Çek maçına az kalmıştı ben Emre'nin yüzüne hâlâ bakmıyordum bakamıyordum.
Hocam konuşmasını yaptıktan sonra bende bir konuşma yaptım.
"Evet abilerim ve Emre (aynı yaştaydık ve kimse bir şey söylemiyordu) iki maç kaybettik eğer ilk 16'ya kalmak istiyorsanız ki bence istemelisiniz bu maçı en az 2 golle kazanmamız gerekiyor. Bu arada Arda abi sen biraz daha iyi oynamaya çalışırsın 😊"dedim ve Emre ile uzun zaman sonra ilk kez göz göze geldik. Ona ilk 11 de olduğu için onun adına sevindiğimi söyledim.
"Teşekkür ederim Elif "ben tam yürümeye başlıcakken "Geçen gün olan şey için benimle konuşmuyorsan buna gerek yok ben sadece biraz sesli müzik dinlediğini düşünüyorum"tam ben " Te-"dememe gerek kalmadan "Teşekkür etmene gerek yok"dedi. O zaman bende gülümserim. Emre de bana gülümsedi.Sonra herkes kapıya doğru yürümeye başlayınca abime " Abi ben yedek kulübesinde beklicem tamam mı?" Hocam izin vermişti. Tamam dedi ve ben yedeklerin olduğu yere gittim.
Sahaya çıktığımızda İstiklal marşı söyledikten sonra karşı takım da kendi marşlarını söyledi. Çok enteresan bir durum olmuştu. Hakem maçı başlattı.
10. dakikada Emre pasını Burak abiye verdi ve GOLLLLLL!!!!!
Taraftar ayağa kalktı tabi bende ama çok fazla ileriye gitmedim bilerek sonra başıma iş alırım falan sıkıntı çıkmasın.
65. dakikada Ozan abinin GOLÜ benim sözerim işe yaradı galiba. Biz mutluluktan havalara uçtuktan sonra maç tekrar başladı ve 69.çek bir oyuncu Emre'yi sakatlamıştı. Ben sanki biraz fazla tepki gösterdiğim için az kalsın sahaya çıkıcaktım. Beni abim ve Cenk abi zor tuttular. Tüm herkes bana garip garip bakarken bir anda soyunma odasına doğru koşmaya başladım.
Hemen abimin eşyalarının olduğu yere oturup dizlerimi kendime çekip birleştirdim. Kısa bir süre sonra Emre doktorlarla birlikte soyunma odasına geldi. Ben hemen uzaklaştım. Ve telefonunu elime alıp sosyal medya hesaplarıma bakarken bir anda kendi fotorafımı gördüm caps yapmamışlar ama daha beterini Emre'nin sevgilisi demişler. Buna inanmıyorum ya. Üff!! Birkaç dakika o fotoğrafa bakkaldım. Ben telefonumu yanıma bırakırken doktorlar çıkıyordu. Emre bana ne olduğunu sordu bende ona fotoğrafı gösterdim. Tabi ilk başta anlamadı sonra ona böyle böyle dedim. O da bir şok yaşadı.
Benim kadar büyük bir tepki vermesede Emre de üzülmüştü. Sonra bir anda herkes gelmeye başladı. Abim hemen benim yanıma geldi ve:
"Hey Elif ne oldu?" Ona fotoğrafı gösterdim. Abim bana gelip sarıldı.
"Sana bir şey söyleyeyim mi?"
"Evet teselli edecekse"
"Her şey yarın ki maçlara kaldı." Ben bir anda çok mutlu olup abime sarıldım. Abime:
"Bunu kutlayalım hep birlikte" dedim. Olur dedi ve herkese fikrimi söyledim herkes abimle aynı fikirdeydi.
"Tamam o zaman 2 saat sonra otelin restoranında yemek yiyoruz. Okey?" Bunun sadece okey? kısmını anlayan Emre'ye söylediklerimi İngilizce bir şekilde söyledim. Emre de tamam dedi.
Otele dönünce ben hemen rezervasyon yaptırdım. Sonra odama gidip olanları Gayeye anlattım ve onu da davet ettim ama gelmeyeceğini söyledi. Fazla üstelemedim.
"Sorun şu bana bir elbise bulmalıyız!!!"
"Merak etme kızım ben dolabımda ki elbiselerden getirmiştim"dedi ve bana bir elbise bulduk.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saçımı hemen bir şeyler yaptım ve altıma siyah tabanı düz bir ayakkabı giydim. Yanıma da siyah küçük bir çanta aldım. Ve yine her zamanki gibi son anda yetiştim.
Aşağı indiğimde abim beni görünce hemen yanıma geldi ve:
"Çok güzel olmuşsun"dedi ben de güldüm. Sonra bana tuttuğu yere oturdum. Şans mı desem bilemedim Emre'nin tam karşısında ki sandalye benim yerimdi.
Emre bana bakmaktan yemeğini yiyemedi. Bende ona bir soru sordum:
"Bir sorun mu var Emre?"
"Hayır sadece-sadece çok güzel olmuşsun"dedi. Bende ona gülümsedim.