Suyumu yudumlayıp hapımı içerken aynı anda kafamdaki sorulara cevap arıyordum. Evet üniversite zamanım gelip çatmıştı. Artık anne ve babama bu konuyu açmam gerekiyordu.
Salona geçtiğimde herkesin orda olduğunu gördüm. Tek seferde konuşup bu işi halletmem lazımdı. Aslında ailem üniversiteye gitmemde bir sakınca görmez. Ama ben yaşadığım şehirde hayatımın en güzel yıllarını harcamak istemiyorum. Babamla uzlaşamadığımız nokta da tam olarak bu. O dizinin dibinden ayrılmamı istemiyor. Her birey gibi çevreye(!) güvenmediği için belkide.
" baba , müsaitsen okul hakkında seninle konuşmak istiyorum. "
" bu konuda seninle anlaştığımızı sanıyordum kızım. "
" bak baba. Ben artık çocuk değilim ve bazı kararlarımı kendim vermek istiyorum. Bırakta istediğim okulda okuyayım. " sesim gitgide yükselmişti. Babam uyarır bir tonda kızım diye tısladı. Sinirlendiğinin farkındaydım ama benim de bir sabrım vardı. " Ne baba ne , şu yaşıma kadar ne istediniz de yapmadım. Çok mu şey istiyorum ya. Bırak da istediğim hayatı yaşıyım biraz. Ne istiyorsun benden. Yoruldum artık anlıyormusun ! Bıktım. Ben yarın istediğim üniversitenin kaydını yaptırıyorum. Ve sen karşı çıkmıyorsun. Anladın mı Mehmet Yılmaz.! " babam bi an afallasa da sesini çıkarmayıp sadece kafasıyla onaylamakla yetindi. Çünkü bu lafımdan sonra üstüme gelseydi neler olacağını gayet iyi biliyordu.
Siyah dizimin altında biten şifon eteğimi ve beyaz tişörtümü giyinip altına da süperstarlarımı geçirdim. Sırt çantamı son kez kontrol edip evden çıktım. Babamla geçen konuşmamızın üstünden bir saat geçmişti. Ve şu an okul işlemlerimi halletmek için çarşıya geçiyordum. Tercih yerine gelince hiç düşünmeden ilk sıraya istediğimi üniversiteyi yazdım. Ve evrağı görevli kişiye verdim. İşte bu kadar dı. Bekle beni İstanbul. Devrelerini yakmaya geliyorum.
Hem yeni kitap hem de başlarında olmanın heyecenı ile bir günde iki bölüm yayınladım. Umarım beğenirsiniz. Ama hikaye asıl şimdi başlıyor bilmenizi isterim. Ve son olarak lütfen yorum yapın ve beğenin. 😊
