2. Ayımızın ortalarındaydık, günlerden pazardı. Mesajlaşıyorduk, bianda ne olduysa, kızdı bana.
- bir daha mesaj atma bana.
Şaşırmıştım, ne diyeceğimi bilemedim; atsam mı mesaj acaba , atmasam mı? Diye düşünürken, dayanamadım attım.
+ne oldu hayatım, neden kızgınsın bana,sana karşı bir hatamı yaptım.
Oda trip atar şekilde.
- Sen daha iyi bilirsin.
Anlamıştım bana çok kızmış olmalı ve biraz düşünmüştüm ama bulamadım;
+ noldu canım, anlatırmısın. Ben bulamadım ne olduğunu.
- ya sen nasıl kardeşini döversin ya, anlatırmısın bana. Sen şimdiden onu dövüyorsan, yarın bana neler yaparsın kim bilir.
Evet kardeşimi dövmüştüm, ve beni birde şikayet etmiş sevgilime. Ama haklı olmasam asla vurmazdım, onun yaptığını düşmanım yapmazdı bana.
+ hayatım, beni bir dinlersen ne olduğunu, anlatabilirim.
- ne dinliyecem seni ya bir daha mesaj atma bana. Dedi
Ben dayanamam buna, anlatmam lazımdı bu konuyu ona. Mesajı yazdım, herşeyi anlatmıştım, ama bana inanmamıştı ve beni aradı.
- ne dersen de, seni affetmeyecem. Beni arama, mesajda atma. Dedi ve kapattı.
Nefessiz kalmış gibiydim, onunla konuşmayınca daralıyordum, mutsuzlaşıyordum. Kardeşim mi ne yapti?
150 adet yazdığım aşk şiirleri olan defterimi, bir çöp kutusunda yakmıştı. Ve o anda olan sinir patlamasıyla, kafasına bir kez vurmuştum. Ama acımasızca degildi. Ve o an elim kesmek istedim; nasıl vururum ben ona, neden yaptım bunu diye kendimi düşüncelerimle hırpalamıştım. Kardeşim okuldan eve gelmişti ona soracaklarım vardı ve birde isteğim olacaktı tabi.
+ neden beni kübra'ya şikayet ediyorsun. Benden ayrıldı , artık konuşmuyoruz. Dedim
Üzüntüsü ve şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.
-ben böyle olacağını bilmiyordum, sadece sana kızması için söyledim, ayrılacağını tahmin edemedim.
+ evet ayrıldı işte, mesaj atma bir daha da aramamamı istedi benden. Ve sen bunu düzeltmelisin.
-Nasıl düzelteceğim peki.
+ Şimdi onu arayacaksın ve şaka yaptığını söyleyeceksin. Sadece dün bana bagırmıştı, bende senin ona kızman için öyle dedim, diyeceksin.
-Tamam, ara hadi. Dedi kız kardeşimde. Belli ki oda üzülmüştü bu duruma. Daha fazla beklemedim ve hemen aradım. Konuştular, telefonun hoparlörünü açmıştım . Söylediklerimi tek tek söyledi ama bu sefer kız kardeşimede inanmamıştı.
- şu an yanında değil mi? Biliyorum ben yanında, ona söyle onu affetmiyorum. Aramasın beni bir daha. Dedi ve telefonu suratımıza kapattı.
Ben çok sinirlenmiştim, ne yapacağımı bilemeden ağlamıştım. Nasıl kendimi affetirebilirdim diye düşündüm günlerce. Ve en sonunda bulmuştum. Beni affetmediği günden 2 gün önce konuşmuştuk. Bana;
- 5 mayısta, kültür merkezinde okulun hazırladığı bir tiyatro olacak. Bende oyuncu olarak orda olacam, gelirsen çok sevinirim. Demişti.
Ve içim kıpır kıpır olmuştu, ona nasıl kendimi affetireceğimi bulmuştum. Zamanın bir an önce geçmesi için sabırsızlanıyordum.
Geçmek bilmezken zaman, içimdeki özlemde büyümüştü. Artık görmeliydim onu ilk kez olarak , canlı şekilde yüz yüze görecektik, birbirimizi. Ve içimde duygular birbirine karışmıştı.
Beklenen gün geldi çattı, ben aynı cafede çalışmaktaydım. Ve öğlen saatlerinde şefimle görüştüm. Akşam erken paydos istemiştim, durumumuda bildirmek zorunda kaldım tabi. Oda müşterilerin yoğunluğu arasında;
-tamam , akşam üstü bana hatırlatırsın, Dedi.
+tamam şef çok sağ ol , diyerek işime geri döndüm.
Artık günler bitmişti, saat ile mücadele ediyordum; bir an önce geçsin şu zaman artık, diyip duruyordum.
Müşteriler yoğun olmaya başlamıştı ve ben çok yorgundum. Saate bakmıyordum artık zamanın nasıl geçtiğinide anlamamıştım haliyle. Bir an telefonuma mesaj gelmişti. Reklam mesajıydı aslında mesaj bana bir haberci misali gelmişti. Telefonu açmamı ve saate bakmamı istemişlerdi sanki . Saat'e baktığım da akşam üstü olmuştu. Çalıştığım kafe bir alışveriş merkezinin en üst katıydı ve camlar siyah filmli olduğundan havanın kararmasınıda göremiyorduk haliyle.
Neyse saat 18:30 olmuştu tiyatro ise saat 19:00 da ıdı. Ve yarım saatim kalmıştı, hemen şefe hatırlatmamı yaptım. Hemen çıkabileceğimi sanmıştım ama öyle olmamıştı.
-ne kadar zamanin var , dedi
Bende;
+yarım saat zamanım kaldı şef, dedim
- tamam ozaman sana bir görev verecem, onları tamamlarsan çıkabilirsin. Dedi
Benim suratım asılmış tı ama ne derse yapacak ve hemen bitirmek için tüm mücadelemi verecektim.
+nedir şef, dedim hazırda beklermişcesine.
- tüm tuzluk ve peçetelikleri doldurman gerekiyor, dedi
70 peçetelik ve bir okadarda tuzluk vardı hepsini bitirmem imkansız dı!
+ ama şef bunların hepsi yarım saatte bitmez, diyerek çıkıştım.
Oda sağ olsun halimden anladı.
- ne kadarını yapabilirsen artık ama acele et yinede bitirmeye bak 5 dakika kala'da çıkarsın, söylemene gerek yok hemen çıkarsın, dedi.
Ben de teşekkür edip hemen verdiği görevi yapmaya başlamıştım. Zamanım ne kadar kısa olsada, en azından bitirmeye yakın bırakacaktım. O kadar acele ve hızlı bir sekilde çalışmıştım ki, bütün hepsini bitirmiştim tabi zaman'a bakarak çalışıyodum. Ve 2 dakika geç çıkacaktım şefe hepsini bitirdiğimi bildirerek koşar adımlarla cafeden çıktım. Üstümü bile değişmeden çıkmıştım, koşmaya başladım bir an durdum bir çiçekçi görmüştüm ve bir gül aldım, paket yaptırdım ve elimde gül ben koşar adımlarla kültür merkezinin yolunu tutmuştum.
Neyseki vaktinde varmıştım ama bir sorun vardı giriş biletliydi, ve bende sadece 5 lira kalmıştı. Kapıya yöneldim, okul sorumlusu 2 genç kız biletler elinde satış yapıyordu . Ve biletci ile konuştum.
- merhaba kolay gelsin, ne kadar bilet fiyatı.
+ 10 lira tek kişi.
Bunu duyunca hiç bir şey diyemedim girmem lazımdı oraya ve aklıma bir şey geldi.
- peki benim sevgilimde oynuyor burda o içindemi acaba? İsmi kübra.
+ sen kübranın sevgilisimisin? Diye sorunca şaşkın bir şekilde, sınıf arkadaşı olsa gerek.
Bende;
-Evet, dedim.
+Madem ki kübranın sevgilisisin o zaman biletin benden olsun , para istemez. Diyince
Bende;
-olurmu ya parasını alın dedim, pişkin pişkin. Kabul etmeyeceğini anladığımdan, parası yok demesinler diye ısrar ettim .
Neyseki biletçi kız daha çok ısrar ederek beni içeri aldı.
Hemen kendime onu görebileceğim bir yere geçtim ve oturdum. Elimde gül ve tiyatro başlamıştı ilk başta yoktu onu görememiştim, korkmuştum acaba o gelmedimi diye ama sonra bir anda çıktı sahneye. O kadar heyecan basmıştı ki içimi, sahnede oynadığı karakter uyuşturucu içen bir gençti. Büyük bir zevkle izledim onu ve tiyatro bitmişti. Ve hemen çıktım binadan binanın arka kapısını kullanırlar genellikle bende o düşünceyle binanin arka tarafına gittim ama baktım ki ne gelen var ne giden. Hemen yukarı çıktım binanın ön tarafına geldim. Ve herkesin kapıdan çıktıgını görünce, kapıya doğru ilerledim. Ve onu görmüştüm, öğretmenleri ve arkadaşları onu tebrik ediyordu bir an;
- Kübraa , diye seslendim
Beni görmüştü, ama tanımamıştı. Sonra 2. Kez seslendim biraz yüksek ses ile;
- Kübraa bakarmısın, dedim.
Yanıma yaklaştı ve hafifçe gülümseyerek.
+ O, senmisin. Dedi
Birbirimizi hiç görmedik canlı olarak ve ilk defa gördüğünden, şaşırmıştı.
- Evet benim, dedim bende.
Hemen elimden tuttu ve binanın arka tarafına geçtik.
+ burda bekle beni , hemen gelicem , abimin arkadaşları burda bizi birlikte görürlerse abime söylerler, diyince
Bende;
- tamam bekliyorum, çabuk gel, dedim
Ve onu görmüştüm ilk defa elini tutmuştum. Heyecanım gittikçe artmıştı, onun o yüzündeki sade masumiyeti canlı olarak görmek benim kalbimi sökecek kadar hızlı çarpmasına neden olmuştu.
Ve sonunda geldi. Biraz yürüdük evine bırakacaktım, kuzeni rabia ve sevgilisi de bize katılmıştı. Biraz yürüdükten sonra konusacak bise arıyordum ki elindeki gülü fark ettim öğretmenleri tebrik için vermişti sahte güldü. Benim elimde ise gerçek gül vardı.
- istersen o sahte gülü atalım, gerçeği dururken sahteye ne gerek var,dedim ve gülü ona uzattım .
+ teşekkür ederim , çok sevindim gelmene, gerçekten . Dedi.
Sonra;
+ nerden ve nasıl biliyodun tiyatromun olduğunu?
Unutmuştu , kendisinin söylediğinin farkında değildi.
- sen söyledin, tartışmamızdan 2 gün önce hatırladınmı.
+hadi ya, sen nasıl hatırladın peki nasıl unutmadın?
- birincisi, insan sevdiğinin mutlu olacağı hiç bir şeyi unutmaz, ikincisi ise unutulacak biri değilse hiç bir kelimesi dahi unutulmaz. Dedim biraz romantik oldu galiba ama bende öyle biriydim zaten.
Duygulanmıştı, sevinmişti, mutluydu ve uçuyordu resmen tabi unutmadığım bir şey vardı ki onu sordum.
- geçmişte yaşadığımız olaylar için senden çok özür diliyorum. Ben o günden sonra nefes alamadım ve bugünün gelmesi için hep bekledim. Beni affedebilecekmisin, dedim.
O da;
+ ben senin buraya geleceğini bile tahmin edemezken, sen geldin. Bana daha önce böyle bir değeri kimse vermemişken, affetmemem mümkünmü, dedi
Ve orda birbirimize sarıldık birbirimizi ilk defa tanıyor gibiydik ama senelerdir birlikteymişcesine sevinmiştik. Elim bir an eline değdi oda benim elini tutmak istediğimi anladı ve bir iki adımdan sonra o gelip tutmuştu;
+ bu el benim elimden asla düşmeyecek, bir daha asla seni bırakmam. Dedim ve eline ufak bir öpücük kondurdum.
O da;
- bende asla bırakmayacağım, geldin ya yanıma dünyanın en mutlu insanı ettin ya istesende bırakmam, dedi.
Tabi kuzeni ile sevgilisiyle tanıştık konuştuk evlerine gidesiye kadar, gelmiştik artık. Onu hiç bırakasım yoktu, o kadar bağlanmıştımki gitmesini hiç istemiyordum. Yanağına bir öpücük kondurdum
Ve;
+ keşke bugün hiç bitmese, birlikte kalsak sabaha kadar konuşsak.
- evet bende çok isterim ama gitmem lazım yarın görüşürüz, iyi geceler , dedi ve yanımdan uzaklaştı.
O kadar kör olmuştu ki gözlerim aşktan, sevgiden okadar bağlanmıştım ki ona. Sabah birlikte okuluna kadar ben bırakırım düşüncesiyle evini öğrenmek için takip etmek istedim . Ama hemen kaybolmuşlar dı. Bende o aşkın etkisiyle bu yoldan geldiklerine göre hep bu yolu kullanıyorlardır düşüncesiyle orda kalmayı göze koymuştum orda sabahlayacak ve sabah okula beraber gidecektik. Ailemi aradim bir arkadaşımda kalacağımı söyledim, beni merak etmemelerini söyledim. Ve bunuda yaptıktan sonra nerde kalacağıma karar vermiştim. Bir inşaat vardı, orada kalacaktım. Ama evlerini bilmiyordum, sadece burdan geçer her halde diyerek o inşaata girdim.Ama istediklerim olmamış tı!
Devam edecekk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle AyrıLıK oLmaZ
RomanceBu kitap'da yazılan tüm olaylar gerçek olup, 2011'in şubat ayında başlamış henüz genç, ancak aşkın büyüsüne erken kapılan bir gencin, Kara sevdaya nasıl tutulduğunu ve neler yaptığından bahsedeceğim. Umarım beğenirsiniz