bölüm 2

29 2 2
                                    

Uyandığımda saat 11 di. Vay be bu saate kadar uyumuş muyum. Yataktan kalkmak en zor şeydi bence. Ama kalkmak zorundaydım. Çünkü bugün huzur bulduğum bir yere Ordu'ya gidiyordum.
Millet tatil için İzmir, Antalya, Bodrum felan seçer, ben Orduya gidiyorum. Kalabalık ortamları oldum olası hiç sevmedim zaten.
Telefonuma baktığımda şarjı yoktu. Ne zaman oldu ki zaten. Ilk onu şarja taktım , sonra da banyoya güzel bir duş aldıktan sonra beyaz pantolonumu ve mavi bluzumu giydim. Aşağı indiğimde evde kimse yoktu. Güzel bir kahvaltı hazırlayıp televizyonun başına geçtim. Evlilik programlarından başka bir şey olmadığını fark edene kadar kanalları gezdim. En sonunda kapattım. Zaten kahvaltımda bitmişti. Tepsiyi mutfağa götürdükten sonra taksiyi aradım.
Yukarı çıkıp kol çantama bir kaç ıvır zıvır daha koyduktan sonra odamdan çıktım. Taksi de gelmişti zaten. Gideceğim yeri soyledikten sonra camdan dışarıyi izlemeye başladım. Hiç aran soran yoktu. Tabi ki annem ve babamdan bahsediyorum, aman neyse bir hafta kafamı dinleyecektim.
Geri kalan zamanı da yolu izleyerek geçirmiştim. Bir kaç işlem yaptıktan sonra uçak havaalanından ayrılmıştı.
Deniz ve gökyüzüne aşıktım. Gökyüzü yakından daha büyüleyiciydi. Tam anlamıyla muazzam.
Kağıt kalemi alıp yine yazmaya başladım. Baya uzun olmuştu. Eve dönünce diğerlerinin arasına yerlestirirdim artık. Biraz daha gökyüzünü izlemeye devam ettim. Sonra uyku beni kollarının arasına almıştı.
Uyandığımda iniş yapıyorduk. Uçaktan inip o huzur veren havayı çiğerlerime soluyarak onlara iyilik etmiş bulundum.
Hemen bi taksi çevirip adresi verdim.
Babannem beni görünce sevinecekti. çok özlemiştim onu burayı,Okanı. Okan benim burdaki tek arkadaşımdı. Uzun zamandır görüşmüyorduk. Kim bilir ne kadar değişmiştir. Bunları düşünürken çoktan gelmiştik bile. Taksiciye parasini ödeyip , Aysel sultanın bahçe kapısını açmıştım. Basamakları inip Aysel sultan diye bagirdim. Bi kaç dakika geçmeden o tatlı insanın sesi geldi."oy benim kuzum canımın içi gelmiş haber verseydin ya yavrum bişeyler hazirlardim. " "süpriz yapmak istedim babannecim." "Sen şimdi yol yorgunusun odana çık cantalarini yerlestir, bende sana yemek yapayım." " Tamam sultanım." Bu kadını seviyordum. Ikimiz de eve girince odama doğru yöneldim. Tertemizdi. Pencereyi açıp o muazzam denizin kokusunu içime çektim. Sonra da bavulumdaki kıyafetleri dolaba yerlestirdim. Bahceye çıktığımda Aysel sultan döktürmüştü. "Ooo babannem sen ne yaptın ya." "Benim güzel kızıma az bile." Sohbet ederek yemeğimizi yedik. Birlikte fotoğraf albümlerine baktık. Küçükken az sakar değilmişim be. Ya düştüğüm an ya da hastanelerde fotoğrafım vardı. Babannemle ikimize iki kahve yapıp manzaraya karşı oturmuştuk. "Eee anlat bakayım uzun zamandır gelmiyordun, hangi rüzgar attı seni buraya." "Aa ne demek o babannem sadece seni özledim geliyim dedim kötümü ettim." "Yok kızım keşke hep kalsan." " keşke." Deyip kahvemi yudumladim. Babanneme iyi geceler diyip odama geçtim. Burçağı aramaliydim. Telefonu elime aldım. Onu aradım. Hemen açtı tabi ki. "Kanka nasılsın nasıl gidiyo tatil." "Aman Burçak daha yeni geldim. Nasıl gitsin huzur burası." "Oh ne güzel be bende burda test kitapların içinde boğuldum." "Bi dakika doğru mu duydum sen ve test kitapları." " sorma ya babam almış bir sürü çözecekmisim. " "ohoo kolay gelsin sana, neyse öptüm iyi geceler." "Bende öptüm iyi geceler. "
Telefonu kapattıktan sonra bende yatağıma yerleşip gözlerimi kapattım.
Uyandığımda saat 9 du. Babannem çoktan kalkmış olmalıydı. Elimi yüzümü yıkayıp eşofman ve sporcu atletimi de giyip çıktım. Babannem elime su ve sandviçimi vermeyi unutmamisti. Ormanliğa doğru koşmaya başladım. Ne kadar zamandır koştuğumu bilmiyordum. Biraz daha ötede deniz olacaktı. Hep oradaki kayaliklarda otururduk okanla. 5/10 dakika daha koştuktan sonra deniz gözüktü. Yürümeye başladım. Kayaliklarda biri oturuyodu. Bu okan olmalıydı. Yanına oturup "çok güzel dimi" dedim. Bana doğru döndü baktı. Evet bu Okandi gözlerinin kahverengisini tanırdım. Hafif sakallari çıkmaya başlamıştı. Ona yakışmışti doğrusu. "Açelya senin ne işin var burda." Diyerek sarıldı boynuma. "Kafamı dinlemek istedim." "Iyi yapmışsın ne zaman geldin?" "Dün aksama doğru." "Hmm iyiymiş, cok güzel olmuşsun gormeyeli." "Ahaha ben mi guzel şakaydi." "Aman sana da laf soyleyende." Ikimiz de kikirdamaya başladık. Sandviçimi bölüp yarısı ona verdim. Birlikte yeşil ve mavinin en güzel anını seyretmeye başladık.
Okan benden bi yaş büyüktü. Bu sene üniversiteye gidecekdi. "Eee ne yaptın hangi üniversite tuttu?" "Çağlayan üniversitesi Tıp bölümü." "Vay yakışır kardeşime, yani istanbuldasin artık süper ya." "Evet Sıpa." Sıpa benim lakabimdi okan koymuştu. "Ee hadi yarışa var mısın?" "Elbette" ikimizde kayaliklardan iner inmez ormana doğru koşmaya başladık. Durdugumuzda yola cikmistik. Yarış buraya kadar di. Ben kazanmıştım. Küçükken den beri bitiş bu yoldu. "Iyisin be sıpa." "Ne sandın olum." Yolda yürümeye başladık. Okan beni eve bırakıp işe gitti. Bi kaç gün sonra çıkacakmis zaten. Iyi oldu bu. Bende eve girip üstümü değiştirdim. merkeze çıkıp, Aysel sultanın istediklerini alıp biraz da dolaşmis olacaktım.
Telefonu cebime atıp dışarı çıktım. Merkeze doğru yürümeye başladım. En sonunda gelebilmistim. Ayy dondurma mi o. Ne kadar da canım çekti gidiyim de bi tane alayım. Oraya doğru yürümeye başladım. "Bi dondurma alabilir miyim?" "Tabi efendim beli olsun?" "Karamel, çilek." Külaha doldurmasini seyrettim. Bana uzattiginda elime aldım fakat boş külahti. Bu oyunlar hala var mıydı ya. Hiç sevmiyorum. Ben bir an önce dondurmami istiyorum. Kızgın ifadeyle "kardeşim bak ben bu oyunları sevmem ver dondurmayı " dedim. Çocukta "peki" dedi, ama yine bir oyun ederek çevirdi dondurmayi. "Aaa sen çok oldun ama" parayi uzatıp elinden dondurmayi aldıktan sonra uzaklaştım. Çocuk yakisikliydi. Ama benim dondurma daha ağır bastı ona.
Manava , kasaba uğrayıp alışverişi tamalayinca evin yolunu tutmaya başladım. Geldiğimde saat 6ydi. Mutfağa aldıklarımi yerleştirip , babannemin yanına bahçeye çıktım. "Güzel kızım geldin mi, bak Nurten Teyzen geldi." "Merhaba Nurten Teyze öpeyim" diyip elini öptüm. Onları baş başa bırakıp kendimi odama attım. Elime kağıt kalemi yine aldım. Bir şeyler yazmaya çalıştım ama olmadı her seferinde illaki bir şeyler yazardım. Ama aklımı kurcalayan o dondurmaci çocuk vardı. Niye onu dusunuyosam. Aman deyip telefonumdan şarkı dinleyeme başladım.

Hayat Devam EdiyorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin