Süpriz

65 10 8
                                    

Bugün hayatımda gördüğüm en şiddetli yağmuru ve soğuğu vardı.Daha henüz mart ayındaydık fakat bu soğuk ilkbahar soğuğu değil de bir kış mevsiminin soğuğu gibiydi.

Mart ayı sürekli insanları şaşırtırdı.Kimse bu ayda ne giyip giyeceğini tam bilemezdi çünkü hava şartları sürekli değişirdi.

Bugün 2 Mart sevdiğim arkadaşım olan Hazal'ın doğum günüydü.Tam bir ay sonra da benim doğum günüm olacaktı.Hazal benim liseden beri arkadaşım idi.Hazal kutlamaları çok aşırı seven bir tip değildi fakat yine de kutlamalar onun da hoşuna gidiyordu.Aslında Hazal'a kalsa hiç doğum günü felan yapmazdı fakat iki senedir asosyelleşmeye başladığından annesi onu kutlama yapmaya ikna etmişti.Ona birsürü arkadaşını davet etmesini,onların kesin gelmelerinin gerektiğini söylemişti Hazal'a.

Annesinin gönlü olsun diye doğum gününü yapacaktı.Doğum gününü bizim evden birkaç sokak ilerideki kafede yapacaktı.Telefonda söylediği kadarıyla bu kutlama büyük kutlama olacak idi.Bunun için büyük bir para harcamıştı.Ve insanların oraya gelmesinde büyük ısrarlar etmişti.Ve insanlar bu büyük ısrarlar karşısında geleceklerdi.

Ben de artık kutlama için hazırlanmaya başlıyacaktım.Oturduğum yerden kalkıp odama doğru ilerledim ardından gardolabımın kapağını açtım ve ne giyeceğime karar vermek için gardolabımın başında dakikalarca durdum.Sonunda ne giyeceğime karar verdim ve ilk olarak askılıkta olan siyah  hafif simli olan kısa şortumu çıkardım.Ardından da beyaz,sade,uzun kollu,kalın bir üstü de alıp ikisini askılıktan çıkartıp yatağımın üstüne koydum.Ve doğum günü için yeterli bir kombin olduğunu düşünüyordum.Birkaç dakika sonra onların ikisini de giyindim.Takı olarak da küçüklüğümden beri bana şans getirdiğine inandığım,hiç çıkarmadığım Hazreti Fatıma'nın eli sembolündeki altın kolyeyi taktım.Bu sembol küçük yaşımdan beri en çok sevdiğim semboldü.Bileğime de adım Gece olduğundan "G" harfi yazan bilekliği taktım.Bu iki takıyı birkaç yıldır neredeyse hiç çıkarmadım.

Ardından banyoya gidip maşayı çekmeceden çıkarıp prize taktım.Maşa ısınana kadar odama koşup kulaklığım ile cep telefonumu alıp odamdan çıktım,banyoya doğru yöneldim.Telefonumum tuş kilidini açıp müzik bölümüne girdim müzik listemi biraz karıştırdım ve karar verip "DNCE-Toothbrush" adlı şarkıyı açtım bu şarkıyı seviyordum.Her çaldığında dans etme isteği geliyordu.Malesef berbat dans ettiğimden dolayı isteğimi gerçekleştirmiyordum. Fakat evde tek olduğumda dans ediyordum ve şarkıyı bağırarak söylüyorum.Komşularımız eminim ki benim berbat sesimden rahatsız oluyorlardı ama ben yine de bunu yapmaya devam ediyorum.

Sonuçta kaç kez dünyaya geleceğim ki.

Sonunda maşa ısındı ve abartılı olmayacak şekilde saçımın bir kaç bölümünü kıvırcıklaştırdım.Ve işim bittiğimde koyu siyah saçlarıma birkaç kıvırcığın güzel durduğunu düşündüm. Ardından hafif bir makyaj yaptım.Ve güzel kokulu parfümümü sıktıktan sonra banyodaki işim bitmişti.

Ve sonunda yola çıkmak için hazırdım.Son bir kez aynaya baktım ve güzel göründüğümü düşündüm.Deri ceketimi ve  sırt çantamı aldım.Sonra annemlere çıktığımı söyledim.17 yaşında olduğum için ailem birkaç sene önceki gibi gitmek istediğim yerlere çok karışmıyorlardı.Zaten yanımda Efe'nin olacağını bildiklerinden dolayı belirli bir saat vermemişlerdi.Annemler Efe'yi  altı senedir tanıyorlardı.Ve Efe'ye çok güveniyorlardı.Onunla gittiğimden dolayı başımın belaya girmeyeceğini biliyorlardı.Ben de bunu biliyordum.

Benim bir ablam ya da ağabeyim yoktu.Bu nedenle de Efe bana ağabeylik yapıyordu.Ne zaman başım belaya girse Efe beni kurtarıyordu.Kurtarıcım biricik arkadaşım olan Efecikti işte.

GezegenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin