5.Bölüm

198 31 17
                                    

Multi: Kuzey ve Güney


• • • • •5. Bölüm• • • • •

"Hiç bir şey hatırlamıyor musun cidden?" Dedim kıkırdayarak telefonda Uzay'a. Ofladı "Yok diyorum kızım yok işte hatırlamıyorum." Gözlerimi devirdim, bu aralar en çok yaptığım şeylerden biriydi zaten.

-Göz devirmek
-Omuz silkmek
-Herkesin sabrını sınamak

"Yani ne dediğini falan hiç hatırlamıyorsun öyle mi?" Deyip sabrını sınamaya devam ettim. "Ne dedim lan?" Dedi durup. Tabii ki söylemeyeceğim! Ama gerçekten salakça bir düşünceydi. Şimdi anlamıştım paronayakça bazı davranışlarının nedenini. Nasıl böyle bir şey düşünürler! Salaklar işte..

"Söyleyemem canım. Zamanı geldiğinde söylerim. Ya da söylemem. Neyse, sen niye aradın beni hazırlancam ben ya!" İşte büyük gün! Tatatatam! Grupça şarkı söyleyeceğiz..Aman ne güzel(!)

"Orhan hoca arattı. Neymiş grup dayanışması falan mı ne bir şeyler zırvaladı işte." Sırıttım, Orhan hoca canım bu. Ne yapacağı belli mi olur. "Ya o konuşur da sen niye dinliyorsun? Neyse ya orda görüşürüz." Öksürdü ve bir şey diyecek diye bekledim bende "Yanlış bir şey yaptıysam. Yani ne bileyim işte."

Sözünü kestim gülerek "Beni öpmeye falan çalışmadın merak etme." Deyip kapattım telefonu. "Kızım ben mi bırakayım seni?" Diye seslendi annem. "Yok yok. Babamla Aylin abla bırakacak beni." Aman niye Aylin ablayı söylediysem..

Aylin abla babamın eşi. Yani ikinci eşi. Atlatmam biraz zor oldu babamın evlenmesini ama, Aylin abla.. sevimli bir kadın işte. Bana bir zararı da yok. Babam da mutlu olduğu sürece benim için sorun yok. Altay abiyse..sevmiyorum o adamı! Ne bileyim babam tamam ama annemi paylaşamıyorum işte...

"Tamam o zaman bende Altay abinle gelirim." Yok yok kıskançlık değil anneminki. Yanlış anlamayın. Zaten geleceklerdi malesef. "Anne ya ben birinci sınıftaki okuma bayramına çıkmıyorum ki. Her yarışmama niye geliyorsunuz hepiniz?" Resmen dört kişiler ya! "Sus Mira. Geleceğiz tabii ki." Oflayıp dolabıma geçtim. Şort ve tişört uygun bence. Sizce? Evet evet uygun.

***

"Aleyna kusmak ne demek lan! Boğarım kızım seni!" Diye bağırdım sahne arkasında. Neymiş miğdesi bulanıyormuş! "Senin miğdene başlarım şimdi!" Tekrar bağırdım elimi saçlarıma götürüp. "Ulan Uzay nerde! On dakika var çıkmamıza on!" Zaten bende geç gelmiştim bizden öncekileri dineleyemedim bile! Bizde sonuncuyuz.

Bir kadın gelip Aleyna'ya baktı. Annesi falan herhalde.
"Aleyna kusarsan üzerine kusarım!" Dediğimde kadın ayıplar bakışlarıyla baktı bana. "Benimde miğdem var teyze." Dedim ona da sinirle. "Tamam Mira iyiyim ya. Çalabilirim," bir zahmet olacak ama! "Ay incilerin dökülmesin! Çalcaksın kızım tabii. İki elektronik gitarla da olur da senle çalıştık o kadar."

Merdivenden çıkan nefes nefese kalan Uzay'a bakıp sırıttım. Dört Göz geldi aklıma ne yapayım. "Komik mi?" Dedi yanıma gelip, sonra elimdeki suyu aldı ve içti. "İçiyordum onu ben!" Omzunu silkti. Ya ben anne babamınkini içmiyorum be. Ne var yani hoşlanmıyorum! "Sahneye son beş!" Diye bağırdı her beş dakikada bağıran kadın. Gözlerimi devirdim. "Burda kusma ihtimali olanlar var söyleyip duramasana teyze!" Bende ona bağırdığımda Uzay sırıttı. "Gülme. Gülme dedim." Dudaklarını bastırdı ve kahkaha attı. Neydi komik olan? Kaçırdım mı?

"Ne var ne!" Gözünden akan yaşı sildi "Rimelin, rimelin gözün dışında her yerde." O ne demek ya! Tabii yüzümü elimle silip durduğumdan bu oldu! "Tamama ya gülme düzeltirim. Hayvan hâlâ gülüyor. Gülme artık be!" Kesti gülmeyi. Bende hemen ıslak mendille sildim yüzümü ve yeniden yaptım makyajımı. Burdaki makyöz kaç yaşına gelmiş hâlâ buradaydı! Ölecen teyze diye mırıldandım onu bile duymamıştı.

AYKUŞAĞI -ara verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin