Selam arkadaşlar. Bu benim ikinci kitabım. Okursanız eğer vote ve yorumlarınızı görmek isterim. Yorumlarınız iyi veya kötü olsun sizlerin düşünceleri görmek isterim. İyi okumalar.
Düşünmek... Kafayı en çok yoran şey... Bazen düşünerek bir sonuca varırsınız ama bazen de bir sonuca varamazsınız. Ben şuan bir sonuca varamıyordum. Kendimi yapayalnız hissediyordum. Hayatım da sadece babam kalmıştı ama o da gitti artık. Ölümün pençelerinde boğuşurken, sonsuzluğa uğurlanmıştı. Bana ömrünü adayan adam... Bana sevmeyi, sadık olmayı, dürüst olmayı ve daha birçok şeyi öğretmişti.
Annem ben on yaşındayken ölmüştü. Küçücük yaşımda annemi de sonsuzluğa uğurlamıştım. Şimdi on dokuz yaşındayım. Yeni bir üniversitede hayallerimi gerçekleştirecektim. Babam da her zaman yanımda olacağına dair söz vermişti ama tutamadı. Şimdi bir başıma koca bir evde yalnızlığımla yüzleşiyordum.
Karşımdaki piyanoma kaydı gözlerim. Annemin piyanosuydu. İnce, uzun parmaklarıyla kusursuz çalardı. Benim de piyano çalma hevesim buradan gelmişti. Ben de çalıyordum. Bazen konser veriliyordu ve ben de çağrılıyordum. Annem den sonra her piyano çalışımda babam benle gurur duyuyordu. Her özelliğimin anneme benzediği ve annem gibi kusursuz çaldığımı söylerdi. Beni bu yüzden konservatuar okumaya yönlendirmişti. Sesim de güzeldi. Tam olarak istediğim bir bölüm olmuştu.
Bu evde bir sürü anım vardı. Her anım gözümden bir film şeridi gibi geçiyor, gözümden yaşlar süzülüyordu. Bu kocaman evde sadece birkaç yardımcımız ve babaannem vardı ama ben yine yalnızdım. Babamla bir bütün gibi hissederken kendimi şimdi parçalara ayrılmış gibi hissediyordum.
Geçmişi düşünürken dedim ki kendi kendime 'Alan Allah vermesini de bilir. Üzülme. Yalnız değilsin. Belki de daha güzel bir şey olacak. Annenin, babanın yokluğunu hissetmeyeceksin. Çok güzel şeylerle mükafatlandırılacaksın. Şükret.'
"Aden" diye bir ses yankılandı kulaklarımda. Çağıran babaannemdi. Odama girip yanıma gelip oturdu. Saçlarımı okşayıp, öptü.
"Üzülme, benim güzel kızım. Ben her zaman yanında olacağım. Söz veriyorum." diyerek anlımdan öptü.
Babaanneme dönüp "Babaanne, lütfen! Sende söz verme bana. Küçükken karanlıktan korkuyorum diye annem ben uyumadan önce bana söz veriyordu. Korkma kızım, ben seni hiç bırakmayacağım diyordu. Ne oldu? Gitti. Babam, annem öldükten sonra hep yanında olacağım, seni hiç bırakmayacağım diyordu. Sonra ne oldu? O da gitti. Sen de söz verme bana. Belki şuan isyan ediyor gibiyim ama etmiyorum. Sadece tutamazsınız ki bu sözlerinizi." dedim ağzımdan bir hıçkırık çıkarken. "Bir gün herkes ölecekti. Anlamsız söz vermeleri gerek yoktu. O yüzden yalvarırım sende bana söz verme bana." dedim. Babaannemde ağlıyordu artık. Beni kendine çekip sarıldı.
Anladım ki hayatımız sadece bir film. Senaryo yazılmış, biz oynuyoruz. Ve en önemlisi ise sevdiklerimizin yanımızda var olduğu boyunca ya dek onlara değer ve kıymet göstermeliyiz.
Diğer hikayemi profilimden bulabilirsiniz
İnstagram: senanur.tasdelen