Zilin çalmasına 5 dakika vardı ama bana 5 saat gibi geliyordu ve üstüne üstlük 2 ders daha kalmıştı. Seçmeli derslere katlanmamın tek nedeni dördümüzün de aynı sınıfta olmasıydı. Mira'nın bize seslenmesiyle arkamızı döndük.
"Defne nerede ya? Özel gün diye bir şeyler salladı kaçtı, neyse gidip teneffüste onu bulalım. Bahçeye çıkmışken kantinede uğrayalım Talha'yı görürüm."
Sonat gözlerini devirdi.
"Nerede olucak yine bahçede voleybol oynuyordur, salak" dedim.
Kafamı salladım ve önüme döndüm. O sırada hocayla göz göze gelmemle birlikte kurtarıcım; zil çaldı! Sonat hemen yanıma uçmuştu, Mira'nın yanına doğru yürüdük. Hemen kendimizi sınıftan dışarı attık. Tam sınıfın kapısından çıkarken önümde biri durdu. Kafamı kaldırmamla gözümü devirmem bir oldu. Yavşak Osman gevşek gevşek sırıtarak;
"Cansucuğum gözlerinle yine günümü aydınlattın" dedi.
"Yumruğumla hayatını karartmadan çekil şu kapının önünden!" deyip saçımı savurarak bahçeye çıktım. Laf sokmanın vermiş olduğu hazla küçüklüğümüzden beri yaptığımız kendimize özel el hareketini yapmaya başladık.
Bahçeye çıktığımızda Defne hemen gözüme çarptı. Sırf yakışıklı oldukları için 9. sınıflarla voleybol oynuyordu. Ah geri zekalı kız! Ama ne yalan söyleyeyim harbiden yakışıklılardı. Daha kafamı çevirmeden Sonat yanlarına gitmişti bile. Bu konularda üzerlerine diyecek yoktur(!) Mirayla bende yanlarına doğru yürümeye başladık. Hemen Defne'yi çekiştirdim.
"Ya gerizekalılar ne işiniz var şu küçüklerin yanında!"
"Kızım kabul et şimdi harbiden yakışıklılar." diye söyleyen Sonat hala bakıyordu. Mira en sonunda ensesinden tutup çekiştirdi. Birbirimizi çekiştirmeden iletişime geçemiyorduk!
Mira'ın çığırmasıyla hepimiz ona döndük.
"O kız kim lan!?"
Hepimiz kantinin olduğu tarafa baktık ve Talha kucağında okulun sürütüğü Sena'yı almıştı.
O sırada tam Mira'ya sesini alçatmasını söylicekken bu sefer daha yüksek sesle sorusunu tekrarladı gerizekalı arkadaşımız.
"Kızlar!kim o kız ya?
Sona doğru sesi incelmesiyle ağzımı kapadım. Şuan ona kızmazdım gerçektende çok kötü bir durumdaydı.
"Vay orospu.." diye mırılnandı Defne.
"Kaşar ya" diye onu devam ettirdi Sonat. Daha sonra da yüzünde ki sinirli ifadesi gitti ve o piç sırıtışlarından biri yerleşti suratına.
Defne'de fark etmiş olacak ki Sonatı izlemeye başladı.Sonat yanımızdan ayrılıp valeybol oynayan çocukların yanına gidip kulaklarına bir şey fısıldadı. Daha sonra çocuklar topu Sonat'a attılar.
Ne yapıcağını izlerken Sonat bağırdı;
"Miracım bu senin için!"
daha sonrada topu dikerek Talha'lara attı.Herkes şokla onu izlerken Talha ona gelen toptan bi haberdi.
"Aman Tanrım..!" dedi Sonat.
Evet arkadaşlar top tamda kafasına geldi.Ama Talha'nın değil..Herkes irileşmiş gözlerle Sonata bakarken hemen yanına koştuk.
"A-MAN TAN-RIM! BEN NE YAPTIM?"
"Sakin ol Sonat. Tamam topu yanlışlıkla 'Tırnak' Kağan'a attın. Gerçektende insanların tırnaklarını kesitiğini zannetmiyorsundur umarım."
