Sabah uyandığında yüzünün dibinde gördüğü yüzle irkilip geri çekildi."Hey, sakin ol. Korkuttum mu?"
Kyungsoo Jongin'e bakarken uykulu bir şekilde gözlerini ovdu.
"B-Biraz.. Sen ne yapıyordun?"
"Seni izliyordum."
"Neden?" Kyungsoo tedirgin bir şekilde sorduğunda Jongin onun yüzüne doğru eğildi.
"Şaşkınım. Çünkü bu ilk defa başıma geliyor."
"Ne?"
Jongin gülümseyip kafasını yan yatırıp Kyungsoo'nun anlına dökülen kahküllerini düzeltti. "İlk defa, bir insanı seviyorum. İlk defa bir insana değer veriyorum. İlk defa..bir insanın ölüm düşüncesi beni korkutuyor." Kyungsoo'nun çarşafın altındaki ellerini tutup çıkardı ve sımsıkı tuttu. "Derler ki yakının olan birinin bir gün öleceğini düşünene kadar ona gerçekten değer vermezmiş kimse." Jongin'in derin bakışları altında ezilirken yutkundu Kyungsoo. "Diğer insanlar umurumda değil, sadece sen ölme Kyungsoo. Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim" Jongin'in değişen ses tonu onu ürkütmüştü.
"N-Neden bir anda ölümden bahsediyorsun Jongin? Ben ölmeye-" Lafını tamamlamasına izin vermeden kendine çekip sımsıkı sarıldı Jongin. Kyungsoo öylece dona kalmışken Jongin'in hızlı atan kalbini hissedebiliyordu, ve onu saran sıcacık kollarını da.
"J-Jongin? Ne oluyor?" Zorlukla söylediğinde Jongin yavaşça çekilip Kyungsoo'ya gülümsedi. "Hiçbir şey Kyungsoo, hiçbir şey.."
Kyungsoo elini kaldırıp Jongin'in dudaklarına götürdü. Bu onu 'gerçekten' gülümserken gördüğü ilk zamandı.
"Gülümsemende bir şey var Jongin, içime dokunan.."
Jongin gülümsemeye devam ederken Kyungsoo da ona gülümsedi.
*
"Ne okuyorsun?" Kyungsoo salonda oturan Jongin'in yanına gitti.
"Eski bir defterime göz atmak istedim sadece." Defteri kapatıp ters bir şekilde yanına koydu. "Ne oldu?"
"Hiçbir şey.. Çatıya çıkalım mı tekrardan?"
"İstiyorsan neden olmasın?" Ayağa kalktı ve defteri 2050'ye uzattı. "Yerine götür."
Ardından Kyungsoo'ya dönüp gülümsedi. "Gidelim"
*
"Hadi Jongin, birbirimiz hakkında merak ettiklerimizi sırayla soralım." Kyungsoo bağdaş kurup karşı karşıya oturuyorken Jongin'e söyledi.
"Peki.. İlk sen başla."
"Hm.." Kyungsoo bir süre düşündü. "Senin hakkında merak ettiğim çok şey var. Ama önce hafif olanlarla başlayacağım. 2050 den duyduğum kadarıyla içmekten nefret ediyormuşsun, neden?"
Jongin gözlerini yere dikip bir süre öylece kaldı. Kyungsoo da sessizce onu izledi.
*
"Yine mi içtin? Yeter artık!"
"Kapa çeneni! Zaten başım çatlıyor!" Adam bağırıp karşısındaki kadına tokat attığında Jongin duyduğu bağırışma sesleriyle uykulu bir şekilde merdivenlerden indi.
"Defol bu evden! Defol! Yine bizi yüzlerce borca sokup geldin değil mi?!"
"Evet öyle yaptım! Ne olmuş yani?! Hâlâ konuşuyor musun? İkinci bir tokadı mı yemek istiyorsun?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2050 // KaiSoo
FanfictionKim Jongin oldukça başarılı bir gençti. Çocukluğundan beri yeni şeyler keşfetmeyi seven biri olmuştu. Büyüdükçe hedefleri, istekleri ve arzuları büyüdü. Ve Kim Jongin yapay zekâyı keşfettiğinde, Dünya tamamen ellerinin altındaydı. "Do Kyun...