Medya: SEDA
Amcam olduğunu söyleyen benim ona Meriç
şahsı dediğim kişi-fazlasıyla kibar oldu bence - Seda'nın çıkış işlemlerini bitirmiş bu sırada Seda eşyalarını toplamıştı. Herşey ne kadar da ani olmuştu böyle. Bir anda ev kiralamayı düşünürken amcam olduğunu söyleyen meriç şahsı karşıma çıkıp bana aile olabileceğimizi söylüyordu. Ne kadar inanmasam da aslında inkar etsemde buna mecburdum. Çünkü büyük ihtimalle dışarıdaki hayatta tek başımıza İstanbul gibi bir yerde fazla parası olmayan iki genç kızın yaşaması fazla zordu. Böyle adaletsiz bir ülkede ne kolay olabilirdi ki. Ben bunları düşünürken amcam bizi aşağıda bekliyordu. Biz de hemen aşağı inmiş arabaya binecektik ki. Karşımda MAYBACH LANDAULET Duruyordu. Bu gerçek olabilirmiydi. İnanamıyorum ben buna binmeye kıyamam ki. " hadi Selin seni daha ne kadar beklememizi düşünüyorsun" diyen Meriç şahsı arabaya binmiş şoför ise çantalarımızı arabaya koyuyordu. Seda arkamda benim binmemi beklerken ben arabaya binmeye hala kıyamıyordum ama galiba binmem gerekiyor diye düşünüp dikkatli bir şekilde binmiştim. Evet gitmeye hazırdım. Yol boyunca hiç konuşmayıp dışarıyı izledim. "Geldik Selin" diyerek mutluluktan ağzı kulaklarına varan amcama yine ifadesizce bakıyordum. Bir şey demeden arabadan ayrılmamak dileğiyle indim. Bu, bu nasıl bir zenginliktir. Kesin tuvalet kağıdı yetine de para kullanıyorlardır. Hatta ayakkabılarını da peçete yerine para ile siliyorlardır diye düşünmeden edemedim. Televizyonlarda bile bu kadar zenginlik yoktur. Yada bana böyle geliyordu. Burası bir köşk yada pardon saray hayır hayır şatoydu. Evet şato. Ama bunlar havadan başka bir şey değil. Bence gayet de gereksiz. Asla zengin züppeler gibi olmayacağım olmam olmadım da. Şoför arabadan çantamı indirip eve götürecektiki bu sırada ben aldım. " teşekkür ederim bundan sonrasını halledebilirim" dedim kibarca. Çünkü ben onları ezmek istemezdim. Onlarda birer insan onların da bir değeri var sonuçta ezilmeyi kim ister ki. Adam bana dönüp"ben hallederim küçük hanım siz önden buyrun"demişti kibar bir ses tonuyla. Buna birşey diyemedim ve başımı önüme eğerek arabanın yanından zor da olsa ayrıldım ve yeni yaşayacağım beton yığınının içine adımımı attım. Etrafı incelemeye başladım. İçeri resmen ben zenginim diye bağırıyordu. Duvarlar altın sarısının dikkat çekici bir rengindeydi, merdiven oldukça büyük dönen bir yapıya sahipti. Merdiven de sarının aynı tonuydu hatta bazı mobilyalar bile. Fakat sarının yoğun olması bunaltmıyordu. Ne kadar sevmediğim bir renk olsada dinlendirdiğini bile söyleyebilirdim. Salondaki mobilyalar sarının dışında beyaz ve siyah renkteydi. İnanılmaz ama gayet uyumluydu bu üç renk. Etrafı incelemeye devam ederken Meriç şahsiyeti " küçük hanım sürpriz olduğu için biraz hazırsızdık ve acele bir şekilde oda hazırlamamız gerekiyordu. Kusura bakma sedacım. Sonra daha iyi bir şekilde hallederiz bu konuyu. Odalarınız yan yana ve üst katta dilerseniz çıkalım ve yerleşin." Demişti. Bu kadar kibarlığa alışık değildik tabii. Yetimhanede kurallara uymayı sevmezdim ve sürekli cezalandırılırdım. Bünyem alışık değil ve anlaşılan alışmam da zor olacak. Ama benim anlamadığım yer, neden yıllar sonra çıkıp benim kalmam için bu kadar uğraşmasıydı. Üstelik şartımı bile kabul etmişti. Açıkladığı sebep ise gerçekçi gelmiyordu. İnanacağım bir senaryo değildi. İnsanların kişilik analizini iyi yaparım. Yine Meriç şahsı hakkında da bazı şüphelerim var ben asıl sonunu merak ediyorum ve bu beton yığınında benim hakkımda bir şey bulacağımı.Bu sırada üst kata çıkmak için kullandığımız merdivenler güzel görünümü yanında biraz da ses çıkarıyordu. Ee her güzelliğin de bir kusuru vardır.
"İştee burası sizin odalarınız kızlar. Rahatınıza bakın ve eşyalarınızı yerleştirin. Akşam yemeğini saat 20:00 da yeriz. Sizi aşağıda bekliyorum. Bir sıkıntınız olursa bana söyleyebilirsiniz ama önce sizi çocuklarla ve yengenizle tanıştırmalıyım." Gözlerini kısarak" uzun sürmez, söz" dedi. Benden önce Seda "tamam" demişti. Ve inmeye başlamıştık. En nefret ettiğim ses tekrar kulaklarımı dolduruyordu ve Meriç şahsına dönüp" bence şu merdivenlere bir çare bulmalısın. Bu sesten hiç hoşlanmam" dememle hemen kafasını salladı , tekrar o saçma gülümsemesini gösterdi. 'Bu adamdan hoşlanmamıştım hem de hiç' diyen iç sesime katılıyordum. Bu evde bir şeyler dönüyordu ve öğrenecektim. Herşey bu kadar basit olamazdı, olmamalı. Hayat bize oyun oynamalı veya zorluklar çıkarmalı.Aşağı inmemiz bu lanet sesle sona etmişti. Meriç şahsı "hülyacım" diye seslendi. Bu galiba yengem denen kadındı.
" ahh, hayatım geldiniz mi sizi hiç duymadım. " diyip dudaklarını meriç şahsının dudaklarına bastırdı ve yüzümü ekşitmem bir olmuştu. Yalan söylediği her halinden belliydi. Nası duymamıştı. Bu merdivenlerin sesi iki sokak öteden duyulabilirdi. Tamam fazla abartıyorum ama ben nefret ettiğim için en azından bana öyle geliyordu. Ayrıca o sahtelikte zirve yapmış sırıtışına ne demeliyim. Yada bir şey demeden anladımız. Çok belliydi parası için Meriç şahsının karısı olduğu. Ama Meriç şahsı hayatının tamamını bununla geçirmiş olamaz. Tabii ki de parası olan bir adamı yalnız bırakmayan kaltak kızları vardır. Her neyse bunun düşüncesi bile iğrenç. Gelelim gözümüzün önündeki iğrenç kadına. Mariç şahsını öpmesi bitmiş Seda'ya dönerken "demek Selin sensin merhaba" demesiyle gülmem bir olmuştu. Pardon gülmek değil kahkaha atmaktı bu. "Yeğenini bile tanımayacak kadar kör bir yengesiniz anlaşılan. Artık ne kadar aşıksanız. " diyerek Meriç şahsını işaret ettim gözümle. Şimdiden 1-0 dı. Kendimi daha fazla gülmemem için zor tutuyordum çünkü karşımda çıldıracak bir kadın vardı. Baya yazık oldu ilk günden.
"Evet canım meriçle ben birbirimize o kadar aşığız ki seni bile karıştırdım." Umarım yanlış görüyorumdur. Çünkü karşımda meriç şahsının dudaklarıyla oyun oynuyor gibi duran azmış bir kadın vardı. Bu da neydi böyle. Gözüme sokar gibi nefessiz kalana kadar öpüyordu ve bu kapalı olan gözlerimle bile anlayacağım bir şeydi. Gözlerimi bu iğrenç sahne karşısında kapatmış ve arkama dönmüştüm ama bir an önce şunun yapmasını engellemeliydim. "aslında Ben sandığın kişi Seda. Onunla beraber burada kalmaya başlayacağız. " evvet 2-0. Kadını baya ezmiştim. Gözlerini açarak merak etmiş bir şekilde bana bakıyordu. "Anlamadım" diyebilmişti. Bu kelime bile ağızından çok zor çıkmıştı. " dediğim gibi sizinle beraber kalacağız" işte bunu gülerek söylüyordum. Zevk alarak ve yavaşça. Kısca tadını çıkarıyordum. Meriç şahsı ise ortalığı toplamaya çalışırcasına " Selin' in çok yakın bir arkadaşıymış rica ettiler ve ben de kıramadım." Hülya iyice delirmiş bir şekilde hepimize sırayla bakarak. "Öyle olsun bakalım " dedi. O sırada içeriden benim yaşlarımda iki kişi girdi. Meriç şahsı onları tanıştırmak için çağırmıştı. "Selin bu Doruk ve bu da Melisa senin kuzenlerin " dedi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıradışı
WerewolfAilesinin 5 yaşında trafik kazası sonucu öldüğünü sanan selin hayatının 13 yılını yetimhanede geçirmiştir. Yetimhaneden çıktığı gün ise amcası meriç ile tanışmış ve onun evinde kalmaya ikna olmuştur. Bu sayede birçok sırrı öğreneceğinin farkında olm...