-1

116 8 12
                                    

Tatilde bile erken uyanan insanlar arasında olmaktan nefret ediyorum.
Gözlerimi açtığımda başucumda duran komidinin üzerindeki telefonumu elime aldım. Ekrana bakmak için tuşuna bastım. Ve yine ve yine saat 09:00 . Başka birşey beklemiyordum açıkcası.
Yine erken kalkmanın verdiği sinirle hızlı bir şekilde yataktan doğruldum. Yataktan çıkan sesin Hale yi uyandıracağı aklımın ucundan dahi geçmemişti. Çünkü tek derdim erken kalkmak!
"Yine mi?" Haklı. Alışkın aslında ama kim uykusundan böyle uyandırılmak ister ki?
"Maalesef yine. E madem uyandık hazırlanalımda kahvaltıya inelim." Aslında aç değildim.Konuyu değiştirmek için söyledim. 'hı hı' tarzı birşey mırıldandı.
Doğrulduğum yataktan kalktım. Ve cama doğru ilerledim. Gördüğüm manzara adeta beni büyülemişti. Bu otele dün hava karardığında geldiğimiz için manzarayı görememiştim. Cam boyu yerden tavana kadar.Ve sürükleyerek açılıyor. Daha doğrusu açılıyomuş. Açıkcası açmak için baya çaba sarfettim.
Açtığım andan itibaren Antalya yı bir kez daha sevdim. Ha bu arada Antalya ya Hale yle bir haftalığına tatile geldik. Hayır saçmalamayın tabiki 19 yaşında tek başımıza geldik. HAYIR GELMEDİK!
Annemlere bu tatili söyleyince tabiki tek gitmemize izin vermediler. Abim veya ablam olmadığı için de erkek kuzenim Uzay ı yanımızda gönderdiler. Yanlış anlaşılmasın Uzay ı öz kardeşim gibi severim ama kız kıza olmak başka tabii.
**
Ah! Lanet olsun! Eşyalar valizde ve en nefret ettiğim şey eşyaların karışık olması. Ayrıca katlamayıda sevmem. Eşyaların içinden zar zor kot şortumu ve beyaz t-shirt imi buldum. Makyaj yapmayı çok sevmem. Zaten onlar en önde olduğu için bulmam sorun olmadı.Tabiki ayakkabıyı unuttum! Yine karmaşıklıktan spor ayakkabımı buldum.
Bi dakka ben Hale yi unuttum. Odanın içinde dört döndüğüm için onu görmedim. Valizden aldığım eşyaları elime aldım. Arkamı döndüğümde Hale yoktu. Tabiki benden önce davranıp lavobaya girmişti. Haleyi beklemek için yatağa oturdum.
***
Hale banyodan çıktıktan sonra bende girdim ve hazırlandım. Makyaj olarak sade bi eyeliner çektim.Ve az parlatıcılığı olan bi parlatıcı ruj sürdüm. Bu kadarının yeterli olduğunu düşünerek saçlarımı biraz dağınık olan bir topuz yaptım. Aynadaki yansımama son kez bakarak banyodan çıktım.
Hale yatağında oturmuş beni bekliyordu. Kapıya doğru ilerlerken oda peşimden geldi. "Sen burda bekle ben Uzayı çağırıyım." Kafasını olumlu şekilde salladı. Odası bizim yan odamız olduğu için direk odaya daldım.
Hayır! Lütfen bu olmamış olsun! Odaya girdiğimde karışmda Uzayı görmeyi beklerken tanımadığım bi simayla karışılaşınca şok oldum.Sanırım yanlış odaya girmiştim. "Ee b-ben sanırım yanlış odaya girdim." Ben şok yaşarken o gayet rahat bi şekilde bana bakıyordu. "Aslında doğru odaya girdin ama bu odada artık tek Uzay kalmıyor." Nasıl yani? "Anlamadım?" Gerçekten sabah sabah bu olayı yaşıycak kadar ne yaptım? "Yani şöyle anlatıyım. Ben Uzayın arkadaşı Meriç." Elini sıkmam için uzattı. Biraz geç de olsa karşılık vererek "Bende Elya," dedim. "Memnun oldum,Elya." dedi ve tebessüm etti. Bende karşılık olarak küçük bi tebessüm ettim.
Ben olayın şokunu tamamen atlatamamışken banyodan Uzay çıktı. İkimizde bakışlarımızı Uzay a çevirdik. Uzay " Demek tanıştınız." dedi. Meriç le aynı anda "Evet." dedik. Kısa bi göz göze geldik. Olaylar ardı ardına yaşanırken odaya Hale daldı. Onunda yüzünde şok ifadesini görünce 'Tek şok olan ben değilmişim' bakışı attım. "Burda ne olduğunu ikimize anlatabilir misiniz? Yoksa gidip şu balkondan atlayabilirim." dedim. Meriç bana şaşıran gözlerle bakarken diğerleri gayet normal karşıladı çünkü beni gayet iyi tanıyorlardı. Uzay " Tamam sakin olun.Şimdi biz otele geldikten sonra telefonum çaldı. Meriç te Antalya da olduğunu söyledi. Bende hep beraber tatil yapabileceğimizi söyledim," Uzaya 'Mal mısın' bakışı attım. "Sonra gece yanıma geldi. Yani sonuç olarak Meriç de bizimle beraber tatil yapacak. Siz ikiniz yan odada biz ikimiz bu odada kalacağız. Anlaşılmayan?" Hale yle birbirimize baktık. Yapacak başka birşeyimiz olmadığı için kafamızı onaylar şekilde salladık. Hale "Tamam o zaman hadi kahvaltıya inelim." dedi. Herkes kafasını onaylar şekilde salladı. Hale önden çıktı. Ondan sonra Meriç odadan ayrıldı. Bende bilerek en son Uzayla çıkmak istedim. Uzaya 'Sonra görüşücez' bakışı attıktan sonra odadan çıktık.
****
Kahvaltı yapmak için indiğimizde dört kişilik bir masa bulduk. Tam oturacaktım ki Uzayın sesiyle geri çekildim. "Elya ve Hale" Ona 'Ne var' bakışı atınca devam etti. "Giydiğiniz şortların kısalığının farkında mısınız?" Uzay anlamsız bi yerde bunu söyleyince şaşırdık tabii. "Evet" Dedik aynı anda. "Ne demek evet. Gidin şu şortlarınızı değiştirin." Tam ağzımı açacaktım ki Meriç lafa atladı. "Uzay sakin ol. Giysinler yanlarında biz varız birşey olmaz." dedi. Uzay "Bu seferlik kalsın sonra bu konuyu konuşucaz." dedi.
Masaya oturduğumuzda Hale yle ben yan yana oturduk. Karşımızda da Meriç ve Uzay oturdu. Benim karşımda Uzay, Hale nin karşısında ise Uzay vardı.
Garson yanımıza geldi. "Siparişlerinizi alabilir miyim?". Meriç garson kıza olabildiğince büyük gülümsedi. Gözümden kaçmamıştı. Hale de farkına varmıştı. Beni dirseğiyle dürttü. Bende tepki vermedim. Meriç gülümsedikten sonra bizim gördüğümüzü farketmiş olmalı ki bize baktı. Garson kızda gülümsedi. Sonra devam etmesini istemediğim için söze atıldım. "Ben bi filtre kahve alıyım. Hale sen ne yiyeceksin?" dedim. Hale tam konuşacakken Uzay lafını böldü. "Sadece kahve mi içeceksin Elya?" dedi. Aç olmadığımı söylemiştim. "Evet.Aç değilim ben zaten.Siz yiyin." Meriç şaşırmış bi şekilde bana bakmaya devam etti "Ne var ya? Ne bakıyosun?" Cidden bakmasına anlam veremiyodum. "Sabah sabah kahve mi içilir kızım?" Kızım mı? "Birincisi kızım ne ya? İkincisi bu masada sen hariç herkes benim sabah sadece kahve içtiğimi bilir." Meriç kafasını salladı.
****
Kahvaltıyı bitirmiştik. Daha doğrusu onlar bitirmişti. Masadan kalkıtığımızda Uzay sahilde yürümemizi önermişti. Bizde kabul etmiştik. Sonuç olarak şuan sahilde yürüyoruz. Biraz yorulmuştum. "Ben biraz yoruldum otursak mı?" Teklifimi kabul ettiler ve oturduk. Herkes anlamsız şekilde sessizdi. Sessizliği bozan benim çalan telefonum olmuştu. Yazan kişiyi görünce gerçekten sevinmiştim. Fazla belli etmiş olmalıydım ki herkes bana bakıyodu. Hızılıca telefonu açtım.
"Efendim Ege?"
"Naber bücür?" Kısa kahkaha attı.
" Artık şu kelimeden vazgeçicek misin?"
"Hayır tabikii. Nerdesin gittiniz mi?
"Evet dün gece geldik."
"Napıyosunuz? Yanında kimler var?" Kısaca yanımdakilere göz gezdirdim.
"Hale, Uzay ve Meriçle kumsalda oturuyoruz."
"Güzel. Bi dakika Meriç kim lan?" Herkes beni dinliyordu.
"Meriç mi? E şey Uzayın arkadaşı tatili bizimle geçiricek." Açıkcası Ege nin tepkisinden korkmuştum. Beni kardeşi gibi gördüğü için kıskanıyordu.
"Ne demek sizle geçiricek? Dua edin yanınızda Uzay var. Yoksa... Olacakları biliyosun."
"Biliyorum canım. Zaten Uzay yanımızda. Neyse kendine iyi bak. Öptüm." Telefonu kapattığımda herkes bana bakıyodu. Hale söze atıldı. "Ne dedi Ege? Aslında tahmin ediyorum ama neyse." O da biliyodu Ege nin kızacağını .
"Bilirsiniz klasik Ege işte. Dikkat edin. Uzaya güveniyorum falan." dedim. Meriç konusunu açmak istemedim çünkü huzursuzluk istemedim. Uzay "Ege ye bak sen büyümüşte bana emanet ediyo." dedi ve kısa bi kahkaha attı. Meriç eksik kalır mı? O da söze atıldı. "Ege kim? Elya nın sevgilisi mi?" Ne diyo lan bu? Ne sevgilisi? "Ne sevgilisi lan. Kardeşim." Yüzünde anlam veremediğim şekilde kasılan yüz kasları gevşedi. "Ben nerden biliyim? Öyle canım falan diyince sevgilin sandım.Hem sen neden elin adamıyla bu kadar yakın konuşuyosun ki?" Ben ne dediğini doğru anlayıp anlamadığımı hala anlamamıştım. Herkes şok olmuş bi şekilde Meriç e bakıyodu. Herkes benim sinirli bi şekilde davranacağımı biliyodu. Ama onları şaşırtarak başka birşey yaptım. "Ayyy kıskandın mı?"dedim ve olabildiğince içten gülümsemeye çalıştım. Ama içimden gelerek gülümsemedim.
Meriç hala bana kızgın bi şekilde bakıyodu. "Yani kıskanmak demeyelim. Sonuçta başka birisi yani... of " Dediklerinden pişmanmış gibi bi bakış attı. "Anladım ben seni de sanane?" Duraksadı. "Doğru. Banane." dedi. Benim içimden sinir kat sayım yükselmeye devam ediyodu. O sırada Uzay ayağa kalktı ve Meriçi peşinden sürükledi. Uzay ın yüzüne bakmadığım için tepkisini görememiştim.
Uzay'ın Ağzından...
Şaşkınlıkla Elya ve Meriçi izliyordum. Meriç in 'Hem sen neden elin adamıyla bu kadar yakın konuşuyosun ki?' demesinden sonra bende sinirlenmeye başladım. Normalde olsa Elya bir dakika beklemeden Meriç in üzerine atlar onu döverdi. Ona karışılmasını sevmezdi. Ama birşey demedi.
Sinirlendiğimi falza belli etmeyerek Meriç i bi kenara çektim. Meriç "Noluyo lan? Ne çekiştiriyosun?" dedi. Ben dudaklarımı birbirine bastırdım sinirlenmemeye çalışarak. Elya benim ne kadar kıskanç bi insan olduğumu gayet iyi biliyor. Onunla sonra konuşacağım zaten.Meriç in kalbini kırmak istemedim. Dediklerimden şimdilik vazgeçtim. Eğer böyle birşey bidaha yaparsa ciddi konuşacağım."Yok birşey." dedim ve kızlara doğru ilerledim.
***
Elya 'nın Ağzından...
Ne konuştuklarını duyamıyordum daha doğrusu birşey konuşmadan yanımıza geldiler."Bence otele gidelim. Sonra da havuza veya denize."dedi Hale. Konuyu dağıtmak için yaptığını biliyordum. "Bencede.Boşu boşuna tatile gelmedikya canım."dedim. Ben ve Hale ayaklanınca onlarda kalktı.
****
Otele gelene kadar kimse konuşmamıştı. Otele geldiğimizde de direkt odalara dağıldık. "Hale hangi bikini ni giyeceksin?" dedim. "Mavisini giyeceğim. Sen?" Ben biraz kararsız kalmıştım. "Biraz kararsızım ama kırmızısını giyeceğim."
Bikinimi giydikten sonra üstüme kısa bir plaj elbisesi giydim. Açıkcası fazla kısa. Hale nin ne yaptığına bakmak için döndüğümde oda benim gibi birşey giymişti üstüne. Ben saçlarımı açık bırakmıştım. Hale de öyle. Plaj çantama havlu , telefon vs. şeyler koyduktan sonra Hale yle beraber odadan çıktık.
Odadan çıktığımızda Meriç ve Uzay ın bizi beklediğimi gördük. Dışarı adımımızı atar atmaz ikisidr bizi geri içeri tıktı.
"Ne yapıyorsunuz?"

"Meriç!?"

"Uzay!?"

"Ya kızım bi dursanıza." Yine kızım dedi. Bu laftan nefret ediyorum!
İçeriye girdik ve kapıyı kapattılar.
"Lan Uzay! Napıyosun?"
"Bu giydiklerinizi açıklamanız için bekliyorum. Bana bunu giymeniz için bi neden söyleyin?" Gözlerinin içinde hem kızgınlık hemde kıskançlık vardı. Hissedebiliyorum. " Bak Uzay... Ve Meriç..." Konuşmaya başladım ve üstlerine doğru ilerlemeye başladım. "Siz bana karışamazsınız. Bunu en iyi Uzay bilir. Bidaha... Bana... Karışan... olursa sizi pişman ederim!"
Üzerlerine ilerlerken Uzay sinirli yanımı bildiği için korkmuştu. Ama Meriç... Korkmamıştı. Ne olduğunu anlamadan bu sefer Meriç benim üzerime doğru yürüdü. "Bidaha... sizi... böyle... açık saçık kıyafetlerle görürsem ben sizi pişman ederim!"
"SANANE BENDEN?" Tatilin ilk günü neden bukadar aksion yaşıyorsak? Dediğim cümle üzerine Meriç odadan hızla çıktı. Arkasından Uzay çıktı.
Sinirlenmiştim. Gerçekten. Yatağa oturup ellerimi saçıma götürdüm. Sinirlenince saçlarımla oynamak nedense iyi geliyor.
5 dakika sonra..
Yeterince sakinlediğimi düşünüp yataktan kalktım. "Hale kalk havuza gidiyoruz." Hale dememle beraber yataktan kalktı.
    Havuza geldiğimizde bizimkiler yoktu. İki tane boş şezlong bulup uzandık. Sonra soğuk birşeylerin iyi geleceğini düşünüp garsonu çağırdık. Ben soda istedim. Hale de kola istedi. Garson siparişlerimizi getirdi.
Yavaş yavaş içeceğimi yudumlarken yanımda iki tane gölge belirdi. Uzay lar sandım ilk ama değildi. İki tane kumral çocuk vardı yanımızda. "Selam." dedi bir tanesi. Dışardan sinirli biri olarak gözükmediğimi biliyordum. Bunun yüzünden iyi davranmaya çalıştım. Ama sonrası kötü olacaktı. Kendi kafamda plan tarzı birşey yaptım.
"Selam" dedim. "Adım Emre" dedi 'Selam' diyen çocuk. Sıkmam için elini uzattı. "Elya" dedim elini sıktım. Biz el sıkışırken çocukların arkasında Meriç ve Uzay ı gördüm. Bilerek el sıkışmaya devam ettim. "Otursanıza." dedim. Aslında aklımda böyle bir plan yoktu ama bu daha güzeldi.
Yanımıza oturdular. Arkada Meriç lerin bizi izlediğini görebiliyordum. Bilerek adının Emre olduğunu söylediği çocuğa yakınlaştım. Hale de durumu anlayınca diğer çocuğa yakınlaştı. "Bu arada ben Çağrı." dedi diğer çocuk.El sıkıştık onunlada.
Emre denen çocukla istemesemde baya yakınlaşmıştım. Çocuklar anlamamıştı. Emreyle göz göze geldim. Dudaklarıma yavaşça yakınlaştı. Aradaki mesafe neredeyse kapanıyorduki bi anda Emre yere düştü. Sonra Meriç Emrenin üzerine çıktı ve yumruk atmaya başladı.Bende şaşkınlıkla onları izliyordum. Kafamı yana çevirdim. Hale de tam öpüşecekken bu sefer Uzay atladı.
****
Uzay ve Meriç çocukları dövdükten sonra yanımızda oturdular. Bize hala sinirle bakıyordular. "Lan Elya çocuğun seni öpmesine nasıl izin verirsin?" Uzay sinirlenmişti. Fazlasıyla. "Size pişman ederim demiştim Uzay." dedim. Yüzüm ifadesizdi. "Bunun için mi ? Pişman etmek için mi tanımadığın bi adamla öpüştün?" Dedi Uzay. " Evet." dedim.
Emre yi dövenin Meriç olduğu gözümden kaçmamıştı. Ama hiçbirşey söylemedim. Oturuken aynı konuyu biraz daha konuştuk. Ben en sonunda kimseye birşey söylemeden havuza atladım. Bunalmıştım.
Bana şaşkınlıkla bakan bizimkilere baktım. Hale çoktan elbisesini çıkarmış yanıma geliyordu. Hale de havuza atladı. Biz aramızda gülerken Uzay ve Meriç te havuza atladı.
***
Havuzda birşey yapmamıştık. Daha doğrusu Hale yle ben onlarla konuşmamıştık. Sonrada otel odasına geldik.
___________

YAZDIĞIM İLK BÖLÜMDÜ. BELKİ UZUN BELKİ KISA. AMA ÇOK DÜŞÜNEREK YAZDIM. VOTE YAPMAYI VE YORUM YAZMAYI UNUTMAYIN! <3 DİĞER BÖLÜM EN YAKIN ZAMANDA GELECEK!

SANANE BENDEN?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin