BÖLÜM 11 -Bul beni kaybolmuşum.-

15 1 4
                                    

Mutlimedya: Pera- Sensiz ben
(Söylediğim zaman açarsınız yani isterseniz)
Biz öyle çaresizce ağlıyorduk. Odada sadece Doruk'un sesi vardı.

"Annem olarak gördüm seni... yapma bunu bana nolur. Seni çok seviyorum." Elini tutarak konuşuyordu.

Ve Hira'nın üstünü beyaz bir örtü ile örttükleri zaman ağzımdan bir çığlık koptu... "yapma bunu."

Bir anda mucize oldu.

Kalp cihazı tık tık atıyordu.

Doruk bilmediği için değişik bir tepki vermişti. "Noluyor ya." "Annen hayata dönüyor Doruk." Demişti doktor. Doruk'un yüzü parladı.

Tebessüm ettim.

Herkes bana 'Geçmiş olsun' diyordu. Herkes mutluydu. Ben dahil. Yurdaer Hira'nın yanına gitmişti. "Beni... bizi bırakma." Diyip düzeltti. Sanki anlamadım. Kıçımın kenarı.

Hira'nın burnu oynadı. (Yazar: bendeki hayal gücüne bak lan) herkes olacakları izliyordu. Ama gözünü açmaya bile yeltenmedi...

Öf. "Hira sen uyan seninle beşiktaş maçına gidicez." Dedi Yurdaer. O da beşiktaşlı malum (Multimedya)
"Seni yeter dizisine alırım. Geçen olaydan sonra yanıma gelmiştin ve istemiştin" dedi bana sinirle bakarak.

"Herkes dışarı çıkabilirmi?" O sırada Dolunay içeri daldı.

"Hira!!!! Meleğim uyan artık nolur"
"Bana...." dedi sesi kısıkça.. "odamdan... Yurdaer... posterini getirin... ben yapmıştım. Ve beşiktaş formam... lütfen..." "Tamam canım." Sonra Hira yine bayıldı. "Bem giderim Dolunay." Dedi Mert. "Tamam Mert. Çabuk gel..." "Tamam." Diyip koşarak çıktı.

"Herkesi dışarı alalım. Hasta rahatsız olmasın." Hira için çıkıyordum dışarı yoksa çıkmam.  Herkes dışarı çıkmadan önce Mert geldi ve Posteri Yurdaer'e gösterdi. O sadece gülümsedi.

"Formasının arkasında 'inşallah Yurdaer ile Beşiktaş maçına gideriz' yazıyor." Yurdaer Mert'e baktı. Ve ağladı o da. "Hira uyan seni götürücem. Ama lütfen uyan..."

Köşede bir gitar gördüm. Evet bu onun en sevdiği şarkılardan biri

Pera- Sensiz ben (multimedya yı açın <3)

Gözümden yaşlar akıyordu.
Dolunay'a baktım. Hira'nın saçlarını okşuyordu.
Demet ise onların fotoğraflarını çekiyordu.
Mert ise Gözlerini kapatmış sakinleşmeye çalışıyordu...
Ve diğerleri ağlayıp beni izliyordu.
Yurdaer'in gözü Hira'nın üstündeydi. Ağlıyordu o da...
Doktorlar da ağlıyordu..
Doruk'un gözleri kan çanağına dönmüştü.
Yurdaer'in bağırması ile ona döndük.
(Müziği isterseniz kapatabilirsiniz)
"Bu formada... 'eğer ben ölürsem mezar taşıma Hira Okur yazın. LÜTFEN' yazıyor." Sonra hıçkırıklar oldu.

"Arkadaşlar Hastanın eli kımıldadı."  Yurdaer hemen ayaklandı. Ve hemen Hira'nın yanına gitti. "Hira canım iyimisin? Hira." Yanına ben geldim. "Hira'm meleğim iyi kalplim benim senin daha çocuğun olacak mutlu olacaksınız... Özledik." Gülümsedi bana. Yurdaer patlasın. Oh o da dedi ki "seni beşiktaş maçında futbolcular ile tanıştıracağım. Hatta imzalı formamı veririm... sen çok istersin." Hira daha da gülümsedi. Yavaşça gözünü açtı.

"Selam." Dedi ortamı yumuşatmak istercesine. "Eee maça ne zaman gidicez?" Ne yani duydumu? "Hafta sonu maç var. Hafta sonu gideriz." "Hira." Dedim dikkat çekmek için. "Efendim?" Dedi alayla... "İyimisin?" "Evet." Dedi sorarcasına. "Yapan kim Biliyomusun? Oda service. Hani işten atılan." Kahkaha attı. "Hey allahım ya." "Gülme hepimiz perişan olduk. Kalbin durdu. Sonra seni geri getirmeye çalıştık."

RuhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin