Büyülü Gözler

Bilinmeyen

-Victoria! victoria!

sessizlik gelecek.

kalbinden geleni dinleee.

doğru kanı gösterecek...

Zzzııııırrrrrrttttt! zzzzıııırrrrrtttt! ahhh tanrımm birisi şu lanet saati susturmalı. Okul benim gibi öğrenciler için öğleden sonra açılmalı. sabahın ilk işiklarıyla birisi nasıl uyanabilir ki? beş dakika daha uyuyabilirim sanırım.

Ahh hayır olmaz hemen okula gitmeliydim devamsızlığımın son 3 günü kalmıştı ve ben bu üç günü iyi kullanmalıydım.kalktım ve dolabıma doğru gittim herzamanki gibi bu günde muhteşem görünmeliydim. dolabımdan zımbalı t shirt umu deri ceketimi ve deri şortumu çıkardım. sanırım bunları giyecektim. okulun rockçı kızı olarak imajımı korumalıydım . makyaj aynamın önüne geçtim ve hemen makyajımı yaptım fazla oyalanmama gerek yoktu çünkü zaten iyi bir suratım vardi.

iri badem gözlerim. rengini tam belirleyemediğim yeşil sarı karışımı gözrengim,ışıkta sararan gecleri ise koyulaşan sırtımın altına kadar inen dalgalı saçlarım küçük dudaklarım ve küçükbir burnum vardı. biraz uzaylıya benziyordum ama bak sen şu işe ki insanlar beni beğeniyor. tamam hazırdım. bomboş olan kitap defter yüzü görmemiş askeri yeşil sırt çantamı aldım ve askeri botlarımı giydim.

bugün çok siyah olmuştum ama önemsiz . iyi görünüyordum. tam çıkacakken başıma yine o ağrı saplandi. aman tanrımmm. bu berbat birşey. kafamın içinde olup bitenler korkunçtu. sanki milyonlarca iyneyi beynime batırıyorlardı. acı dayanılmazdı. beni yakıyordu sızlatıyordu. birşey.. birşey hatırlamalıydım ama nee ? derken birden ağrı kesildi. neler olduğunu bilmiyorum ama arada bir oluyor bu ağrılar.

son zamanlarda sıklığını arttırmaya başladı. annem uyanmadan evden çıkmalıydım yoksa yine zırvalayacaktı. neyseki ucuz yırttım.

-2-

okula varmıştım. ilk ders edebiyattı. kapıdan girer girmez katty üstüme atladı.

-nerelerdesin sen. aman tanrım insan hiç mi aramaz. tüm tatil boyunca ne haltlar yedin hemen anlat bakalım seni lanet sürtük

katty sonunda nefes almıştı. bende bu boşluktan yararlanıp hemen konustum:

-anlatıcam ama derse geciktik. şu okul yaşantımdaki tek sevdiğim derse geç kalmak istemiyorum.

-seni inek... hadi gidelim

neyseki katty fazla zorlamamisti beni.

okuldan sonra birşeyler yapalım dedik ve diğer ortak arkadaşımız Brad i aradık. o farklı okuldaydı ama sürekli görüşüyorduk. Sokakta boş boş dolaşmaya başladık.sonunda yorulunca bir yerlere oturduk ve ben herzamanki bol şekeeli -ekstra bol şekerli- sade kahvemi içtim. bir ara brad :

-hey vic! paten nasıl gidiyor?" diye sordu. bende"buz patenini bıraktım. yeni rollerblade tekerlekli patenlerden aldım ama pek iyi değilim" dedim. o anda brad o çok tanıdık sanki kafasının içinde ampul yanmış bakışını fırlattı ve "patenci bir arkadaşım var istersen tanıştırırım. sana bir kaç numara öğretir" dedi. bende " bilmiyorum olabilir" dedim. sonra o heyecanla bizi.çekiştirdi ve bir yerlere götürdü. gittigimiz yer patenci kaynıyordu. bunlar şehrin havalı çocuklarıydı.

brad birine yaklaştı ve selam verdi. konustular ve bana el hareketi yapıp çağırdı. gördüğüm çocuk resmen TAŞ gibiydiii!! hava karanliktı ama yinede belirgin kol kaslarını fark ediyordum. esmerdi uzun boyluydu. çıkık elmacık kemikleri ve inanılmaz güzel biçimli gözleri vardı .

omuzları genişti ve t shirtu boynunu açıkta bırakıyordu. ve o an öldüm evett ciddiyim köprücük kemikleri okadar sexy di ki öldüm sandım. düz saçlarının sol tarafını 2 numara kesmışti sağ tarafı ise uzundu . yapılıçenesi ve aşşağıya bakan dolgun öpülesi dudakları vardı. iyice yaklaştım ve brad bizi tanıştırdı ve : "Alex bu arkadaşım vic. yani victoria" elimi sıkarken anlık suratıma baktı ve kafası çevirdi. tamam buraya kadardı . bu çocuk kendini beğenmişin tekiydi. suratıma adam akıllı bakmadı bile.

suratına bir yumruk indirebilirdim. hemen şimdi. brad devam etti "victoria ya paten öğretebilirmisin diye sorucaktım ?." Alex tam konuşacakken bi gurup züppe yılışık tip geldi ve " hey dostum bu yeni kızmı ? tanrım alex cidden iyiymiş." hemen lafa daldım"hayır değilim" alex de benle aynı anda " daha yeni tanıştık" dedi mırıldamalarla uzaklaştılar. sonra bana dönüp"yarın gelsin" dedi.sonra bana birkez baştan aşşağı bir bakış attı ve gitti.

ahh! pislik