bölüm 3

33 2 4
                                    

Daha yeni gelmeme rağmen sanki bugün gidiyomusum gibi bir mutsuzluk var içimde. Battaniyeme baktigimda ayaklarimin arasında ezilip büzülmüştü.
Kalkıp banyonun yolunu tuttum. Güzel bir duş aldım. Karnımdan değişik sesler geliyordu. Nasıl bir açliktir bu Yarabbi.
Üstümü giyinip , doğru Aysel hanımın yanında aldım soluğu.
" Babannem bugün neler yaptın bakalım?" "Tabi ki o çok sevdiğin Bulgurlu boreklerden yaptım sana yavrum." "Allaaaah yaşadım" Evet belki duymamis olabilirsiniz. Bende babannemden duydum bu böreği harika bir şey de. Ben masaya yerleşip bir güzel börekleri mideye indirirken babannem bana eşlik ediyodu. O çok erken kahvaltı etmek zorundaydı ilaç saatleri yüzünden kahvaltısi çok erkendi. Istesem kalkabilirdim ama uykuma yenik düşüyordum.
Kahvaltı mı yaptıktan sonra denize gidip biraz yüzmek güzel fikirdi. Bikinimi giyip üstüne cıvıl cıvıl olan çiçekli elbisemi de giyip. Çantama havlu, güneş kremi, kitabımı, babannemin hazırladığı küçük yemek kutusunu da yerleştirip. Odamdan çıktım.
Gözlüklerimi de taktıktan sonra cool cool yürümeye başladım.
Burda fazla arabaya binmek tercihim değildi.
Mis gibi havayı istanbulda bulamazdim. Bulurdumda burdaki gibi olmaz. Ben böyle derken çoktan sahile gelmiştim. Biraz Kalabalıkti. Ama benim her zamanki yerim boştu. Ohh ne güzel. Yerime kurulup, elbisemi de çıkardıktan sonra cebellesmeyi göze alarak kremi sürmeye başladım. Sırtıma sürmeye çabalıyordum ki başka bir el tenime temas etti. Arkami dönüp tokati yapıştırdigim kişi bilin bakalım kimdi? Kolay bulursunuz ya. İşsizlik galiba bu. Dondurmaci çocuk.Adini bilmediğim için adı buydu. " Ne yapıyorsun ya, iyilik edelim dedik tokat yedik." "Hödük insan böyle mi iyilik eder etme kardeşim etmek yardımın eksik kalsin senin." Diye cikistim. Gülüyodu mal."kızınca kızaran kızlar kaldı mı ya" bak sen şu ukalaya ne saniyodu bu kendini be."olum bas git uğraştırma beni ukala." Ben böyle çıkışırken omzumdan geri çekilip, dondurmaci çocuğa yumruk atmasini seyrettim. Ne olduğunu anlayamadım bile. O kadar çabuk gelişti ki. Ulan bir rahat yok be. Yumruk atan Okandı. "Gormicem lan seni bidaha bu kızın etrafında." Dondurmaci gözünü tutarak "güzelliğin manitasi da geldi he" " Ne diyosun lan sen kankam hakkında hadi abicim yürü." Çocuk uzaklaştı. Bende sezlonga oturup okana baktim "ne işin var senin burda lan" "zaten az zamanım kaldı buralarda, özlem gidereyim dedim orduma." "Iyi yapmışsın kanka hadi gel denize girek." Okan dan cekinmezdim o benim dostumdu. "Hadi girelim sıpa." Denize doğru yürümeye başladık.
Allaaaah! Su buz gibiydi. Okan hemen girdi tabi. Öküz bu suya nasıl tepki vermedi. Bir kaç dakika sonra bende alıştım suya. Yavaş yavaş okanin yanına doğru ilerledim. Bana arkası dönüktü. yavaşça yaklaşıp saçından çekip alnina vurdum.
Tabi sonra kaçtım."hiii sıpa yandin sen kızım." Gülerek kaçmaya çalıştım tabi.
"Okan kızma ya, sakaydi." "Bende sana şaka yapıcam ,hele bi yakalayim." Yüzmeye devam ettim. Merak edip arkami döndüm aha okan yoktu. Kötü bi planı vardı. Net. Yavaş yavaş kıyıya doğru yüzmek en iyisi diye düşünürken gözlerim kapandı ve sonra ağzımda bu Okandı, o yüzden rahattim biraz olsun. Ama canım yanmaya başladı. Boğuk sesler çıkarmaya başladım. Bırakmadı. Ulan okan benim sana yaptığımla seninki eşit mi hayvan. Icimden böyle sesler gecirirken. Okana dirsegimi geçirdim. Tabi o da o tepkiyle beni serbest bıraktı. Oh be dünya varmış.
Ben onu düşünmeden denizden çıktım. Oh olmuştu ona.
Evet çok güzel olmuştu. Saçlarım kendinden geçmişti adeta. Cantamdan toka aradım, her zaman bulunurdu vardı da. Gelişi güzel topladım saçımı.

Şezlonga uzanıp, kulaklığı da taktıktan sonra hayal dünyama merhaba dedim.
Yarım saat gecmeden , huzurumun içine eden okan geldi. "Ulan insanın elinin ayarı olur be ne çıktın sen" doğruldum "Oh canıma deysin, öyle şaka mi olurmuş olum." Ikimiz de birbirimize sinirli sinirli bakıp bir anda patlattık kahkalari.
Boyleydik biz okanla. Umarım kendi gibi iyi birini bulurdu.
Bir saatten fazla guneslenmistik. Sonra babannemin hazırladığı kutuyu çıkardım."Oooo Aysel teyze döktürmüş. Bulgurlu börek mi aman yarabbim." Okana da ben alistirmistim. Bir şey demedim gülümsedim. Böreklerimizi yedikten sonra bir kaç saat daha denizde vakit gecirmistik. Okanin telefonu çalmisti. Önemli bir telefon beklediği için telefonun başına çocuk koymuş yarabbim akla bak. Telefon çalinca da oraya doğru ilerledi. Ben hala denizdeydim. Su o kadar temiz ve berraktiki. Kafamı kaldırıp gök yüzüne baktım. Icime mutluluk yayıldı.
Beni bu güzellikten mahrum bırakan okanin çığlıklariydi. Denizden çıkmami işaret ediyodu. Hızlı bir şekilde bende sudan çıktım.
" Açelya benim is yerine dönmem lazım e malum seni de burda bırakmam, o çocuk gelir melir o yüzden toparlan çıkalım." Hayır diyebilirdim ama o çocuk konusunda haklıydı. Tamam deyip eşyalarımı çantaya yerlestirdim ve yürümeye başladık. Sahilin çıkışında okanin motoru bizi bekliyodu. Kask vermişti, ama takmadim. Napim bu sıcakta kafamda onu töbe. Bana göre hizliydi tabi ona göre yavaş. Biraz daha hızlandı ,beline daha çok sarılmak zorunda kaldım. İşi önemliydi , yoksa ben varken hız yapmazdi. Korkardim hep. Biraz daha gaza yuklenince "lütfen yavaşla biraz" diye bagirdim. Anlamış olmalı ki oda yavaşladi. En azından gözlerimi açabildim.
Kapının önüne geldiğinde görüşüz diyip sarıldım. o da görüşürüz diyip gazladi. Kapıyı açarken aklıma 'ulan bu çocuk ıslak insan saçını başını düzeltir dimi' diye takıldı. Vicdanim razi gelmedi mesaj attım 'içeri girerken saçını başını düzelt' ve gönder tuşuna tıkladım. Iceri girip çantamı bi kenara koyarken mesaj gelmişti. 'Benim her halim yakışıklı kızım.' deli bu çocuk. Mesajina cevap vermedim. Babannem uyuyodu içeride. Bende fazla ses çıkarmadan güzel bir duş aldım. Giyinip cantamdaki eşyaları yerlestirdim. Yoksa bulamazdim daha ben nereye koyduğumu. Yanıma bide kitap aldım okurum diye hey yavrum hey!
Amma yorulmuştum. Biraz dinlenmek için babannemin yanına uzandim.
Uyandığımda oda kalkmisti. Yürüyüş yapardı her gün. Ona bugün eşlik etmek istedim. "Babanne bekle beni bende geliyorum." Diye bağırınca "Tamam ben bahcedeyim." Dedi.
Üstüme polar alıp, bende çıktım zaten.
Beraber yürümeye başladık. Parktaki Teyzeler gibi değildi babannem. Hiç sevmezdi zaten.
Kadın kulaklıkla şarkı dinleyerek yürüyor be. Çok fena tontisim benim. Bende sap gibi kalmiyim dedim. Taktım kulaklığı. Bu sefer hüzünlü bir şarkı dinlemeye kadar verdim. Bilal sonses/ sana bisey olmasin. Nasıl da güzel söylüyo adam be.
Öyle böyle derken baya ilerlemistik. Yolun kenarında ki bankta yorgun bulduk kendimizi. Biraz dinlendikten sonra geldiğimiz yöne doğru ilerledik.
Hiç konuşmadık bu sefer. Babannemde bir şeyler vardı. Hiç böyle olmamisti. Fazla üstüne gitmedim. Eve geldigimizde ikimizde odamiza cekildik.
Yatağıma uzandim bugün olanları düşündüm. Benim niye sevgilim yoktu. En güzel ben severdim düşünürdüm belkide. Ama yoktu. O dondurmaci çocuk. Bende farklıydı. Bir yandan onu isterken, diğer yanım olmaz diyordu. Zaten bir kere de kesin ve net olsam sasardim.
Ben anca böyle dusuneyim. Bunları düşünmeyi aklımın bir rafına kaldirirken, annem geldi aklıma. O benim için değerliydi. O aramıyordu bari ben arayim. Belki bir sıkıntısı vardır.
Telefonu elime alıp, annemi arayinca hemen açtı. "Alo anne nasılsın." "Iyiyim kızım sen nasılsın, tatilin nasıl gidiyo. " " bende iyiyim annem burda hersey güzel." "Ben arayıp rahatsız etmek istemedim, hep aklimdasin."
"Aramani bekledim ama sonra bende vazgeçtim anne ne olursa olsun beni araman beni sevindirecekti. Ben kapatıyorum iyi geceler seni seviyorum. " "Iyi geceler kızım bende seni seviyorum."
Hadi ama rahatsız etmemek için aramamis. Bende yedim zaten. Birseyler olmuştu buna emindim. Ama suan bunu düşünecek kadar gücüm yoktu.
Mutfaktan gidip bir bardak su ictikten sonra ,bahçeye çıktım.
Koskoca bahçenin bir tarafında babannemin küçük tarlası , bir tarafında yemek yeme masası ve en sevdiğim yer olan minderler ve hamak olan kısım manzarası muhtesemdi. Denizin koyu mavisi yeşilin en güzel tonu ve gökyüzü. Hayat burda güzeldi.
Biraz daha bu manzarayı izleyip ölümsüzleştirmek adına bir selfie yaptım. Hiç aklıma gelmemişti. Fotoğraf çekilmek. Ne zaman sonra gelirim belki buraya. Evet yarın çoğunlukla fotoğraf cekilecektim.
Ama önce güzel bir uyku gerek tabi.
Odama doğru ilerledim. Girdiğimde gözüme yatagimdaki kâğıda takıldı.
Bu benim değildi. Kim bunu nasıl koydu buraya. Içinde ne yaziyordu acaba veya ne vardı?

Hayat Devam EdiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin