Kapının önünde hızlıca durunca İrem küfür etmeyi bırakmıştı. Kaskları çıkarttıktan sonra ona gülmeye başladım. Karşıdan gelen Cem'i görünce arkama saklanmaya çalıştı. Manyak kız. Şimdi olacaklardan sonra bana çok kızacak. Cem ve arkadaşları direk olarak buraya yönelince İrem iyice panik oldu.
"Selam Alev. Yine çok ateşlisin(!)" ve İrem'in şokla açılan gözleri... Yanlış anlamayın bunu diyen Cem değil –bu arada o kaslı tıp öğrencisi Cem- Bunu diyen insan çakması sarı kafalı Berke. Kendisi benim beşinci sınıftayken sınıf arkadaşımdı. Tabi arkadaşım değildi. Benim kilomla dalga geçen bir grup insandan biriydi. Üniversitenin ilk yılında Deniz –kendisi benim sınıf arkadaşım ve en yakın erkek arkadaşım- ile tanışınca onun çevresinde de tanınmıştım. Ve bu lanet insanda Denizin arkadaşının arkadaşı çıkmıştı. Bir de bu geri zekâlı beni tanımayıp bana yazmıştı. Tabi sonradan onun tıp okuyan Cem'in arkadaşı olduğunu öğrenen ben o salağa mesaj atıp bugün sizinkilere de söyle sahile gidelim demiştim. Hepsi senin için İrem...
Anlayacağınız herkesin çöpçatanıyım ama kendime faydam yok. Aslında var birinden hoşlanırsam onunla eninde sonunda çıkarım ama genelde hoşlandığım insanlar doğru kişi çıkmıyor.
" Ya yine çok komiksin. Geçen yıllar espri anlayışını hiç değiştirmemiş."
"Geçen yıllar senin kalçalarını değiştirmiş ama." Gülüp ona sarıldım. Kızmayın ben intikamımı almıştım Berke ve ben arkadaştık. Ve aramızdaki konuşmalar hep bu tarzdı beraberken eğleniyorduk. Zaten ben öyle kibar bir kız sayılmam. Berke'yle olan sarılmamız bitince Cem bana yumruğunu uzatıp
"Selam, mavi kafa." Dedi. Ben gözlerimi kısıp Cem'e baktım, tabi sonra kaşımla gözümle İrem'i işaret ettim. Esmer ve gözlüklü olup adını hatırlamadığım çocuk İrem'e dönüp konuştu.
"Aa sen bizim sınıftaki Naz'la kavga eden kızsın!"
"Um... Evet, ben oyum. Kendisi benim bölüm başkanının asistanıyla aramda bir şey olduğunu iddia etti!" kendimi tutamayıp sordum. Zaten o biliyordu benim nasıl gıcık, insanları utandırmayı seven biri olduğumu.
"Var mı?"
"ALEV! Saçmalama."
"Tamam, canım şaka yaptım. Hem senin başın bağlı. Neyse çocuklar bu liseden arkadaşım aynı zamanda ev arkadaşım. " Cem'in yüzü düşmüştü. Aha tamda tahmin ettiğim gibi. Kendimi Eros gibi hissettim.
"Demek öyle. Tanıştığıma memnun oldum, bende Cem sarışın olan Berke, gözlüklü esmerde Alican."
"Sizinle tanıştığıma sevindim ama sınava yetişmem lazım." Bizden uzaklaşan İrem'i kolundan yakalayıp gitmesine engel oldum.
"İrem bugün günlerden ne?" telefonunu açıp baktı ve kaşlarını çattı. Ardından gözünden çıkan ateşlerle bana baktı.
"Seni öldüreceğim Asya Alev Uygur! Bana bunu nasıl yaparsın. Ya Sonay'ı da mı sen ayarladın? Sana nasıl kandım ya bu ikinci oluyor. Zaten beni motorla bırakmandan anlamalıydım. Bir plan olmasa o Deniz denen dengesiz arkadaşın motoruna yaklaştığımı görse Brezilya'da olsa da beni öldürmeye gelirdi. Neden yaptın bunu?"
"Çocuklarla sahile gideceğiz." Dedim ve sırıttım.
"Allah Allah, ya ben is-" o konuşurken önümden bir çocuk geçti. Aşırı yakışıklı değildi ama uzun boylu, kirli sakallı ve beyaz tenliydi. İrem'i susturup konuştum.
"Çabuk şu çocuğun adını söyleyin bana?!"
İrem "Evet yine başlıyoruz" diye söylenirken diğerleri bir şey anlamamıştı. Berke cevap verdi,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYAL'ET SEVGİLİM
Fiksi RemajaKelebekler her zaman ölür. Sende öyle. Hayatta olman benim gözümde yaşadığını göstermez. Sen ölüsün Efe. Hatta ölüden de betersin, sen bir hayaletsin. Gerçeklikten bir parça değilsin. Sen benim Hayalet Sevgilimsin.