Multimedyan Kumsal ve Açelya'nın yeni evleri.
Evde yoğun bir tempo vardı. Çünkü taşınıyorduk. Her ne kadar taşınmak istemesemde babamın işi için taşınmak zorundayız. İşin iyi tarafı en yakın arkadaşım Açelya ile babalarımız ortak . Yani onlar da bizimle taşınıyor. Yeni kuracağımız düzende en yakın arkadaşımın yanımda olacağını bilmek çok güzel.
Düşüncelerimden babamın "Kumsal tavan arasına da bak. Eşyaların varsa topla . Hızlı ol kızım." demesiyle kurtuldum. Uzun süredir girmediğim tavan arasına girdim. Aslında etrafı bitaz kurcalamakta bir sakınca yok bence. Etrafa bakınırken kenarda aşırı derece de tozlanmış olan bir defter gördüm. Üzerinde de kolye gibi bir şey var. Defteri elime aldım ve üfledim. Ama o kadar toz var ki iyi ki tozdan ölmedim. İçini açmak çok istiyorum ama kime ait bilmiyorum. Her neyse biraz kurcalamanın bir zararı yok. İçini açtığımda bir sürü fotoğraf ve altında yazılar vardı. Sanırım fotoğraf albümü. "İyi de bu kız kim. Genç biri. Neden bizde fotoğrafları var ki?"diye sesli düşünüyordum. "O kız annen canım." diyen babama döndüm. "Ne annem mi? Inanmıyorum! Kaç yaşında burda? Basketbol mu oynuyodu? Neden benim bundan hab-" diye nefes almadan soru sorarken babam sözümü kesti. "Kumsal sakin olur musun kızım?" Haklıydı. Çok heyecanlanmıştım ve biraz nefes almam gerekiyordu. "Annen lise yıllarında yani senin yaşlarında basketbol oynuyordu. Bu da o zamanlardan kalan resimler. Basketbol annenin hayatiydi . Çok severek oynardı. Bir çok şampiyonluğu bir çok madalyası vardı ve her katıldığı maca ait resimleri var burda." sayfaları tek tek çevirdim . Herşeyi inceledim. "Ne çok maça katılmış." "Evet çok başarılıymış." İçimde hem sevinç hemde aynı zamanda üzücü bir duygu vardı. "Ya bu kolye?Daha önce bu taşı görmüştüm . Sanırım şansla ilgili bir şeydi." "Evet bu bir şans kolyesi . Annen yapmış. Her maçında bunu takarmış. Kendisine şans getirdiğine inanırmış. dedi babam ve yutkundu . Annemi o da benim kadar özlüyordu. Babam küçük bi tebessüm edip "Defterin son sayfasını oku ." diyerek çıktı. Hızlıca defterin son sayfasını açtım. Kısa bir yazı vardı.
'Bu defteri tutmamdaki asıl neden ileride bir kızım olursa ona bu defteri gösterip anılarımı anlatmak istemem. Başarılarımı, hissettiklerimi, deneyimlerimi , öğrendiklerimi, insanları... Aslında ona sadece pes etmemeyi öğretmek istiyorum. Asla pes etmemeyi. Basketbol dalında gayet başarılıydım fakat ayağım kırılana kadar. O günden sonra basketi bıraktım ve çok pišmanım. Önüme çıkan küçük bir engelden dolayı pes etmemeliydim. Hayallerimden vazgecmemeliydim. Tekrar baslayabilirdim. Yapmadım. Cesaret edemedim. Sen sen ol güzel kızım ne olursa olsun hayallerinden vazgeçme. Seni çok seven annen.'
Bunu annem yazmis. Bana yazmis . Inanmiyorum. İşin ilginç tarafı sanki ölüceğini biliyomus gibi yazmis . Her kelimesini. Yıllar sonra ilk defa anneme ait bir şey var elimde. Çok özledim be annecim. Annem iki sene önce öldü ve onun ölümüyle ona ait her şey gitti. Iki sene . Koca bir iki sene sonra elimde anneme ait bir kolye vede bir defter var . Bunun verdigi mutlulugu size tarif edemem.
"Kumsaaaaaaal ağaç oldum."diye bağıran daha doğrusu cırlayan Açelyanın yanına indim. "Sana da merhaba Açelya. " dedikten sonra gözlerini devirip sarıldı. Böyle de tuhaf bir arkadaşlık bizimkisi. "Elindeki defter ne ?"diye meraklı gözlerle bana bakan Açelya'ya açıklama yaptım. "Annem . Lise yıllarına ait bir defter içinde ona ait resimler falan var birde notlar . İnanabiliyor musun Açelya? Yıllar sonra ona ait bir şey var elimde çok mutluyum . " gözlerim dolmuştu. Açelyanında . Bana sımsıkı sarıldıktan sonra "Çok sevindim canım."diyerek o samimi gülümsemesini gönderdi.
"İzmir yolcusu kalmasın."diye bağıran babama döndük . Açelyalar kendi arabasina biz kendi arabamiza bindikten sonra hareket ettik. Yol boyunca defteri inceledim. Hiç konuşmadım . Sonunda da uyuya kaldım. Babam beni uyandırdıktan sonra arabadan indim. Yeni evimiz oldukçe büyüktü. Yanımızdaki evde de Açelyalar yaşacaktı. Evlerimizin yan yana olmasına çok sevindik . Evimizin etrafı yemyeşildi. Özenle bakıldığını çok belli eden bir bahçesi vardı. Önünde bir hafuz vardı. Üst katları hafif sarıya kaçan bir renkle, alt katlarıysa beyazla boyanmıştı. Çok hoş bir görüntü vardı oryada huzur verici. Yeni evimizi sevdim doğrusu. "Bahçeye bayıldım ."diyen Açelya'ya "Katılıyorum."diyerek cevap verdim. "Valla bahçesi bu kadar güzelse içi kim bilir nasıldır ."diye içeri koştu deli dolu arkadaşım. Bende hemen içeriye girdim. İçerisi de çok güzeldi . Bahçeye bakan odayı hemen kandime seçtim.Babam da pek itiraz etmedi zaten . Şimdi sıra odama çeki düzen vermekte . Babamla şu anlik sadece yatagimi kurduk . Ben yarın okukdayken babam kitapligimi dolabimi kurucakti. Bende yerleri ayarliycaktim. Arabada uykumu tam alamadigim icin başım ağrıyordu. Yatağımı kurduktan sonra biraz uyudum.
Üzerimde aniden bir ağırlık hissetmemle korkuyla yerimden sıçradım. Bilin bakalım bu ağırlık neden? Uyanır uyanmaz üzerimde salak salak gülen bir arkadaşım vardı. "Açelya ödüm koptu komik mi?" Hala gülüyordu. "Yü-yüzün-ün" gülmekten konuşamıyordu. "Bak hala gülüyor." Kafasına yastıkla vurdum. "Görürsün şimdi sen." Ayağa kalkmamla Açelya da ayağa kalktı. Evin etrafında onu kovalamaya başladım. Hala gülüyordu benimde farkli oldugum sayilmazdi. Havuzun kenarina geldigimizde , elini öne doğru uzatıp beni durdurdu . "Yaklaşma atlarım"diye bağırdı. "Bana ne." diyip yanina gitmemle elimi tutup atlaması bir oldu. Beraber suya düştük. Sırılsıklam olduk hala gülüyorduk. "Gerizekalı." diye bağırdım gülerken. "Fena mı oldu ya ? Sayemde ayıldın. Keşke kalktığındaki yüz ifadeni çekseydim. O kadar komiktin ki."dedi ve tekrar kahkaha atti. "Hadi çıkalım burdan hasta olucaz. Akşam olmuş ne kadar çok uyumuşum böyle."
Açelya ile hafuzdan çıkıp kutulandık. "Biraz İzmir'i gezelim mi ? Hiç biyeri bilmiyoruz etrafa bakınalım." Açelya'nın bu teklifi oldukça cazip gelmişti. "Bence de" dedikten sonra odalarımıza çıktık . Hazırlanmak için. Valizimi açtım . Siyah bir dar paça kot pantalon ile , beyaz göbeği açık şık hir tişört giydim. Saçlarım normalde dalgalı olduğu için taramam yeterli oldu. Açelyalara gittim. O da hazırdı babalarımıza söyleyip evden çıktık.
"Nereyi gezicez." Etrafa bakinan Açelya "Okulumuza bir bakalım istersen?"diyince mantıklı geldi. "Tamam." Babam da önce yolu tarif ettiği için kolayca bulduk. Karanlıktan pek görünmese de hoş bir okulumuz olduğu kesin. Okulun bahçesinde üç çocuk vardı. Karanlıkta yüzlerini pek göremedim ama gördüğüm kadarıyla yakışıklı çocuklardı. İçlerinden birisiyle göz göze gelince hemen kafamı çevirdim. Diğer ikisi sempatik çocuklara benzesede bu çocuk çok soğuk bakıyordu. "Açelya hadi gidelim" kafasını salladı ve yürümeye başladık. Yol çok olmasada biraz uzundu. Nedense hep arkama bakma isteği vardı. "İyi misin?"diye soran Açelya'nın yüzüne saf saf bakınca "Kumsal ne oluyor?" "Yok bisey iyiyim."desemde pek inanmamisa benziyordu. Ne oldugunu ben de bilmiyordum. Ama takip ediliyormuşuz gibi bir his vardı içimde. Arkama son bir kez bakmak için hızlıca dönmemle o soğuk bakan okulda gördüğüm çocukla göz göze gelmem bir olduÖnemli : Arkadaşlar bilerek çok uzun yazmadım çünkü daha ilk bölüm. İlk bir kaç bölümde bölümler az olacak fakat ilerleyen dönemlerde çok daha uzun yazıcam. Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir❤. Lütfen vote bırakmayı unutmayın❤.
-
-
-
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DARMADUMAN (Düzenleniyor)
Teen FictionDARMADUMAN Herkesin yaşanmışlıkları vardır. Peki ya sizin yaşamanız gereken mutluluğu başkası yaşarsa... İstemeden de olsa ypılan hatalar güven kırdıysa? Sevginiz , canınızın acısını unutturabilir mi ? Yada özürle sil baştan başlayabilir mis...