktı.
3) babamla gerçekten ciddi bir şekilde konuşmam gerek beni küçük sanmasin bu yaşıma kadar bana ilgi göstermeyen adam bundan sonra da göstermesin bence.
4) bunlardan uzakta olan benim için de önemli olan sınavlarım güzel üniversite için gerekli olanlardı kendi ayaklarimin üstünde durmam için ilk adım.
Yazmayı seviyordum. Böyle dertlerimi tek tek yazınca daha işin içinden ayrılır modunda oluyordu. Bu kağıdı da dertlerimi teker teker çözunce üstünü isaretliyip diğerlerinin yanına koyacaktim.
Odama inip bavulumu boşaltmaya başladım. Aha bi fotoğraf daha bu da havaalaninda gerçekten her fotografta daha çok meraklanmaya başlamıştım. Bunun amacı neydi ya Allahım lütfen daha fazla beklemiyim kim bu çıksın karşıma.
Bavulumu yerine koyup içindekileri de yerlestirince açıktigimi fark ettim aşağı inip bişeyler hazırlamak en iyisiydi. Merdivenlerden inerken salonda oturan annemle babamı gördüm. Onlara artık bir o kadar ciddi ve soğuk olacaktım. Hak ettikleri buydu.
"Hosgeldin kızım" dedi annem "Hoşbuldum " diyerek cevapladım mutfağa girdim.
Buzdolabindaki yemeği ısıtip yedim. Gerek yoktu görevli ablayi cagirmaya.Iceri geçip televizyonu kapattım. Ve konuşmaya başladım."baba seninle konuşacağım konuyu suan konuşmak istiyorum. Ama o konudan önce sizi ilgilendirir mi bilemicem ama bir şey demem gerek."
Nefes aldım ikisi de bana bakıyordu.
"Babannem vefat etti." Dedim bunu derken bile göz yaşlarımi zor tuttum çünkü onların yanın da olmazdı.
"Allah rahmet eylesin." Babamın dediğine şaşırdım. Ağzım açık izledim ciddi mi diye."Sen nasıl bir evlatsin o senin annen başka biri değil. Hiç mi canın yanmadi sen nasıl bir insansın iyi ki ben senin gibi değilim olmayacağım da ama şunu bil ki ben siz ölmüş olsanız bunu size yapmam. Gerçekten sana yazık."
Diye bagirdim.Sinir ve üzüntü ile gözlerim dayanamadi ağlamaya başladım evden o hızla hemen çıktım. Yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Devam Ediyor
Teen FictionNasıl baş edicem onca şeyle. Bu küçük kalbim bu kadarına dayanamazdi. Dur deme vakti gelmişti herkese. Yeni sayfa açmayacaktim ben yeni defter alacaktim...