Her şeyi duymuştum... Uras'ın beni ne kadar sevdiğini biliyordum ama bu kadarını tahmin edemezdim. Benim için ağlamıştı sadece benim için ... Uras duygularını dışa vuran biri olmadı hiçbir zaman. O'nu hiç ağlarken görmemiştim. Eminim ki bir çok kez ağladı fakat hep yalnız... Onların yanında güçlü olmak için ağlamıyordu. Uras sevdiklerini koruyan kollayan biriydi. Fazlasıyla sahiplenici...
Yavaş yavaş elimdeki eli hissetmeye başlıyordum. Bu el... Uras'ın eliydi. İyi ama ben nerdeydim? Burnuma gelen kokudan hastanede olduğumu anlamam uzun sürmedi. Peki ama neden burdaydım? Hiçbir şey hatırlamıyorum. Ne olmuştu bana?
"Uras Bey çıkmanız gerekiyor." Bu doktor olmalıydı. İyi de Uras beni burda yalnız bırakmazdı ki... O bir an olsun yanımdan ayrılmadı ki benim. Eminim burda da bırakmayacaktır. "Hayır. Çıkmıyorum. Neyi var Beste'nin?" Uras çok endişeliydi. O'nun bu hali beni de korkutmaya başlamıştı... "Uras Bey biz çıktıktan sonra size gereken her şeyi söyleyeceğiz lütfen şimdi çıkın." Uras zorla da olsa odadan çıkmıştı. Çok korkuyordu... Daha önce bir çok kez hastaneye gelmiştim ama hiçbirinde Uras'a haber vermedim. Böyle olacağını biliyordum. Uras benim için çok korkuyor. Bazen fazla abarttığını düşünüyorum. Belki de haklı. Uras'ın önem verdiği tek kişiydim. Beni de kaybederse hayatında kimse kalmazdı ki. Uras için güçlü olmalıydım.O'nu yalnız birakamazdim. Bizim birbirimize ihtiyacımız var. Biz iki beden tek ruhuz...Bu düşünceyle kendimi toplamaya çalıştım ve zorla da olsa gözlerimi açtım.
"Beste Hanım beni duyuyor musunuz?" Doktoru duymuştum ama bu tipsizliğe bir cevap veresim gelmedi. Genelde insanların dış görünüşlerine takmazdım. Bunu bir takıntı haline getirenlere de sinir okuyordum. Sanki kendileri kusursuz.
Doktora verebildiğim tek cevap "evet" oldu. "Beste Hanım sizi biraz yoracağım ama birkaç soru sormam gerekiyor." Doktor tipsiz falan ama ilgiliydi. "Tabii sorabilirsiniz." Gözlerimi zar zor açık tutabiliyordum. "En son neyi hatırlıyorsunuz?" Biraz düşündüm. Bu nedenini anlayamadığım bir şekilde başımın ağrımasına neden olmuştu. Aniden hatırladığım şeyi doktora da söyledim." Doğum günümü hatırlıyorum. 16. Yaş günümdü." Doktor bi anda afallamış gibi baksa da kendini hemen düzeltti. Sonra da başka bir şey sormadan bu cevabım üzerine hemşireye birkaç şey dedikten sonra bir anda odaya Uras daldı. Öyle bir giriş yapmıştı ki doktorun da afalladığına emindim. "Uras Bey odaya böyle giremezsiniz." Uras hala endişeliydi. Korktuğu ve ağladığı çok belli oluyordu. Bu hali hoşuma gitmedi değil. Önemsenmek o kadar güzel bir şey ki... Bunu benden iyi birinin bileceğini düşünmüyorum çünkü kimse Uras kadar önemseyemez. "Doktor Bey yeter artık bekle bekle... neyi var Beste'nin? Artık söyler misiniz?"
"Uras Bey benimle biraz şöyle gelir misiniz?" Doktor ne söyleyecekti ki? Neden benden uzağa gittiler?
Ne dediklerini tam olarak duyamıyordum. Sesleri çok az geliyordu. "Uras Bey Beste Hanım iyi ama ...." Uras bir anda doktorun sözünü keserek "Doktor Bey neyi var söyleyin artık. İyi ama ne?" Doktor böyle yaptıkça Uras daha da korkmaya başlıyordu ve Uras bekletilmekten nefret ederdi. "Fakat hafızasını kaybetmiş" Uras bir an düşecek gibi olsa da kendini topladı. O her zaman güçlü duran yıkılmayan biriydi. İçten içe yanıyordu fakat dışarıya tek bir alevini bile göstermiyordu. Uras bir şey söylemeyince doktor sözlerine devam etti"bir yılını hatırlamayacak. Bir çok şey hafızasında olacak fakat 17.yaşı hakkında hiçbir şeyi hatırlamayacak. Geçici bir hafıza kaybı Beste Hanım düzelebilir bu ihtimal var ama kazadan önce alkol aldığı ve geçirdiği kaza ağır olduğu için normalden daha geç bir sürede de iyileşebilir. Şu anlık kesin bir şey söyleyemeyiz. Sizden tek istediğim 17.yaşına dair tüm anılarını Beste Hanım'a yaşatmanız böylelikle daha kolay hatırlayacaktır. " Uras doktorun dediklerini pür dikkat dinliyordu. Eminim ki doktorun dediklerini eksiksiz yapacak tek kişi oydu.Bir an Uras'la göz göze geldik. Benim duymamam için yanımdan uzaklaşmışlardı fakat ben her şeyi duymuştum. Bunu Uras'a söylemeli miydim bilmiyorum. Bugüne kadar Uras'tan hiçbir şey saklamamıştım.
Uras bilmemi istese bana söylerdi. Uras söyleyene kadar O'na duyduklarımdan bahsetmeyecektim. Duyduğumu anlamamıştır umarım.
"Pis cadı azıcık uslu dursan olmaz demi? Ama ben sana bunun hesabını sorarım." Uras böyleydi işte. İçinde kıyamet kopsa bile dışardan mutlu gösterirdi kendini. Uras'ı yaklaşık 7 yıldır tanıyorum. Ne zaman iyi olduğunu ne zaman canının yandığını biliyordum O da beni çok iyi tanıyordu. Hatta kendimden bile fazla...Gözlerinde hala az da olsa kırmızılık vardı. O farkında değil belki ama ağladığında uzunca bir süre gözleri kırmızı olurdu. Kırmızı gözleri üzerimdeydi. Bir cevap vermemi bekliyordu ama halim yoktu. Kendimi çok yorgun hissediyorum. Diğer yandan da başımın ağrısı beni çok zorluyordu. Kısacık bir tebessümle "iyiyim"diyebildim sadece. "Ağrın mı var Beste ? Doktora haber vereyim mi?" Bazen beni bu kadar iyi tanımasını istemiyorum. Yalan söyleyemiyorum her şeyimi anlıyor ve bu benim sinirlerimi fazlasıyla bozuyor. Evet şu an belki iyi olmayabilirdim ama abartacak da bir şeyim yoktu. "Hayır Uras iyiyim. Sadece biraz başım ağrıyor. Geçer dinlenince." Hiç inanmış gibi değildi. Hasta olduğum için üstüme gelmeyeceğini biliyordum. Bu benim için büyük bir avantajdı. Evde yatar tüm işleri Uras'a yaptırırdım. İşleri Uras'a yaptırmam için önce eve gitmem gerekiyordu. Neden hala taburcu etmemişlerdi ki? Ben daha neden burda olduğumu bile bilmiyordum. "Uras ben neden burdayım?" Uras sorduğum bu soruyla bir anda gözlerini benden çekti. Veee Uras Doğan bana yalan söyleyecekti. Konuşurken Uras gözlerini kaçırdığın da yalan söylerdi." Şey... Beste sen bir şey hatırlamıyor musun?" Konuştuklarını duyduğumu anlamamıştı. Fakat ben neden hala burda olduğumu bilmiyordum."Ne hatırlamam gerekiyor Uras? Seni anlamıyorum. Bana neden burda olduğumu söyler misin ?" Yine daldı..."Şey... Beste doğum gününde fazla içmişsin dans ederken düştün sonra da kafanı çarptın." Uras doğru düzgün yalan söyleyemiyordu. Yalan söylediğinde hemen belli ediyor bir açıklık veriyordu." Hmm peki sen o zaman nerdeydin baş belam ? Hani yalnız bırakmak yoktu bakim, şimdi kızayım mı sana ?" Uras anlayamadığım bir şekilde gülmeye başladı. "En çok da bana böyle kızmanı özledim." Şaşırmıştım. Ne kadar zamandır hastanedeyim ki ben? Uras hangi ara özledi beni? Birbirimizden çok sık ayrılmazdık ama bir anda böyle demesine şaşırmıştım. "Özlersin tabii. Özlenilmeyecek kız mıyım ben?? " Başımın ağrısı yavaş yavaş kesiliyordu. Bunu Uras'a söyledim. Artık eve gitmek istiyordum. Burdan fazlasıyla sıkılmıştım. "Uras ben eve gitmek istiyorum. Doktorla bi konuşsan da gitsek artık." Uras tebessüm edip yanımdan ayrıldı.
Olanları düşünmeye başladım. Hafızamda koskoca bir yıl kayıp... Belki de en güzel bir yılım. Uras'la geçirdiğim en güzel günlerim. Belki hepsi 17. yaşımdaydı ama ben bunların hiçbirini hatırlamıyorum. 17 yaşında ne 16 kadar çocuksun ne de 18 kadar genç.. Belki benim de yaşadığım tüm anılarım bu yaşımdaydı.
Kendimi biraz zorlamaya karar verdim. Geçiciymiş sonuçta belki kendimi zorlarsam hatırlayabilirim. Aklımda olan en son şey doğum günü partim. Her şey çok güzeldi. Ayrıca o zaman içki içmemiştik. Uras çok kötü bir yalancıydı. Başka da bir şey hatırlamıyorum. Doğum günü partimden sonrası burdayım. O kadar berbat bir şey ki unutmak.. En güzel yaşını hatırlamamak.
Ne yapacağım ben? Nasıl hatırlayacağım? Uras bana yardım edebilecek mi? Eminim ki eder. O her zaman istediğini elde eden biri oldu. Uras benden çok farklı.. Her şeyiyle. Bambaşka biri O. Hiçbir zaman karamsarlığa kapılmadı. Hep umut doluydu. Yaşamasını biliyor istediği gibi hayatını yaşıyordu. O'nu çok kıskanıyorum bazen Uras gibi olmayı çok istiyorum ama olamıyorum... Biz birbirimizi böyle tamamlıyorduk. Mutluyuz. İkimizde memnunuz birbirimizden. Uras'ı kaybetmekten korksamda O'nu kaybetmeyeceğimi biliyordum. Çünkü ne O beni bırakır ne de ben O'nu bırakırım. Uras okyanustu ben balık. O olmadan ben yaşayamam. Ben olmadan o tamamlanamaz. Böyleydik işte biz."Beste iki saattir sana sesleniyorum ne dalmışsın be cadı?" Uras'ın bana cadı demesini her ne kadar sevsem de bir o kadar da sinir oluyordum. "Hiç ya dalmışım işte öyle. Hem nerde kaldın sen? Sanki mülakata gittin Uras ya. " Sinirli sinirli Uras'a bakıyordum ki Uras bir anda "eve gidiyoruz prenses" dedi. "Oh be sonunda"
"Ama doktor birkaç tane test yapacakmış. Ondan sonra çıkacağız prenses." Tüm moralim düştü. Aman alt tarafı iki test bekleriz 10 dakika. "Tamam bekleyelim bakalım."Yine başım ağrımaya başlıyor kahretsin! Kesilmeyecek mi bu baş ağrısı? Eğer Uras'a söylersem doktor çağırır. En iyisi sessiz sessiz beklemek.
Neredeyse yarım saattir Uras'la bekliyoruz. Artık bende Uras da sıkılmıştı. En sonunda doktor içeri girdi. Fakat öyle bir girişi vardı ki Uras bir anda kalkıp doktorun yanına gitti. "Doktor Bey noldu? Test sonuçları iyi demi? Gidebiliriz artık." Doktor bir şey söyleyecekti fakat duyamadım. Başım dönmeye başladı. Kulaklarımda ağır sesler vardı. En son hatırladığım şey Uras'ın sesiydi. Yine korkmuştu.
Sizce Beste'nin test sonuçları nasıl olacak? Beste her şeyi hatırlayacak mı? Uras Beste için her şeyi yapacak mı?
Oy ve yorumlarınızı ve bekliyoruz.<3