2. Bölüm

293 24 6
                                    

Mavi ay* bir ay içerisinde ayın iki kez dolunay evresinde olmasına 'mavi ay' adı verilir.Dünya'da meydana gelen volkanik patlamalar ve orman yangınlarının sebep olduğu toz bulutlarının hareketi nedeniyle mavi ve tonlarında gözükür, mavi olmaya da bilir.

Gerizekalının biri çantamı karıştırıp bana bir şaka yapmak istemiş olmalıydı. Melisa da olabilirdi. Neyse! Önemli olan bir şaka olduğuydu...
Daha fazla düşünmemek adına ışığı kapatıp kendimi tekar yatağa attım ve uyumaya çalıştım.
Kesinlikle sadece bir şakaydı...

•••

"Yorgun görünüyorsun." Dedi Melisa kahvesinden bir yudum alıp. Cidden yorgundum ama bir sebebi yoktu. Tunç'un evinde o kadar şeker kokusunun arasından enerji dolu çıkmam gerekirken yine bir baş ağrısıyla çıkmıştım. Bu ağrı gitmezse cidden çıldıracaktım.

"Hayır iyiyim sıkıntı yok." Dedim ve önümdeki şekersiz ve sütsüz kahveden bir yudum alıp dilime yerleştirdiğim ağrı kesiciyi yuttum. Bu aldığım kaçıncı ağrı kesiciydi sayamamıştım.

"Eee biraz gizemli çocuktan bahsetsene." dedi dedikodu havasına girerken. Aklıma onu getirmek bile beni şu an rahatsız ediyordu. O çocuk da hem hoşuma giden hem de beni rahatsız eden birtakım şeyler vardı ama tam olarak ne olduğunu kestiremiyordum.

"Onu tanımıyorum bile hem konuyu kapatsak pek dedikodu havamda değilim." Dedim önümdeki tabaktan bir çatal krebi ağzıma götürürken. Yorgundum ve halâ bana şaka yapanın kim olduğunu düşünüyordum. Kim bir şaka için bu kadar uğraşırdı ki. Özellikle kitaptaki bu kadar nadir bir işareti bulup ardından ise bunun bir kolye ucunu yaptırmak ise daha da imkânsızdı.

"Aklında bir şeyler var senin." Dedi Melisa da içeceğinden bir yudum alıp.

"Okul, dersler, bu sene yoğun." Deyip kesitirip attım. Normalde Melisa'ya yalan söylemeyi sevmezdim ve istemezdim ama bunu açıklamak istediğimden emin değildim. İçimden öyle geliyordu. Ona söylesem de naısl bir yardımda bulunabilirdi ki zaten.

"Aynen üstelik matematik hocası..." Melisa bir şeyler anlatmaya başlarken gözlerimi ona dikmiştim ama dinleyemiyordum. Kafam karışıktı. Bu şakayı yapan cidden işsiz kişiyi bulmalıydım. Çünkü kafamı boş işlerle doldurmaktan başka hiçbir şey yapmamıştı.

"...Değil mi?" Gözlerimi kırpıştırıp kendime geldiğimde neyi sorduğunu anlayamamıştım.

"Şey...ben... Evet." Dedim ve Melisa'ya suçlu gözlerle bakmaya devam ettim. Göz devirdi ve kollarını birleştirdi.

"Dinlemediğini biliyordum." Dedi ve sırtını sinirle koltuğa yasladı.

"Üzgünüm." Diye mırıldanıp gözlerimi masanın üstündeki ellerime diktim. Cidden kim benle uğraşıyorsa benden bulacağı vardı.

"Tamam hadi bugün çok karışmıyorum." Deyip güldü ve kahvesinden bir yudum aldı "Senin aklını bugün resim çizmek bile toparlayamaz." Demesiyle gülümsedim. Gülümsedim çünkü resim çizmeyi ne kadar sevsem de ve beni düzenleyen bir şey olsa da şu anda aklımı toparlayabileceğimi sanmıyordum.

"Buradan nereye geçeceksin?" Dedi eliyle yazı yazma işareti yapıp hesabı isterken.

"Eve geçerim herhalde." Dedim çantamın içine telefonumu koyarken.

BAĞLILAR: Kanat (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin