Bölüm 1

21 2 4
                                    

Arkadaşlar bu benim ilk kitabım ve yanlışlarım olabilir. Ama size teşekkür ederim bana ve kitabıma şans verdiğiniz için. Lütfen okuyun ve beğenmediğiniz yerlerde lütfen yorum yapın. Tabii beğenirseniz de yapın.☺️☺️

Medya: SELİN

Bu gün buradaki son günüm.
Üzülmüşmüydüm, tabii ki de koskoca bir hayır. Sonuçta kim yetimhaneden ayrılırken üzülebilirdi ki tam tersine mutlu olabilirdi. Ben de olmam gerektiği gibi mutluydum. Vedalaşabileceğim bir okul müdürümüz canan hoca ve bir de seda vardı. Yetimhanede yalnızca sevdiğim iki insanla vedalaşmak en zoruydu benim için. Üzüleceğim tek bir şey varsa o da ayrılmamızdı. İlk olarak canan hocanın yanına gidecektim tabii önce eşyalarımı toplamalıydım. Zaten fazla da eşyam yoktu. Hemen küçük bir çantaya birkaç parça eşyamı yerlestirdikten sonra son kez etrafıma baktım. Artık emindim özleyeceğim iki insan dışında başka birşey yoktu. çantami da alıp aşağı inerek kapıyı tıklattım ve girin sesini duyduktan sonra kapıyı açıp içeri atlarcasına girdim.
"canan hocam size nasıl teşekkür etsem bilemedim. "
"ne demek selinciğim benim için önemli olan seni elimden geldiğince mutlu olmanı sağlamak. Ne kadar burda fazla mümkün olmasa da. "
Demesiyle gözümden düşmek için izin alan göz yaşlarıma izin vererek ağlamaya başladım.
"sizin sık sık ziyaretinize geleceğim bu bir ayrılık değil" diyerek dışarıya cıktım. Sırada daha da zor olan bölüme geçecektim. Sedayla vedalaşacaktım. O benim için çok değerli bir insandı. Ama o da buradan çıktığında beraber bir ev tutacaktık. Yaklaşık 3 ay sonra.
Sedayı aramak için bahçeye çıkmıştım. Genelde orada beraber otururduk. Tahminimde yanılmamıştım da .her zamanki bankımızda oturmuş ve beni bekler gibi bir hali vardı. Üzgün , bir tarafı eksik gibi. Sıksık yaptığım şeyi yaptım ortamın gerginliğinin az da olsa azalması için. Arkadından gittim ve sırtına atladım. Çok korkmuştu anlaşılan bayağı derinlere dalmıştı. Vee evet tam da bu çığlığı bekliyordum dememden sonra korkmuş olan suratıyla bana dönerek hızlı hızlı konuşmaya başladı.
"selin gider ayak kafayımı yedin. Sen benim ölmemi mi istiyorsun. Az kalsın kalp krizi geçiriyordum. Hayır ölmemi istiyorsan söyle bunun daha basit yolları var. "
Omuzlarımı silkerek gözlerimi devirdim.
" amma abarttın seda alt tarafı ortamı yumuşatmaya çalışıyordum. Seni ruhu alınmış gibi görünce dayanamadım yaptım ne var bunda. "
Dememe kalmadan boynuma atlamıştı. Ben de çok üzülüyordum. Sonuçta bu yola beraber başlamıştık. Hayat yoluna.... Aynı kadere iki biletimiz vardı bizim. Ne olucağını bilmeden yaşıyorduk. Yada burada yaşam mücadelesi veriyoruz desek daha doğru. Çünkü burası göründüğü gibi değil. Sert kuralları var eğer kural tanımayan benim gibi bir kızsanız burası asla size göre bir yer değil. Anlaşıldığı gibi de çok zor bir çocukluk yaşadım. Ben 5 yaşından beri buradaydım, onunlaydım. Kader arkadaşım sedayla. Biz beraber ağlar , beraber gülerdik. Tüm zorluklara ve bu iğrenç hapishaneye ramen eğlenmesini her yerde bilirdik. Yıllar bize bunu öğretmişti. Bu yüzden ayrılması kolay olmuyordu. 13 sene gecesiyle gündüzüyle beraber olan insanla bir günde ayrılman kolay olmuyordu. Ama 3 ayda uzun sayılmazdı. Kimi kandırıyorum bir asır gibi geliyordu ama bunu ona belli etmemeliydim. Ayrılıkları seven biri değilim bu yüzden de ağlamyıp iyice zorlaştırmamam gerekiyordu hatta gülmeliydim.
Ona sıkıca sarıldım ve çok değil sadece 3 aycık dedim. Az olduğuna inandırmak için son hevesine vurgu yapmıştım. " vee tabii ki her gün arayacaksın beni veya ben seni. Anlaşıldımı asabi kız. Ben yokken olay da olmayacak." Dedim sert ama fazla ciddi olmamasına özen gösterdiğim ses tonumla.
Ona hep asabi kız derdim çünkü öyleydi ve bunu dememden nefret ederdi. Onu gıcık etmeyi severim. Eğlenmeyi sevdiğimi söylemiştim yoksa hayatta kalmak mümkün olmayan bu yerde tek çıkış noktam eğlenmekti. Tüm sorunlarımı unuttururdu. Her neyse şu veda şeysine dönücek olursak. " seda yokluğumu hissettirmeyeceğim. Zaten 3 ay sonra tamamen bağlantımızı keseriz bu lanet yerden. "
" hayal ettiğimiz gibi bir ev kiralayıp çalışacağız. Ayaklarımızın üstüne basacağız ve en iyisi de hayatımıza anlam katan birini bulacağız. "
Diye hayallere dalmaya devam ederken birinin onu uyandırması gerekiyordu. Tabi seda onu uyandıranın bir beyaz atlı prens olmasını beklerken onu ben uyandıracaktım. Ah ne büyük hayal kırıklığı ama. Onu hafifce omuzundan tutup dürttüm ve seslenmeye başladım.
"seda inanamıyorum. Oradaki yakışıklı çocuk sana bakıyor. "
İçimden tam 5 e kadar saydım ve " nerede beyaz atlım " diye uyanmaya başladı. Bense onun bu haline gülerken daha fazla uzatmadan sarılıp elime çantamı aldım ve oturduğum yerden tek hamleyle kalktım. Gitmek için birkaç adım attıktan sonra bir adam vardı karşımda. İyi giyinimiyle orta yaşlı olmasına ramen dikkat çekebiliyordu. Ama benim dikkatimi çekme sebebi bu değildi. Hayır kesinlikle bu değildi. Sanki ben bu adamı tanıyordum. Bana yaklaşıyordu. Art arda birkaç adım attıktan sonra aramızdaki mesafe sayısı sadece 1 metreye düştü.
"merhaba selin ben amcan meriç. "
Diyerek elini uzattığında küçük bir şok geçirmiştim. Ama bunu ona belli etmedim. Yani etmediğimi umuyordum.

SıradışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin