Bölüm 9

343 15 9
                                    

iyi okumalar :)

****

Hailey kaç saattir yatağının üstünde oturmuş boş boş duvara baktığını bilmiyordu. Sebastian'a onca şeyden sonra düşünmeliyim bana bir kaç saat ver demişti. Saçmalıktı. Onunla kaçmak istiyor muydu ? Kesinlikle evet. 

---

Sebastian'ın itiraflarına şaşırmamıştım. Her şeyin farkındaydım. Onu ünlü Sebastian Stan olarak sevmemiştim. Onu üniversite yıllarında sıralarda oturmuş anlamsız şekilde hocalara bakan Sebastian'ı sevmiştim. Tek bir fark vardı itiraflarında. Onu bu kadar çok severken onun beni sevme ihtimalini hiç düşünmemiştim. Üniversiteden ayrılmamın tek nedeni vardı. O da ailemdi. Sürekli anne ve babamın devam eden tartışmaları yüzünden boşanma kararı almışlardı. Babamla kalıyordum. O ise beni bütün hatıralarımın bulunduğu yerlerden beni götürmek istiyordu. Yolda araba ile giderken babamın bana bir kaç saniyelik bakışının ardından karşıdan gelen arabayı görememişti. Araba bize çarptığında inanılmaz bir şekilde hiçbir yerim kanamadan arabadan çıkmıştım. Babamı acilen hastaneye kaldırmıştık. O sırada ise daha fazla dayanamayıp hayata gözlerini kapatmıştı. Annemi ise en son o hastanede görmüştüm. Beni sevmediğini biliyordum. Bu apaçık ortadaydı. Nedenini ise asla anlayamamıştım. Babamı kaybettiğim sırada her şey berbat bir hal almaya başlamıştı. Ta ki Xenia ile tanışana kadar. O beni düştüğüm yerden kaldıran kişiydi. Ona minnettardım. Onunla her şeye yeniden başlamıştık. Onu ise ilk Xenia ile beraberken televizyonda görmüştüm. Kalbim o an işlevini yitirmiş gibiydi. Gerçekleri Xenia'ya anlatmamıştım. O beni sadece diğer kızlar gibi zannediyordu. Oysa her şey oldukça karışık ve farklıydı. Ailem yoktu. Şimdi ise Sebastian benimle kaçmayı önermişti. Ve ben hala yatakta oturup düşünüyordum. Kaybedecek hiçbir şeyim yoktu. Xenia'ya bu kısa zamanda gerçekleri anlatamazdım ki zaten istesem de şuan evde değildi. Not bırakacaktım ona. İletişimimizi asla kesmeyeceğimizi söyleyecektim. İki seçenek vardı; Ya beni herkes gibi bırakacaktı ya da anlayış ile karşılayacaktı. Not yazma işini bitirdikten sonra dışarıya çıktım. Onu ulaşmam için hiçbir şey yoktu elimde. Onu nerede bulacaktım ? Derken merdivenlerde oturmuş bana gülümseyerek bakan Sebastian'ı gördüm. '' Düşünmen baya uzun sürdü.''  '' Eh.. kolay olduğunu söyleyemem.''  ardından hızla ayağı kalktı. Yüzlerimiz nefeslerimizi hissedecek kadar yakındı. Ani bir hareketle kollarını belime sardı ve sıkı bir şekilde sarıldı. Bu sarılmayı seviyordum. Onun kolları daha önce hiç kimsede hissedemediğim kadar güven ve huzur veriyordu. Benden ayrıldığında '' Seni zorlayamam Hailey. Seni seviyorum ve güvende kalman için her şeyi yaparım. ''  '' Sebastian sana söylemem gereken bir şey var. Bugün söylediğin itiraflar karşısında şaşırdığım tek bir nokta vardı. O da beni seviyor olmandı. Ben seni ünlü olduğun için veya hayranın olduğum insan için sevmedim. Seni üniversite yıllarından beri seviyordum ve seninle hiç konuşma şansını yakalayamamıştım. Şimdi ise bana benimle kaçar mısın diyorsun. Sonunun ne olduğu önemli değil. Seninle her yere gelmeye hazırım.'' Bu cevabı beklemediği kesindi ki ağzı açık bir şekilde beni dinlemişti. Ardından yavaşça kulağıma eğilerek ''Seni Seviyorum'' dedi ve beklemediğim bir şekilde dudaklarımızı birleştirdi. Ne tepki vereceğimi bilmezken ayrıldı ve ellerini yanaklarıma koydu. '' Bu gece bebeğim. Bu gece saat 12 de uçağımız var. Seni burada bekliyor olacağım. Hazırlanmaya başla.'' Ona sıkıca sarıldım ve odama çıktım. Heyecanlıydım. Mutluydum. Onunla sonsuza kadar beraber olacağım için heyecanlıydım. Hayat bu sefer benden yanaydı. Bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum. Ama her ne olursa olsun içimde suçluluk duygusu da vardı. Mutlu anlarımı Xenia ile birlikte yaşamalıydım. Beni anlayacaktı. Anlamalıydı. Yanıma bavul almayacaktım. Dolabımdan sırt çantamı aldım ve içine lazım olacak bir kaç kıyafet ve diğer şeyleri koydum. Bütün bunları yaparken saat 23:30 gösteriyordu. Zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım. Heyecanım kat kat artıyordu. Hızlıca ayakkabılarımı giyindim ve dışarıda etrafı gözleyen Sebastian'ı gördüm. Hareketlerine anlam verememiştim. Bunu düşünmemeye çalıştım çünkü şuan hayatımın en mutlu günüydü. '' Hoş geldin bebeğim.''  '' Hoş bulduk.'' ve ardından yine sıkı bir sarılma. Her sarılışında sıkıca sarılıyordu. Sanki her an kaybedecekmiş gibiydi. Her sarılışı bir veda sarılışı gibiydi. '' Gitmeye hazır mısın bakalım ? . ''  Gülerek '' Tabikide ! '' dedim. '' Pekala güzelim biraz yürümemiz lazım. Arabayı ileriye park ettim. ''  '' Sorun yok Seb.''  Yürümeye başladık. Ne konuşacağımı bilmiyordum. Fazlasıyla heyecanlıydım. '' Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun değil mi Hailey ? ''  '' Biliyorum Sebastian.'' beni durdurdu ve hiç konuşmadan gözlerimin içine baktı. Bu hareketleri oldukça tuhaftı. Ne olduğunu soracakken sokakta elinde silah ile bağıran adam her şeyi susturmuştu. '' Sebastian Stan seni orospu çocuğu ! '' 

------

Merhabaa ! :) Yeni bölüm gecikti biliyorum ama şu son zamanlarda okul işlerim vardı ve vakit bulamadım. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir. Fikirlerinizi ve yazım yanlışlarını lütfen yorum atarak belirtin. Eğer beğendiyseniz ise vote atmayı unutmayın :) 

****

Medyada Hailey ile sokaktaki konuşması var.

İmza Günü│Sebastian StanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin