Bölüm 2

13 0 0
                                    

Medya: SELİN

İyi okumalar lütfen yorum yapınız. 😜

Amcam olduğunu söyleyen güzel giyinimiyle dikkat çeken ve oldukça yumusak ses tonu sayesinde kibar konuşan bir adam karşımda durmuş konuşmaya hazırlanıyordu. Zorlanıyormuş gibi görünüyordu. Sanki bir cümleyi kafasında birkaç kez düşünüp o cümledeki kelimeleri doğru seçmek için çaba gosteriyordu. Ama hala ona birşey söylemeden sert bakışlarımla bakmaya devam ediyordum. Sonuçta yoldan geçen her adam bana amcam olduğunu söyleyebilirdi. Eğer benim gerçek amcamsa ve beni az da olsa tanıyorsa hemen amcam olduğunu söylediği için boynuna atlamayacağımı da çok iyi bilmeli. Sonuçta istediği kadar parası olsun beni ilgilendirmezdi. Bana kendini ispatlaması gerekiyordu.
En doğru kelimelerle cümlesini tamamlamış olduğuna inanarak konuşmaya başlamıştı. "selinciğim biliyorum beni hatırlamıyorsun. Haklısın da beni çok küçükken görmüştün. Ve küçüklüğünden buyana sadece büyümekle de kalmayıp oldukça güzelleşmişsin."
Bu adam bunu söylemek için mi yarım saat düşünmüştü böyle. Ah, inanmıyorum daha doğru dürüst konuşamayan bir adam çıkıp karşıma amcam olduğunu söylüyordu. Bunun sonu nereye varıcak diye beklerken tekrar konuşmaya başlamıştı." Biliyorum şu an aklında bazı sorular var. Madem amcamsın neden beni yıllarca bu iğrenç yerde kalmama göz yumdun gibi şeyler söyleyebilirsin haklısın ama anlatmama izin ver ve bana bir şans tanı. Açıklamamı yapayım. " derken karşımda bir el görmüştüm. Bana el uzatıyordu. Benim isteyip istemediğimi bile bilmiyordu ama benim cevabım hazırdı bile hiç kendini yormasına bile gerek yoktu. Sadece bunun sonu nereye varacak merak ediyordum.
" gel izin ver bir yerde oturup konuşalım. " diyip onaylamamı beklercesine gözlerime bakıyordu. Neden bu kadar çok istiyordu ki. Ve bir cafeye falan gideceğimizi düşünüyordu. Çünkü giyiniminden konuşmasından ve duruşundan da anlaşıldığı gibi o zengin züğürdün tekiydi. Ama ben cafe yerine başka bir yer bulmuştum bile. Gözlerimle arkasındaki bankı işaret etmemle arkasına döndü ve bana anlamsızca baktı. " burası konuşmak için gayet uygun " dememle ses tonumun hiç bozulmadan oldukça sert çıktığı için biraz da olsa anlamıştır galiba. 'Ben kolay kolay ikna olmam sonuçta benim adım SELİN DEMİR' iç sesimle bu şekilde kendi egomu kaldırmıştım. Özgüvenim de buradan geliyordu zaten. Kendi kendimi gaza getirirdim. Bu yüzden hiçbir zaman ezilen tarafta olmamıştım. Ne kadar ismimle gurur duysam da şu an ' benim adım selin değil' diyip çekip gitmek isterken banka oturdum. Onun savunmasını merak ediyordum.
" bak selin zor bir çocukluk geçirdiğini biliyorum sonuçta küçük yaşta anne babanı kaybettin ve bu nefret ettiğin yetimhane dedikleri o zamana kadar sadece dizilerde gördüğün yere geldin. Ben de zorluklar yaşadım selin. Gerçekten. " bunu tüm içtenliğiyle söylüyordu acaba gerçek miydi.
"Ben yengenle boşandım. Çocuklarımın yüzünü bana iki yıl boyunca göstermedi. Onların hasretiyle yandım bittim. Bir şekilde yengenle barıştık ve tekrar evlendik ama bu seferde çocuklarım yani senin kuzenlerin beni görmek istemediler. Çünkü onları iki yıl terkettiğimi düşündüler ama bunu annelerinin yaptığını söylemedim. Söyleseydim annelerine karşı kin duyarlardı ve bunun olamsını da istemem tabii. Ben de bu suçu üstlendim. Benim hayatım böyle geçti bu durumdada seni yanımıza alamazdık lütfen biraz anlayışlı ol ve iyi düşün. Kuzenlerinle amcanla yengenle yeni bir hayata başlamak ister misin selin. Sana istediğin bir hayat sunabiliriz. " dedi.
" eğer beni iyi tanısaydınız bu tarz cümleler kurmazdınız meriç bey. Benim gözüm parada pulda değil. Bu zamana kadar tek istediğim şey ailem di. Sanki tekrar gelebilecekler gibi bunu istedim. Hep umudum vardı ama anladım ki böyle bir şey olmayacaktı. Aile kavramı ben 5 yaşındayken beynimden silinmişti. Bu lanet yere geldiğimde ayaklarımın üstüne basmayı, ezilmemeyi ve kararlılığı erken yaşta öğrenmiştim. Erken yaşta sorumluluklara sahip olmuştum. Erken yaşta olgunlaşmıştım. Erken yaşta hayat ne demek onu öğrenmiştim ama kelime anlamını değil, yaşam mücadelesi olduğunu. Bu hayatta tek şey güçlü olmaktı. Eğer zayıfsan ezilir ve dışlanırsın. Şansın yoksa da yaşama gözlerini ebediyen kapatırsın. Kısaca TESEKKÜRLER "dedim. Anlaşılan şaşırmıştı ve böyle bir cevap beklemiyordu. Onun bu şaşkınlığı devam ederken döndüm ve "şimdi kendime kalıcak bir yer bulmam gerek size iyi günler " dedim. Her zamanki gibi yine kendimden emin konuşuyordum. Arkama dönmeden oturduğum yerden kalkıp eşyalarımla dolu olan çantamı elime almamla yürümeye başladım. Eminim hala şaşkınlıktan konuşmaya çalışsa da kafasında cümle kurup daha doğrusu kurmaya çalışıp konuşmaya devam etmeye çalışıyordu. Evet neden daha yeni amcam olduğunu öğrendiğim adama karşı emin cümleler kurabildiğimi merak ediyorsunuzdur. Çok basit, ben karşımdaki insanın hal ve hareketlerine dikkat ederim. Bu konudada fazla yanılmam. Ahh, yine özgüvenim tavan yaptı iç sesimle bu kadar ego yükseltmem yeter. Artık konuşmasını bekliyordum yani bekliyordum derken yürümeye devam ediyordum ama biliyordum elbette konuşmak için bana seslenecekti.
"Selin dur biliyorum iyi bir başlangıç yapmadık ama hiçbir şey için geç değildir. İstersen yapabiliriz. "
Evvet biliyordum. Lanet olsun yine haklıydım.
Bunu beklemiyormuş gibi davranarak ona arkamı döndüm ve bir cevap bekliyormuşcasına bakışlar atıyordum. Kafamı ne anlamında iki yana salladım ve" tamam gel otur ve konuşmaya devam edelim" dedi. Gözümü devirerek amcam olduğuna inandığım adamın yanına oturdum çantamı ayaklarımın altına koyarak bu sefer de seni dinliyorum bakışı atmıştım. "Bak selin ya anlamıyorsun ya da anlamak istemiyorsun bilmiyorum ama tek zor bir dönemden geçen sen değilsin kafanı kaldır da şu okula bir bak. Buradaki herkezin farklı bir masalı var ve iyi olmayan masallardan bahsetiyorum. Zorluklarla mücadele eden senin gibi birçok çocuktan bahsetiyorum ve onlar senin kadar şanslı değiller. Böyle bir fırsat ellerinde yokken sen bu fırsatı ellerinle itiyorsun. Senin istediğin bir aileyse eğer, buraya gelme amacım tam da bu. Sen beni daha ilk dakikadan şaşırtmayı başardın anladım ki oldukça akıllı bir kızsın bu fırsatın da ne kadar önemli olduğunu anlarsın diye umuyorum. " belki de haklıydı. Amacı neydi bilmiyorum ama o sefil hayatı ömür boyu yaşamaktansa biraz iyi koşullarda yaşayabilirdim ama bunu kendim için yapmıyordum. "Bir şartım var" dediğimde ister istemez yüzünde bir gülümseme belirtmişti. "Demek kabul ediyorsun" . " sadece şart sunuyorum bunu duymadan acele etmek istemezsin" dememle gözlerini biraz büyülttüğü için merak ettiği rahatlıkla anlaşılabiliyordu. " seda da benimle gelecek"
Evet yine şaşırtmıştım " o kim" diye sorduğunda iyice uyuz olmadı için " bir arkadaşım" demiştim sadece. Yüzünün kızardığını görebiliyordum. Bu onu komik duruma düşürsede gülmemek için dişlerimle dudaklarımı sıkmıştım. " o benim en yakınım, tek ailem umarım kabul edersin çünkü onun gelmeyeceği yere ben de gelmem " dedim ve bunu rahatlıkla söylüyordum. Biliyordum ki kabul edecek. " demek bu kadar çok güvendiğin birisi tamam, ama aile işinde kesin değilim artık bizler de senin aileniz unutma"
Aslında bu sahnede ona gülmem gerekiyordu ama bunu yapmayacaktım. Gülmeyi severdim ama kendimi rahat hissettiğim kişilerle gülmeyi. " o zaman seda' ya haber vermeliyim, hemen dönerim " dedikten sonra onun ne diyeceğini önemsemeden hemen seda' nın yanına geri koştum. " seda sana bi haberin var iyimi kötümü olduğuna sen karar ver." Dedim be o meraklı gözlerle beni dinlemeye başladı. Ben de hepsini anlattıktan sonra biraz durup " aslında bilemiyorum, ben gelmelimiyim" evet bu kız delirmişti hem de bayağı. " tamam o zaman istiyorsan gelmeyebilirsin" dediğimde ise gözlerini dahada açıp şaka yaptığımı anlayamamıştı. " ne salaksın seda, yada safsın bilemiyorum" dememle gülmem bir olmuştu. Hele şükür anlamıştı. " hadi şimdi eşyalarını topla amcam seni buradan çıkaracak" tamam belki ayrılmıyorduk ama zor bir hayatın da bizi beklediğini biliyorduk. Ama biz eğlenme konuşunda her yerde başarılıyızdır. Umarım herşey iyi olur.

SıradışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin