'Devran'

Devran - 4.Bölüm

Ada
Gideceğimiz yere geldiğimizde kızlar tarafından uyandırıldım. Arabadan indim ve arkamı döndüm. Döndüğümde 'Oha!' demeden edemedim. Çünkü burası.. Çok harikaydı. Geniş bahçesi vardı. Çok geniş bir yerdi. 4 tane otel yan yana sıralanmış, biraz ilerisinde de havuz ve şezlonglar vardı. "Nasıl? Beğendiniz mi?" dedi Melis kollarını göğsünde bağlayarak. "Beğenmek ne kelime lan! Ba-yıl-dım! Lan burası çok harika!" dedi Masal. Ardından Melis 'hadi gelin kızlar!' dedi ve bagajdan valizlerimizi aldık. Biz sürüye sürüye valizlerimizi taşırken Melis arabayı uygun bir yere park etmeye gitmişti. Az sonra da o da geldi. Biz de oda anahtarlarımızı alıp odamıza çıktık. Otel lüks bir otel olunca odaları da çok büyük oluyordu.

E Bİ ZAHMET YANİ!

Merdivenlerden çıkınca koridorun sonunda 252 yazan kapıyı açıp girdik. İçerisi mükemmel diyebilirim. Kapıdan girince kısa bir koridor ve geniş bir yere açılan salona girdik. İçerisi bayağı geniş ve ferahtı.

Kanepe ve bir koltuk vardı. Sol tarafında büyük bir kitaplık ve kitaplar, önünde ise masa ve masanın üstünde dergiler vardı. En güzel yanı ise kanepenin tam karşısında koskocaman, duvarın yarısını kaplayan bir cam ve deniz manzarası. Burası çok güzel. Az kalsın buraya gelme fikrini kabul etmeyecektim, ama iyi ki kabul etmişim.

Salonda başka bir odaya açılan bir kapı vardı. O kapıdan da girince çok kısa bir koridor, çok geniş bir odaya girdik. Hemen sağda geniş çift kişilik yatak, yatağın yanında mor bir koltuk vardı. Karşıda ise tavandan asılı geniş bir televizyon vardı. 3 duvar turuncu, yatağın karşısı ise komple cam ile kaplıydı. Bu cam olayı, odalara ayrı bir hava katıyordu. Yatağın en sol kısmında ise, yine salonda olduğu gibi kitaplık vardı ve içi çeşit çeşit kitaplarla doluydu. Yatak odasının kapısı ise, sanırım banyoya açılıyordu. O kapıdan girince ise oldukça geniş ve beyaz bir odaya girmiş olduk. Odanın duvarları beyaz olmasına rağmen toprak tonları bir banyo olmuştu.

Tekrar salona geçtik. Orada da kapı olunca girmeden edemedim. İçerde de 2 yatak karşı karşıyaydı. Ortalarında geniş bir masa ve sandalyeleri vardı. Yine her odadaki gibi sol duvar camlar ile kaplıydı ve bu ayrı bir hava veriyordu her odaya. 'Kızlar burası mükemmel!' diye bağırdım ve arkamı döndüm. "Çok iyi değil mi kızlar?" diyen Melis'e çevirdim bakışlarımı. 'Evet!' dedik kızlarla hep bir ağızdan. "Bence biraz yemek yiyelim. Ben acıktım." dedi Masal. Ardından da Melis ekledi. "Haklısın. Bence de bir yemek yiyelim. Valizlerimizi yerleştirelim daha sonra aşşağı yemek yemeye ineriz. Hadi!" dedi ve önden salona girdi. Melis ve ardından da biz valizlerimizi yerleştirdikten sonra aşşağı indik. Ve tarif edemeyeceğim kadar güzel bir yemek yedik.
👑
"Hadi çabuk olun ya çok heyecanlıyım!" diyen Melis'e baktım ve göz devirdim. Yemek yedikten sonra yukarı çıktık ve havuza inmeye karar verdik. Melis'in bu telaşı ise, bizim yavaş olmamız. 'Tamam Melis. Biraz sakin olurmusun acaba? Gidicez işte tamam!' dedim ve susturmayı başardım.

VE SONUNDA!

Hepimiz bikinilerimizi giydik ve yanımıza plaj çantalarımızı da aldık. Ben yanıma havlu ve üstüme de şeffaf içimi belli eden mor bir kısa elbise giydim. Bikininin üstüne gayet de hoş duruyordu. Ardından parmak arası terliğimi de giydim ve hep beraber aşşağı indik. Melisin peşinden gidiyorduk. Yürürken aniden durdu ve önündeki şezlonga havlusunu serip uzandı. Ve ardından kızlarda. 3 şezlong vardı ve Ben nereye uzanacağım?! Havuz kenarı olmaz herhalde değil mi!?

Beni niye beklemiyorlar bu kızlar? Ne alemdeler acaba?!

Sanırım bu kızların bu davranışlarına alışmam gerek. Sinir salaklar!