Give A Name Is Fatma -Jackson'ın Yolu-

1.Bölüm

Sevgili okurlarımız. İlk üç bölümümüz çiftimizin tanışmasını ve olaylatın gelişimini konu almaktadır. Eğer sabredip 4 ve 5'inci bölümlerimize kadar okursanız, heyecan ve gibi bölümler başlayacaltır. Şimdiden hepinize teşekkürler...

Soğuk bir eylül gününün sabahıydı. Üniversitenin ilk günüydü. Birden tüm bakışlar okulun kapısından giren kişiye döndü. O kişi Jackson'dı. Uzun boylu, geniş omuzlu, beyaz tenli, koyu kumral saçları, Ice Caramel Macchiato'yu andıran göz rengi ile adeta tüm kızları büyülemişti.

Jackson yine o cool yürüyüşlerinden bir tanesini yapıyordu. Sonra birden tökezledi ve kendini yerde buldu. Ayağına takılan bir taştı. Şimdi ne anlamı kalmıştı deri ceketin, slimfit siyah pantolonun, Ice Caramel Macchiato gözlerinin? Rezil olmuştu. Herkes gülmekteydi, bir kişi hariç...

Uzun kumral saçlarıyla, adeta ona bir tente gibi gölge yapıyordu. Zaten soğuktu hava! Ne gölgesiydi bu? Kafasını kaldırdığında bir el gördü. "Yardımcı olabilir miyim?" dedi kadife gibi bir sesle. Kadife seste neydi? Bilmiyordu fakat bu tam anlamıyla kadife gibi bir sesti. Jackson şimdi ne yapacaktı? Yardım elini kabul mu edecekti, yoksa reddedip kendisi mi kalkacaktı. Aslında oturduğu yerde kalıp bir çay söyleme fikri de kulağa kötü gelmiyordu.

Kızın yardım elini kabul edip ayağa kalktı. Artık o romantik filmlerdeki gibi göz göze ve el eleydiler. Jackson'ın romantik bir şeyler söylemesi gereken kısıma gelmişlerdi. Fakat bir şeyler eksikti. Yo hayır fazlaydı! Jackson'ın çişi gelmişti. Ne yapacaktı şimdi? Koyverse farkedilir miydi? Bu riski göze alamazdı. "Ben Jackson, tanıştığımıza memnun oldum." diyip koşarak tuvaletin yolunu tuttu. Tuvaletten çıkınca birden dank etti. Kızın ismini almamıştı. Şimdi bu koca okulda bu kızı nasıl bulacaktı? Kahretsindi! Acaba kızın adı neydi? Ece? Hayır, hayır! Melis? Belki de Pelin. Ama bu şekilde bulması imkansızdı...