Yoongi bir kez daha topu fırlattı, fakat top sadece potaya çarparak sinir bozucu bir titreşim yarattı. Yerde duran başka bir topu eline alarak aynı şekilde bir kez daha gönderdi ama top potanın yanından bile geçmedi.
Sinirle elini terden ıslanmış saçlarından geçirdi ve nefesini düzene sokmaya çalıştı. Antrenmandan sonra kalıp biraz daha oynamak istemişti fakat bir türlü aklını lanet topa veremiyordu. Bir süredir kendisine mesaj atan kız aklını meşgul ediyordu ve ona olan merakı, telefon konuşmasından sonra daha da artmıştı. Tekrar aramasını istiyordu. Numarası gizli olmasaydı kesinlikle Yoongi onu arardı.
"Bugün pek gününde değilsin."
Yerdeki basketbol toplarına bakarak konuştu Seokjin. Arkadaşı Yoongi'nin kızarmış yüzüne bakıp tebessüm etti. Yoongi takım kaptanı olmasına rağmen bugün ciddi anlamda batırmıştı. Gözünün önünden geçen topu görmüyordu sanki.
Yerde bağdaş kurup suyundan birkaç yudum aldı. Seokjin arkadaşının yanından geçip tribünde duran çantasını aldı ve son kez yerdekine dönüp el sallayarak büyük, ağır kapıyı iterek dışarı çıktı.
Telefonundan yükselen zil sesi kulaklarına dolduğunda Yoongi yerinden kalkarak tribüne doğru adımladı. Ekranda gördüğü yazıyla bir kaç kez gözlerini kırptıktan sonra beklemeden yanıtlayıp kulağına götürdü.
"Hey."
Önceki sefer olduğu gibi yine bir süre ses gelmedi. Yoongi bu sefer daha çok bekleyecekti çünkü kızın sesini tam olarak duymak istiyordu. Beklentiyle dudaklarını ısırmaya başladığında kız titrek bir nefes verdi.
"Hey."
Kızın sesi o kadar güçsüz çıkmıştı ki Yoongi doğru düzgün duyamadığı için kaşlarını çattı. Ardından kızın burnunu çektiğini duyunca kaşları sanki imkanı varmış gibi daha da çatıldı.
"Ağlıyor musun?"
"Hayır."
Yine güçsüzdü kızın sesi ama bu sefer daha net duyulmuştu.
"Ağlama." Diye diretti. "Neredesin? Yanına geleceğim."
"Gelme."
Ayaklanan genç adam yavaşça yerine geri oturdu.
"O zaman sen gel, gel ve beni izle. Az sonra antrenman başlayacak." Diye yalan söyledi. Biliyordu, kız yalnız olacağını bilirse gelmezdi.
"Antrenmanın yaklaşık yarım saat önce bitti Yoongi."
Kendi ismini kızın ağzından duyunca bedeni titredi. Eğer ağlamasaydı sesinin ne kadar sevimli olduğunu söylerdi. Kız devam etti.
"Her zamanki gibi etrafında dönen şeyi görmüyorsun."
O sırada tribünün en arkasından gürültüyle sekerek gelen topla arkasını döndü Yoongi. Hala telefon kulağındayken topun geldiği tarafa baktı ama kimseyi göremedi. O anda diğer tarafta açılıp kapanan büyük kapının sesiyle bir an bile beklemeden kapıya doğru koşmaya başladı.
------
Bir sonraki bölüm aynı şekilde anlatım olarak bu bölümün devamı olacak yehee
ŞİMDİ OKUDUĞUN
white | yoongi
Fanfictionblackcloud: Saçlarını beyaza boyatmalısın swagsyub: Neden? blackcloud: Çünkü beyaz kadar masumsun Bense siyah kadar günahkar swagsyub: Masum olduğumu nereden biliyorsun? ☁️160716