Yoongi spor salonundan çıkınca, ne kadar yorgun olursa olsun tüm gücüyle koştu. Spor salonunun okul binasından ayrı bir binada olması ve öğle teneffüsü nedeniyle kalabalık olan bahçe yüzünden bir küfür savurarak dümdüz koşmaya devam etti. Telefonuna baktığında hala aramanın devam ettiğini gördü. Belki de telefonu kulağında olan bir kız aramalıydı.
Biraz daha ilerlediğinde okul binasına doğru ilerleyen, kulağına telefonu sıkıca tutan uzun saçlı kızı gördüğünde bir an duraksadı. Kız başı öne eğik bir şekilde hızlı adımlarla yürürken telefonu kulağından uzaklaştırdı ve parmağını ekrandaki bir yere vurdu. O sırada Yoongi kendi telefonundan gelen, konuşmanın sonlandırıldığını belirten sesle doğru kişi olduğuna kanaat getirip kızın arkasından koşmaya başladı. Kendisi de okul binasına yaklaştığı sırada önüne geçen bedenle adımlarını durdurdu.
"Nereye koşuyorsun böyle? Basketbolu bırakıp atletizme mi başlayacaksın?"
Hoseok her zamanki gibi gülümseyerek konuştuğunda Yoongi yanından geçip gitmek için bir adım attı fakat siyah saçlı çocuk bir kez daha önüne geçti.
"Gitmem gerekiyor Hoseok"
"Aslında Hwa Min seninle bir randevuya çıkmak için, benden seni ikna etmemi istedi. Bilirsin yardım sever biriyim. Neden olmasın değil mi?"
Yoongi kafasını uzatarak dikkatlice ileriye baktığında kızı gözden kaybettiğini anladı ve nefesini sinirle verip omuzlarını düşürdü.
"O kızla uğraşamayacak kadar yorgunum, sinirliyim. Çabalama."
Hoseok sarışının yüzünü dikkatle inceledi ve gözlerini kısarak başını onaylamazca salladı.
"Pekala, hadi koşmaya devam et."
Yoongi ise başını iki yana salladı ve spor salonuna yavaş adımlarla geri yürümeye başlarken mırıldandı.
"Nereye kadar koşturabilirki beni?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
white | yoongi
Fanfictionblackcloud: Saçlarını beyaza boyatmalısın swagsyub: Neden? blackcloud: Çünkü beyaz kadar masumsun Bense siyah kadar günahkar swagsyub: Masum olduğumu nereden biliyorsun? ☁️160716