Günlerden cuma idi, sabahın ilk ışıkları vuruyordu yüzüme. Köyden dönüş yapıyordum, varmıştım merkeze. Ve evimin yakınlarında indim servisten, fazla değil sadece 2 dakika yürüdükten sonra, mesaj gelmişti bana.
Mesaj ondandı, sevinmiştim, galiba mutluluğunu anlatacaktı ve yine teşekkür edecekti bana. Keşke demeyeceğim, ama öyle olsa iyi olur du diyebilirim.
Mesaj da;
- ARTIK BENİ BİR DAHA ARAMA,SORMA. PEŞİMDENDE GELME "BİTTİ". diye yazmıştı.
Kafam allah bullah olmuştu resmen, o kalbimi yerinden sökseler yeriydi ama bu mesaj gelmeseydi bu mesajı görmeden ölseydim.
Sinirlenmiş ve öfkelenmiştim, eve gitmedim, onu arayıp durdum mesajlar attım.
Soracağım tek şey bir neden idi? Neden, şimdi bu ayrılık. Ne yaptım ben, ne eksiğim vardı bu aşk'ta. Suçum neydi ey hayat bari sen söyle bana.
Gittikçe kırılıyordu kalbim, parçalara ayrılıyordu sanki. Ben artık ben değildim, cevap vermiyor ve konuşmuyordu.
Saat: 08:30 civarıydı ve ilk defa saatime bakmayı unuttuğum zamandı o mesajı bir daha hatırlamamak için o saate bakmamıştım. Bir parka geçip oturdum, ve ağlamaya başladım. Kimse yoktu beni duyan, haykıra haykıra ağlıyordum onun ismini sayıklayarak.
Birden telefonum çaldı, arayan kuzeniydi cevap verdim hemen;
-alo
+efendim, dedim hafif içimden yutkunarak.
- benim rabia, ne olur affet beni ve sözümü kesme, bunu söylemek zorundayım. Kübra artık seni istemiyor ve sevmiyor. Bir daha aramanıda istemiyor. Belki bir gün karşılaşırsanız, belki ozaman söyler ama şimdi nedenini söyleyemiyor. Kendine iyi bak. Dedi
Ben hiçbir şey diyemedim, biraz durdum, düşündüm ve;
+ onunla konuşmak istiyorum, lütfen telefonu ona ver. Diye ısrar ettim.
- hayır olmaz burda değil, veremem telefonu.
Bende inatla;
+ o telefonu ona ver rabia konuşmam gerek onunla. Hiç olmadı sonkez belkide sesini duyayım, birdaha duyamam belki.
- bak sakın yanlış anlama ama kendine zarar vererek bir yere varamazsın. Ayrıca kübra burda değil olsaydı verirdim. Aranıza giremem zaten. Neyse kendine iyi bak hoşcakal, diyip telefonu kapattı.
Öfkem bir okadar daha arttı ve kalbim bir toz haline geldi resmen . Kafayı yememek , deli olmamak mümkün değil di.
Sevmiştim ben onu, uzağımda da olsa fotoğraflarına bakarak. Yetmeyip yanına gitmek için canımı feda ederek, oda yetmedi ölümüm ona acı vermesin diye okadar yalanı söyleyip ordan ayrılarak. Sevmiştim ben onu hiç bir şey onu üzmemesini sağlayarak.
Aklıma herşeyi getirdim, ama herşeyi getirdim, yinede bulamadım nedenimin cevabını.
Toparlandim ve uzaklaşmak için şehir dışına çıktım. Çalışarak belki unutabilirdim diye, olmadı baksanıza okadar yıl geçmesine rağmen herşey aklımda, zerre kadar bir şeyini unutmadım, ayrılık zamanımız hariç. Ama sevgim azaldı sadece bir kıvılcım kadarı kaldı, belki bir gün gelip o kıvılcım yeniden bir yangına çevirir diye. Belki yine eskisi gibi aynı sevgiyi birbirimize verebiliriz diye. Olmayacağı çok açık biliyorum, sadece bir umut işte. Umutlar değilmiydi yarınımızı süsleyen, işte o yüzden o kıvılcımı ona ayırdım. Kim bilir belkide gelir.
Aradan 1 yıl geçti, aklımdan çıkmamıştı, kalbimden mi? Ortada bir kalp kalmamıştı ki !
Neyse bir gün, postahaneye gidiyordum annem ile birlikte. Girdim içeri bir fiş aldım ve sıramı beklemek için, geçtik bir kenarda oturduk.
Öyle bir an oldu ki. Onun aşkından, ona benzettim herhalde dediğim biri oldu. Elinde dosya postahane personellerine yardımcı oluyor du.
Yaklaştım biraz , evet evet oydu. Oda beni gördü ve selamlaştık.
1 sene geçmişti aradan ve onu görmek kalbimi yeniden oluşturdu sanki. Mutlu olmuştum, belki bir şansım olurda yeniden oluruz diye. Biraz konuştum ve bir yerde oturup konuşmak için teklif ettim. Durup düşündü biraz, belki kabul edecekti ama annem onu görüp "Kolay gelsin gelinim" diyene kadar dı bu düşüncem. Kübranın akrabası bizim komşumuzdu oda oranın yetkili personellerinden biri idi, bunu duyunca tabi ona bir bakış yapti ve beni çağırdı yanına kübra, ve dedi ki;
-bir daha sakın gelme ve beni sorma. Dedi
Bir şey demedim, işlemimi halledip çıkmıştım. Artık yormayacaktım ne aklımı nede kalbimi. Artık susacak ve dinleyecektim. Annem demeseydi keşke demeyeceğim, kötü niyeti yoktu içinde. Kimseyi suçlamayacak, artık hayata küsmeyecektim. Onu unutmak için bir başkasının duygularıyla oynamayacaktım. Sadece kimseyi onun kadar sevmeyecektim, o kişiye sahip olana dek.
Aklımı başıma getirdi bu kız, ne yapıp ne yapmayacağımı öğretti bana. Sevdi beni belki sonu mutsuz bitti ama sonuçta sevmişti beni.
Aradan yine 1 sene daha geçti, yine gördüm onu ve sanki o bana "beni bir daha sorma, bir daha beni arama" dememiş gibi yine mutlu olmuştum gördüğüme. Ve çalıştığı mağazaya girdim, kendim için bir şeyler bakıyordum. Maksadım onu yanıma getirtmek ve konuşmaktı tabi.
Ve bunu başarmıştım da, beni gördüğünü farkettim ve usulca yanıma yaklaştı.
Yine her zamanki gibi selamlaştık ve konuşmaya başladık;
+ nasılsın, nasıl gidiyor hayatın.
-iyiyim idare ediyorum, seni sormalı.
+bende iyiyim, geçerken seni gördüm ve uğramak istedim. Sana bir soru sormuştum onun cevabını almak istiyorum senden.
- nedir sorun. Dedi şaşkınca.
+ neden gittin, neden ayrıldık biz. Ben kötü bir şeymi yaptım. Diye sorduğumda.
- bilmiyorum, soğumuştum belkide ama ayrıldık işte.
+ bu benim sorumun cevabı değil, bana ne yaptığını bilmiyorsun belki de. Ama ben bu sorunun cevabını öğrenmek istiyorum senden. Ailenmi istemedi beni.
- hayır hiç bir alakası yok, o gün ordayken abim seni gördü, ve kalacak yerin olmadığını düşünerek seni çağırmamı istedi, bizde kalacaktın o gün ama ben yapmadım sana kötü bir şey yapacaklar diye korktum. Ve nedenini bilmiyorum belki bir korku yada nedensiz bir ayrılıktı bu. Ne olur beni anla ve birdaha biz olamayız bunu bil, dedi ve patronu çağırdı.
+benim gitmem gerek , patronum kızıyor. Diyerek yanımdan ayrıldı.
3-5 parça eşya ile kasaya gittim, eşyaları satın aldım ve dükkandan çıkıp evime geldim. Eve gelesiye kadar hiç bir şey düşünmedim, sadece onun sözleri tekrar ediyordu beynimde.
Nedeni yoktu bizim ayrılığımızın, nedensiz bir ayrılıkmış. Hayat o günden sonra benim öleceğim günü beklediğim bir cezaevine dönüştü. Artık bir şey yapamazdım, ama bir şansım daha var bu hayatta, oda beni sevecek olan kalbin gerçek anlamda içimde hissetmem ile, hayata yeniden bir dönüş yapacağım. Ve beni seven o kalbi asla ama asla bırakmayacağım ucunda ölüm olsa bile.
Bağlılık çok kötü bir duygudur. Sevmek yada sevilmek ile alakası olan bir duygu. Ben bağlanmıştım ona ve o bağı çözecek ve beni kendine bağlayacak bir başka kişi tanımıyorum. Ben kusursuz olmayabilirim evet ama sevgimin büyüklüğünü hiç bir servetle ölçemem.
Hayallerim kaybolmuş, hayattan bir beklentim yok artık. Sadece bir bekleyiş içindeyim, yoksa herkes gibi bu hayatın içinde kaybolup gideceğim.Onun için yazdığım son sözdü bu;
Seni sevmek suçsa,
Göz yaşında boğulayım.
Ama senden tek isteğim!
Son kez sana sarılayım.Kitabım burda sona erdi. Umarım beğenmişsinizdir. Lütfen verdiğim duygusal hüzünlenmeler için özrümü kabul edin. Ben sadece sevdim, yaşadıklarımı anlattım. Hepsi gerçek ve kelimesi kelimesine unutulmayacak gibi kazılmış beynime. Bu kitabı bakmadan 50 kez daha tekrar ederdim, ama bir daha olmayacak tekrarı. Herkese iyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Böyle AyrıLıK oLmaZ
RomanceBu kitap'da yazılan tüm olaylar gerçek olup, 2011'in şubat ayında başlamış henüz genç, ancak aşkın büyüsüne erken kapılan bir gencin, Kara sevdaya nasıl tutulduğunu ve neler yaptığından bahsedeceğim. Umarım beğenirsiniz