Bölüm 3

572 31 18
                                    

Sabah gözlerimi odanın içine giren güneş ışığı ile araladım.Uykumu ilk defa bu kadar iyi bir şekilde aldığımı hatırlamıyordum. Dün neler olmuştu öyle ? Yüzümde oluşan sırıtışa aldırmadan yatağın üzerine oturdum ve düşünmeye başladım. Dün gerçekten mükemmeldi. İnanılması oldukça mükemmel...Yıllardır takip ettiğim ve neredeyse her şeyini bildiğim adamla tanışmam bir yana artık diğer imza günlerine bile gidebilecektim. Bu... bu fazlasıyla mükemmel. Xenia'nın imza gününde yaşadıkları aklıma gelince küçük bir kahkaha attım. O kızı gerçekten seviyorum. Sevdiğiniz insanlar size her zaman ''Merak etme. Ben buradayım. Seni asla bırakmayacağım.'' gibi cümleler kurarlar. Bu cümleyi kuran bütün sevdiklerim şimdi yoklar. Bu cümleyi Xenia da kurmuştu. Ve o gitmeyen tek kişi. Bu yüzden benim için yeri oldukça ayrı biri.Bütün bunları düşünürken aklıma Sebastian geldi. Ve yataktan ani bir fırlama ile bana yazmış olduğu yazıyı aramaya başladım. Yaklaşık yarım saat boyunca süren arama sonrasında sonunda bulabildim. Bilin bakalım nereden çıktı o kağıt ? Yatakta oturduğum yerin altında. Kağıdı sanki Yüzüklerin Efendisi filminde Gollum'un yüzüğü tuttuğu gibi büyük bir zafer ile tutuyordum. Ardından hemen aşağı kata inip dizüstü bilgisayarımı elime aldım ve yukarı odama doğru koşar adımlarla çıktım. Bilgisayar yavaşça açılırken içimdeki heyecan kat kat artıyordu. Acaba ne yazmıştı ? Zaman sanki benimle dalga geçermiş gibi yavaş yavaş ilerliyordu. Derken bilgisayar sonunda açıldı. Bir saniye NE?! İnternet mi yok ? Hadi ama. Bilgisayarı sertçe kapatıp telefonuma doğru yürüdüm. İnterneti açtım daha doğrusu o heyecan ile açmaya çalıştım. Sonunda bağlanmıştı. Ekrana bir süre boyunca baktım. Acaba bunu Xenia ile birlikte mi bakmam lazımdı ? Kesinlikle. Hemen Xenia'yı aradım ve bize gelmesini söyledim. Yaklaşık 10 dakika geçtikten sonra kapı çaldı ve içeri Xenia girdi. Direk konuya girdim ve telefonu tekrardan açtık. Google Çeviriye girerken ellerim titriyordu. Ve yavaşça kağıda yazanların aynısını çeviriye yazdım. Ve çevirmesini bekledim. Sonunda çevirmişti. Ekranda yazan yazıyı görünce telefonum elimden istemeden düştü. Xenia'nın telefonu tutmak için şekilden şekile girmesine tebessüm ettim. Hala şoktaydım. Çeviri'de ''Seni her yerde öpebilirm. Sen çok güzelsin.'' yazıyordu. 

bu bile bayılmama bir nedendi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bu bile bayılmama bir nedendi. Xenia kolumdan tutarak ''İyi misin Hailey ? Otur istersen.'' dedi. Yatağın üzerine oturdum ve yüzümde büyük bir sırıtış belirdi. Xenia korkmuş gibi suratıma bakarken kahkaha attım. O beni güzel buluyordu. Ve bu hiç olmadığı kadar iyi hissettirmişti. Ve bir dakika beni her yerde öpebilir miymiş ? Hadi canım. Xenia hala kolumdan tutuyordu. Endişelenmesi tabiki de hoşuma gitmişti. Hızlıca yataktan kalktım ve bana verdiği imza günlerinin tarihine baktım. En yakına ve gidebileceğim olan imza günü 2 gün sonra idi. Heyecanla bağırarak koşarak Xenia'ya sarıldı. Hala anlamamış bir şekilde o da bana sarılıyordu. Daha sonra konuyu açıkladım ve bana ''Kızım... Sen... Mükemmelsin''  Tabikide deyip yine ona sarıldım. Aslında bir planım vardı ama onu görünce her şeyi unutacağım için Xenia'ya söylemedim bile. Ve daha sonra bu olanların hepsini kutlamak için Xenia ile dışarı çıktık.

----

2 Gün Sonra...

İki gün oldukça çabuk geçmişti. Daha ne giyineceğime, onun karşısında ne yapacağıma bile karar vermemiştim. Sanırım her şey doğaçlama olacaktı. Üstüme benim için oldukça kısa ama başkalarına göre gayet normal olan bir şort giyindim. Ardından üstüme Bucky Barnes'ın sadece metal kolu olan bir tişört giyindim. Ayakkabılarım yine Vans olarak seçtim. Seviyordum. Bu sefer yalnız gidecektim çünkü Xenia'nın küçük kardeşi ile ilgilenmesi gerekiyordu. Normalde bir hafta boyunca atar yapardım ama o küçük kardeşini görseniz  beni anlardınız. Hızlıca evden çıktım ve imza günün olduğu yere vardım. Yine bütün kızlar Sebastian'ın ne giyindiği hakkında konuşuyorlardı. Acaba ne giyinmişti? Daha sonra kapılar açıldı ve herkes koşar adımlarla içeri girdi. Ben bekledim. Ezilmek istemiyordum çünkü. Sonunda kapı boşalınca içeri girdim. Ve onun okyanuslarını gördüm. Göz göze geldik. Ve sanki bana iyi ki geldin gibi bir ifade ile baktı ve el salladı. Kalbim hızlıca atmaya başlıyordu. Onun okyanuslarına dalmıştım. Ta ki o mükemmel sesteki melodiyi duyuncaya kadar... 

-----

Evet arkadaşlar yeni bölüm biraz geç geldi biliyorum ama işlerim vardı ve vakit ayıramadım kusura bakmayın. İyi okumalar. Fikirlerini yorum ve vote atarak belirtirseniz çok mutlu olurum. İyi okumalar. Bu arada bunu tercihler açıklandı. Teog tercihleri :D İnşallah hepiniz istediğiniz okula girmeyi başarmışsınızdır. İstediği okul tutmayan kişiler ise sakın üzülmesin daha nakiller var ! :) İyi okumalar tekrardan. 

İmza Günü│Sebastian StanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin