Bu kitap ikinci sezon öncesinde yazılmıştır. Miraculous dünyasında usta fu nun iki gence verdigi mucizelerle başlayan hikayemiz iki kahramanın birbirlerini farklı şekillerde sevmeleriyle ortaya çıkan bu aşk dörtgeninin bir hayran kurgusu.
YouTube videosunu şmdi dinlemeyin. Ben dediğmde açın. Annem ve babam. Olamaz. Onun yanına doğru gittim ama onun içinden geçtim. Bu çok tuhaf. Bir kez daha denedim ve onun da benim gibi korkularını yenene kadar onunla muhatap olamayacağımı anladım. Marinette Gözümdeki karaltı gidince etrafıma baktım. Birden bay Agreste daha doğrusu haysiyeti olmayan Gabriel Adrian ı kolundan yakalamıştı. Arkada bir çok sandalye, üzerinde birileri oturuyordu ama başlarına çuval geçirildiği için kim olduklarını çıkartamıyordum. Sonra Gabriel bana yaklaştı ve bana G:uğurböceği nin kim olduğunu söyle! M:asla! G:öyle olsun. Dedi ve birnci sandalyede oturan kişinin başından çuvalı kaldırdı. Bu bu bu. Bu Alya ydı. Onu görünce ağlamaya basladım. M:eğer onun kılına bile dokunursan... G:ah. Yani böyle mi? Dedi ve yanda bulunan tekerlekli masadan bir bıçak aldı ve Alya yı boğazından kesti. M:Hayır!!!! Hüngür hüngür ağlıyordum. Deli gibi. Hic ağlamadığım kadar. G:söyle!!! M:ağlarken ıh ıh ıh Hayır! Ih ıh ıh. Hayır. Sonuncu kelimeyi kısık sesle söylemiştim. Sonra diğer çuvalı açtı. O sandalyede oturan Nino ydu. Nino başından çuvalı kaldırınca kanlı Alya yı görünce hem ağlayarak hem de çığlık atarcasına N:bırak beni!! Alya!!! Hayır!!! A... Onun da boğazı kesilmişti. Önümde kan ile yatan arkadaşlarım. Daha iki çuval vardı. Yoksa, yoksa onlar annem ve babam olabilir mi? G:sana söyle dedim! Uğurböceği kim? M:ıh ıh ıhı neden istiyorsun ha? Neden söyle? Senin bu kadar gözünü döndürmeni sağlayan şey ne? G:aaaaaaaaaaaah yeter!!!!!! Dedi ve iki çuvalı da çıkarttı. Bana yüzlerini göstermeden o kişilerin de boğazını kesti ve sandalyelere bir tekme atarak cesetler duvara çarparak durdu. Sonra nereden geldiğini anlayamadığım bir yerden bir akvaryum geldi. Kocamandı. Adrian ın başını iki elinin arasına aldı ve Aman Tanrım! Buna cesaret edemez. Edemez değil mi? M:hayır! Sakın yapma! G:bana onun gizli kimliğini söyle yoksa... Dedi ve Adrian ın başını suya daldırdı. Çırpınarak sudan kafasını çekmeye çalışan Adrian babasının güçlü kollarından kurtulamıyordu. Bir süre sonra başını sudan çıkarttı. G:söyle!! M:Neden bu kadar acımasızsın? G:ben sana SÖYLE dedim!!! Yeniden suya başını daldırttı. Suda çırpınırken ben artık böyle bekleyemezdim. Sevdiğimi kurtarmak için bunu yapmak zorundaydım. Tikki ve Suzumi herhalde çantamda olmalı. Ağlayarak ayağa kalktım. M:TİKKİ BENEKLER!!!!!!!!! diye hiç bağırmadığım kadar bağırdım. Dönüştüğümde Gabriel e sinirli sinirli baktım. Ama çok geçti ben dönüşüne kadar Adrian boğulmuştu. Yoyomu aldım ve Ub:dostlarımı, ailemi öldürmenden yada zarar vermenden korkmuyorum. Yoyomu alıp istemsizce, sanki başkası sana bunu yapmanı emrediyormuşcasına öldürülmüş olan dostlarıma ve aileme savurdum ve onlar bir toz bulutu gibi yok oldu. M:Senden Adrian için korkmuyorum.
Dedim ve yine yoyomu alıp Gabriel e doğru savuracaktım ki Gabriel elindeki bıçağı bana doğru savurdu. Tam kaçarken de bıçak çaprazlamasına tüm sırtımı ikiye ayırmıştı. Sonrasında ise zorla yoyomu ona savurdum ve o da toz bulutu olup kayboldu. Şimdi müzik çalarken burayı okuyun. Hani dizilerde olur ya. Arkadan müzik gelir. Filmin o kısmı ayrı bir anlam kazanır. Amacım o. Artık yalnızca yerde yatan Adrian kalmıştı. Yanına geldim. Ona deli dolu aşkla bakan gözlerimle baktım. Onu çok seviyordum. Ama onu koruyamamıştım. Başaramamıştım. Sevdiğimi koruyamamıştım. Sırf o dııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııt hani televizyonda küfür edilince dıt sesi çıkar ya o bu işte. Gabriel benim kimliğimi öğrenir diye donuşememiştim. Onun yanında dururken yere güçlükle çömeldim. Başını bacaklarımın üstüne koydum. Üzgün hayal edin. İkisini de.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bacaklarımın üstüne başını koyduğumda biraz saçlarının arasında elimi gezdirirken ağladım. Sonra birden Adrian ile olan anılarımız aklıma geldi. Mutluydum. Mutluyduk. O beni sevmemiş olsa bile ben onu çok Sevmiştim. Ub:seni koruyamadım. Ih ıh ıh. Üzgünüm. Belki onu son kez görüyordum. Onu alcaklardı ve... Tanrım ben onsuz yaşayamam. Alacaklardı ve... Oradaki üç nokta gömecekler demek. Sonra elime aldığım başına bakarken dayanamayıp dudağına bir öpücük kondurdum. Dudaklarım ayrıldığında göğsüne başımı yaslayıp aglamaya basladım. Hıçkırarak, deli gibi ağlıyordum. Ub:seni seviyorum. Ihıhıhıhıhojhıuhhıhıuuıu Gerçek Adrian Seni benden kimse ayıramaz Marinette. Seni seviyorum Marinette. Seni seviyorum leydim. Seni seviyorum böceğim. Sen beni ne kadar seviyorsan ben de o kadar seviyorum seni. Uğurböceğine yaklaştım ve bir hayal gibi olsa da elimi hissedemediğim o yanaklarında gezdirdim. O benim sevdiğm kadındı ve şmdi benim içn ağlıyordu. Sadece benim için.
Ojhıhııhıhıhıh da ne zaman kaynak yaptı anlamadım. Bu arada bugün yaylamızda-evet yaylamızda internet olmadığı içn öğlen atamadım. -bugün iki tane kedi gördüm. İnanmazsınız biri siyah bir kedi(bir tesadüf daha gözleri yeşil. Allah ım sen nelere kadirsin.), diğeri ise böyle renkli renkli bir kedi. Babam birbirlerine meydan okuduklarını söylediler. Ben tam gelip tabletimlefotosunucekipcapsyapacaktım ve söyle yazacaktım: Leydimebulaşana ben de bulaşırım. Yazacaktım ama beni görünce kaçtılar. Şu anda o yüzden çok karamsarım o yüzden bana bulaşayın. Nyse bölümü şununla bitireyim.
Görünce var ya gülme krizi tuttu. 736 kelime. Kısa diyeni var ya sopa ile kovalarım.