Tam gaz aşağı indim. Herkes bana ' Ne oldu?' Der gibi bakıyorlardı.
Ben:
- Elbisem nerede?!
Sarp:
- Hah?
Sorumu yineleyip ona vurmaya başladım. Tam kafasına geçirecekken Selin:
- Su bizim odamızda unutmuştun ya!
Ben:
- Hah doğru lan!
Sarp bana öldürücü bakışlar attı. Bende yavru köpek bakışları...
...
Ben:
- Ama sevgilim yeni uyanmıştım ben. Biliyorsun normalde çok sakin girlümdür.
Sarp:
- Su git başımdan!
Ben:
- Ee senle mi uğraşıcağınla be!!!
Diye çirkefleştim.
Sarp:
- Gerçekten çok sakin bir girlsün.
Diyince gözlerimi devirdim. Hayır ama yani benim de bir sabrım var değil mi? Tam 1 saat 16 dakikadır kendimi affettirmeye çalışıyorum. Oturduğum yerden kalktım. Odama çıktım. Giyindim. Multi Aşağı indim. Dışarı çıktım. Şuan çok sinirliyim. Meydana geldim. Sarp'ı ikna ederken kahvaltı yapmıştım. O yüzden kahve dünyasına gidiyorum. Önce barlar sokağına girdim. Kestirme olsun diye. Burası daha sabah olduğu için çok sessiz normalde çok yüksek sesle şarkı çalıyor olurdu. Az daha ilerlediğimde ahtapot heykelini gördüğümde yaklaştığımı anladım. Biraz daha yürüdükten sonra köprüyü geçtim ve kahve dünyasına girdim. Benim dışımda iki üç kişi vardı. Hemen boş bir masaya oturdum. Makaron ve kahve istedim. Kahvemi içerken yanıma birisi oturdu. Oturan - yani sarpa şaşkınca baktım. Nerden buldu lan bu beni?!
Sarp:
- Su bana öyle bakma. Ne zaman sinirlensen buraya gelirsin.
Dedi. Bunu diyince şaşkınlığımın yerini sinir aldı. Sarpa ölümcül bakışlar attım. Sarp gözlerini devirdi ve:
- Su sen Superman gibi gözünden Işın çıkaramıyorsun.
Ben:
- Sarp .... git!
Sarp:
- Ya su saçmalıyorsun şuan.
Ben:
- Ben mi saçmalıyorum?!
Dedim ve etrafa bakıp sakin ! Bu su'nun dilinde hızlı demek bir şekilde devam ettim:
- Sana ne demeli uykumdan uyandığımda ani öfke patlamaları yaşayabiliyorum. Elbisemi de göremeyince üstüne atlamış bulundum. Sonra bunun yanlış anlaşılma olduğunu öğrenince özür diledim. Ama sen ne yaptın? 1 saat 16 dakika boyunca trio attın. Ama yani benimde bir sabrım var değil mi yani? Hem sen o kasları boşuna mı yaptın? Benim cılız vurmal...
Devam edemedim çünkü sarp beni öptü. Benden ayrılınca:
- Yavrum bir motorun soğusun.
Böyle mal mal sarpa bakıyorum. Çünkü hala çok yakınımda! Insafsız nefes alamıyorum yahu!
Sarp:
- Affettin mi?
Geri çekilerek:
- Hayır.
Dedim.
...
Şuan evde mal gibi oturuyorum. Kızlar sevgilileriyle dışarı çıktı. Sarp ise nerede belli değil! Saat 9'du. Bara gitti diyemem çünkü bu saatte barlar sokağı ıssız olur. Kapı çaldı. Hemen kapıya koştum. Ama salak ben niye koşuyorsam? Ayağım koltuğun kenarına çarptı ve yere düştüm. Pardon uçtum! Kapıya sürünerek gittim. Aynı zamanda da sövüyordum. Kapıyı açtığımda kargocu bana sanki " ben eskiden erkektim" demişim gibi bakıyordu. Hemen ayağı kalktım.
Kargocu:
- Su DOĞANOĞULLARI ' Na bir paket var.
Ben:
- Benim.
Kargocu:
- Şurayı imzalayın lütfen.
İmzaladıktan sonra kutuyu aldım ve az önce dövdüğüm koltuğa oturdum. Kutuyu açtığımdan bir elbise çıktı. Bu ne amk? Elbiseyi çıkarıp kenara koydum. Kutuda başka bir şey yoktu. Bir elbiseye birde kapıya baktım. Kapıyı açıp koşmaya başladım. Evet ben unicornlu pijama! ile koşmaya başladım. Niye mi çünkü kargocu eksik getirmiştir herhalde. O yüzden şuan arabanın arkasından koşuyorum.
Pijamam:En sonunda kargocuya yetiştiğimde arabayı sağ çekti. Sürücü koltuğunu açtım:
- Bana eksik verdiniz herhalde o kutunun içinde elbiseden başka bir şey yok. Kim gönderdi bana bu elbiseyi.
Kargocu gülmeye başladı ve:
- Sarp bey demişti.
Ben:
- What dedin gülüm?
Kargocu:
- Sarp bey dedi ki "bu kutuyu al ve vereceğim adrese git. Giderken yavaş git arkandan koşan bir kız görünce sağa çek. Biraz anormal bir kız olabilir"
Son dediği şeye gözlerimi devirip:
- Başka?
Kargocu:
- Size bu mektubu vermemi istedi.
Kargocu giderken bende mektubu açtım.
Mektupta:
Merhaba küçük sevgilim.
Daha yazan ilk cümleye gözlerimi devirdim. Alt tarafı benden 5 ay büyük.
Kargocunun arkasından koşacağını biliyordum. İşte bu kadar anormal bir çiftiz. Neyse sana gönderdiğim elbiseyi giy.
Bu kadar mı? Ne yapıcam elbiseyi giyip? Kağıdı ters çevirdim. Yine bir şey yazıyordu.
Elma rengindeydi. Hızlı giderdi.
Bu ne amk? Sarp'ın şifreli mesajından ne beklerdin ki? Eve gittim. Elbiseye baktım çok güzeldi.
Elbise:Giyinip hazırlandım. Dışarı baktım. Park edilmiş Arabalar dışında başka bir şey yoktu. Bir dakika elma rengi hızlı giden bir şey araba. Ama kırmızı elma var yeşil elma var. Kırmızı araba yoktu ama yeşil vardı. Bingo!
Araba:Kapısına gittiğimde koluna yapıştırılmış başka bir not gördüm.
Notta:
Paspasın altında.
Paspasın altı? Arabanın altıdır herhalde. Arabanın altında anahtar vardı. Hemen onu alıp arabaya bindim. Direksiyonun üstünde bir not vardı.
Notta:
Gözlerinin renginde olan yere gel.
Bunu tahmin etmek hiç zor değil. Sahile gelmemi istiyordu. Sahile doğru sürdüm. Sahile geldiğimde arabadan indim. Küçük bir kız yanıma gelip:
- Sarp abi çok üzgün onu lütfen affet.
Diyip gitti. Allahım bu çocuk bana kalp krizi yaşatacak. Tahminen benim yaşımdaki Adam yanıma geldi. HD'mde elindeki balonlarla. Bana gülümseyip balonları verdi. Sonra gitti. Balonların üstünde. Lütfen beni affet yazıyordu. Sonra karşımda bir pankart açıldı. Pankartın üstünde:
Eğer affettiysen balonları bırak.
-S
Yazıyordu. Hiç tereddüt etmeden balonları saldım. Bir anda alkış sesleri geldi. Etrafa baktığımda bizimkiler ve tahminen sahilde duran kişiler vardı. Sarp bana doğru geldi. Dudağımı ısırdı. Yüzünde çok güzel bir gülümseme vardı. Yanıma ulaştığımda ben:
- Yahu sen böyle yapınca ben sana trip atamıyorum ki.
Dediğimde herkes gülmeye başladı.
Ben:
- Hem bundan sonra bir karar aldım.
Sarp:
- Ne kararı ?
Ben:
- Daha çok trip atacağım.
Dediğimde etraftakilerin gülmeleri ikiye katlandı.
Sarp bana sarıldı. Ayrıldığımızda sarp bağırarak:
- SENİ EFSANEVİ BİR ŞEKİLDE SEVİYORUM!!
Ben de bağırarak:
- SENİ ACAAYİP SEVİYORUM!
Merhaba arkadaşlar uzun zamandır bölüm gelmiyor ama çok yakın bir akrabamızı kayıp ettik. O yüzden tatilden erken döndüm. Şimdi köydeyim. Neyse bugün sizlere çok romantik bir bölüm paylaştım. Sizleri çok seviyorum, bu arada 3 k olmuşuz çok mutluyum.
Öpüyorum Yazarcığınız kaçar.😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lise Hayatım
RomanceOnların hikayesi çarpışma sonucu başlıyor. Kız kitaplarını yere düşürüyor. Erkek ona yardım ederken elleri birbirine çarpıyor. Bu tür klişeleri beklemeyin çünkü Onlar her romantik zamanın içine eden liseli bir çift. Sevgileri bir yanlış anlaşılma so...