Ruh gibi...
Hani bazen kendinizi ruh gibi hissettiginizi söylersiniz ya..
öyleydim ben de...
Üzerimde büyük bir dinginlik vardi ama bu sadece bir yanilgiydi
bu beni korkutuyordu
kalmayan sabrimin yerine örtülen bir maskeydi sadece
Etrafimdaki gereksiz varliklardan gelen sesler benim icin bir uğultuydu sadece.
o anda gözümün önune geçmişimden bir sahne ulaşti. Yetiştirme yurdunun ögrencilere yasak olan çatisina tek başima çikip bahçedeki tüm cocuklari izlerkenki halim.
bu animi unutmustum bir ara ama bende bıraktigi tatli his hala duruyordu.
4 yıl önce her şey benim için ne kadar basitti...
yetiştirme yurdunda kalan ama okulda başarili ve mutlu olan sıradan bir kızdım insanlarin gözünde. ara ara gözyaşlarimi akıttığim tek şey , hiç bir zaman tanimasamda özlemini çektiğim aile sıcaklığıydi. Ne kadar benimle kahkagalar atan arkadaşlarim olsa da , benimle övünecek , sıkica sarilip koklayacak iki insandan yoksundum işte.Asla sahip olamayacağim iki güzel şey... Beni seven bir anne ve baba...
en çokta beni hiç sevmemis olmaları dusuncesi ağlatiyordu
bir sokak ışıginin altina terkedilmiş bir bebektim sadece , beni sevselerdi o soğuk ekim ayinda , bir çöpmüşçesine bırakılır mıydim oraya?
kızlarinin oradan buraya sahipsiz kalip zorla sürüklenmesi , Onlarsiz bir şekilde kurabileceğine zor inandiği geleceğinin , en güzel yaşlarinin çalinmasi umurlarinda olur muydu acaba?
Sanmiyorum...
antremanlarim ve yavaş bir duşun ardindan antropoloji derslik binasina ilerledim. Sınıf kendi uğultusu altinda kaynarken başimi aşşağa eğmemeye çalisarak sırama yöneldim.
Oturmadan önce sırama parmağimla dokunup kontrol etmem istemsiz olmustu , yerime oturduğum da istemsizce derin bir soluk verdiğimi farkettim.Suan cebimden çikarip oyalanabileceğim bir telefonum olsun çok isterdim ama yoktu , eski modaya uyarak cızim defterime odaklanmiştim. çizdgim ama yarim biraktigim kanatlarini açmaya hazirlanmis peri kizina gölge vermeye başladim. Çizim yapmak da bir nevi uyku gibiydi , insana kendi hayatini unutturuyor , kendi dünyasina çekiyordu. Aciyan , caresiz kalplerin olmadigi dunyaya...
"Aren"
aslinda perinin kanatlarina biraz daha ozensem daha iyi duracak gibiydi , daha ayrintili damarlar onu daha da gerçekçi gösterebilirdi
" Aren bir saniyen var mi?"
saç örgülerini önlere atmistim, çünkü saçlar arkada ve saliķken nasil olurdu da kolay olurdu ki uçmasi?
Ahh saçlar...
Saçlarim ...
geŕçek ağir bin hançer gibi kopardi beni daldiğim dünyadan. Ellerim istemsizce sapkanin altina aldigim saćlarima gitmisti.
"Aren??"
nihayet gözlerimi masadan kaldirdiğimda , 1 metre ötemde dikilen Leo yla yüz yüze olduğumu fark ettim, ben artik ona nasil baktiysam geri çekildi.
" defol git başimdan lanet olasi ! Beni rahat bırakacaksin anladin mi? Rahat !"
ellerim hala saçlarimda ayağa kalkip ona doğru yürüdüğü mü fark edememistim bile.
cümlem bitince ben de durdum. Beni sessizce izleyen sınıfa döndüm
" Bu sizin için de geçerli .gidin kendinizi becermekde dahil ne isterseniz yapin ama bir daha bana bir milim yaķlaşan olursa ona olacaklardan sorumlu değilim!"
" Hey hey hey , sakin ol tatlim , kimsenin sana bir şey yaptiği yok , gecmiş gecmiste artik öyle değil mi?
biz sadece senden özür dilemek istiyoruz "
özür mü dedi az önce o ?
özür ?
bana ?
o !! ?
"..." Bazen kafanizda kurduğunuz onlarca karşilik cümlesi böyle bir saskinlikla kayboluverir.
bir kaç saniye sessizce leonun yüzüne baktim.Daha doğrusu gözlerine , ben bir ' itim!' diye bağirmakdan başka bir şey yapmayan gözlerine
özür diliyordi değil mi? güzel saçlarimi beni hic düsmedigim kadar küçuk düsurerek rasgele kirpmalari nasil affedilebilirdi ki? Gecmis dediği daha dün dü be!
bir iti böyle 180 derece ne döndürebilirdi ki ?
sonra gözlerim sınifta dolasirken sinifin diğer kösesinde tek başina sırtini duvara vermis beni izleyen Darius ' a takildi. Mimiksiz bir suratla sadece bana bakiyordu.
Kafa karişikligini atmami sağlayan bir dinginlik vardi gözlerinde , her nedense sakinlesmistim.Vucuduma yayilan bu garip sakinlik gözden kaçacak gibi değildi.Bana neler oluyordu böyle?
cevabimi almis bir halde , odağimi bu samimiyet içermeyen söze çevirdim. Dariusun bu işteki parmaği çok açikti sanki. Bu o gün beni müdür odasinda duyduğunu gösteriyordu.
Yoksa it Leo sınıfla beraber benden asla özür dilemezdi.
Yavaşça arkami dönüp yerime geçtim . Ve kalemimi elime aldim tekrar.
Sessizliği yaran bir kaç kelimeden sonra çizimime odaklanmaya geri döndüm.
" Sınıfı belki affettim ama seni değil Leo.."
.
..
....
......
..........
....................
¥
(
)
(hhuh..
Uzun bir aradan sonra döndüm bebekler:)
Buna sizin votelariniz kesinlikle cok yardimci oldu :)Herbirinize çok çok teşekkür ederim:)
Beni cok mutlu ettiler inanin:)bu 15 tatil boyunca her iki günde bir bölüm atmaya çalisacagim :) Arenim bebegim biraz rahatladi gibi ha ne dersiniz? :)
Uvv kim ya bu darius ? :) ben ona uyan bi resim bulayim bence:)
tekrar görusmek üzere:)
darky ' den sevgiler:)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Akademisi
VampireAren Ayaz 16 yasinda O bir dampir Insanlar dunyasinda kendine bir yer bulabilmisken onu sevdigi seylerden kopardilar. Gardiyan olmaya zolanmasi onun bunu kabul edecegi anlamina gelmiyordu.Dogdugu degil olmak istedigi seyi olmaliydi. Ve Bunda yalnis...