3.BÖLÜM

98 8 0
                                    

Multimedyan Uluç'un bir önceki bölümde söylediği şarkı . Bir tek remix hali vardı . Şarkının adı İçimdeki Duman isterseniz normal halini dinleyebilirsiniz.

Uluç'un o sözlerinden sonra bende itiraf ettim ona olan aşkımı.

Kalbim aynı annesinden azar yiyecegini sanarken son anda olaydan sıyrılan küçük bi çocuğun kalbi kadar hızlı atıyordu ve bi o kadar da mutluydum tabi. Uluçla bir süre el ele yürüdük . Konuşmadık ama huzur vericiydi. Hemde çok fazla... Bir süre daha yürüdükten sonra eve vardık. Yanağına küçük bi öpücük kondurduktan sonra eve girmek için kapıyı açtım. Saçlarımın arkasından Uluç'a bakmaya çalıştım hala bekliyordu. Kapıyı kapatıp delikten baktım. Yeni evli çiftleri gözetleyen kayınvalide gibiydim şuan. Uluç gittikten sonra odama çıktım. Gıybetin dibine vurmak için Açelya'yı aradım. Her zamanki gibi iki saatten fazla konuştuktan sonra telefonu kapattık. O kadar mutluydum ki delicesine bağırmak istiyordum. Umarım bu mutluluğum kısa sürmez.

Benim de sorunum buydu işte. Mutlu olmaktan değil ama o mutluluğumun bitmesinden , göklerdeyken yere çakılmaktan korkuyordum. Hoş , kim korkmaz ki?..

Bir an önce yarın olmasını okula gitmeyi ve Uluç'u görmeyi istiyorum.

Su içmek için merdivenlerden iniyordum ki babamın "Kim bu şanslı çocuk ?" Sorusuyla duraksadım. "Hangi çocuk baba?" dedim anlamazdan gelerek . Babam bana oynama bakışını bana atınca, "Nasıl anladın?" diye yanına oturdum. "Bende gençtim."dedi babam . "Ama bi kız değildin bu hallerimi nasıl anladın?" Babam gözlüğünü çıkardı ve " Az çapkın değildik heralde bize de böyle baktılar." Bir kahkaha attıktan sonra babam "Çok mu komik?" diyerek tikimle oynamaya basladi. Babam olmasa ne yapardim? Beklediğimin aksine az bir tepki vermişti. Hatta hiç tepki göstermemişti . Doğrusu bu haraketine şaşırmadım diyemeyeceğim.

Babamla birlikte yemek yedikten sonra Açelyalara gitmek için izin istedim. Babam izin verdikten sonra evden koşarak çıktım. Açelya ile birlikte biraz daha detaylı konusmak istiyorum. Kapıyı caldığımda annesi açtı izin isteyip odasına çıktım. Kapıyı açar açmaz yüksek doz da bir çığlıkla karşı karşıya kaldım. Hemen beni kolumdan tuttup yanına oturttu. "Hemen bana en ince detayına kadar anlatıyosun ." dedi. Tabii ki diyip en bastan her seyi fazla fazla detaya girerek anlatmaya basladim. Açelya benim onu sevdiğimi ilk söylemeye çalıştığıma biraz kızsa da onun dışında ki her yerde çığlık attı. Evet iyi kanka özelliklerinde benim için birinci sırada iyi gıybet var ve bizim Açelyayla gıybet saatlerimiz bile var. Böylede mükemmel arkadaşlarız. Saat biraz gec olunca eve geri dönmek için çıktım. Bahçede Uluç'un camda beklediğini gördüm. Sıcacık gülümsedi . Bende ona karşılık verdim. Kendime bile itiraf edemediklerimi ona itiraf etmenin mutluluğuyla girdim eve ve yine aynı mutlulukla Uluç ile söylediğimiz şarkıyla gözlerimi kapattım bu güne.

❤❤❤

Alarmın çirkin sesi odayı doldururken mutlu bir şekilde başladım güne. Kalkar kalkmaz aldığım günaydın mesajıyla yüzümde güller açtı. Hemen hazırlandıktan sonra evden çıktım. Açelyayla olula yöneldik.

"Ben kantine gidiyorum. Açelya istersen bahçede bekle beni." dedim. Açelya'nın da canına minnet ya hemen bahçeye indi. Üşengeçtir arkadaş biraz. Kantin bodrum katında olduğu için birkaç kat inmek zorunda kaldım.Koridorun ucunda depo gibi bir yer var onun karşısında ise kantin var . Koridorun ucundan kantine doğru yönelmişken birinin kolumdan tutup beni depoya çekmesiyle irkildim. Yine karşım da o kız vardı. Uluç'un eski sevgilisi. "Kızım bak her gittiğim yerde benim karşıma çıkma ne bu şimdi kendini kitap karakterimi sanıyorsun? Ne bu salaklık? Kendine gel be!" diye bağırdım. "Korkma güzelim. Konuşmak için çektim seni buraya." dedi göz kırparak. "Insanların içinde konuşamıyıpta beni depoya çekiyosun. Kimin daha korkak olduğunu tartışmayalım bence."dedim göz kırparak. Kızın sinirlendiği her halinden belliydi. Tam kapıyı açıp çıkacaktım ki . Islık sesiyle durdum. İçeriye bir kaç kız daha girdi. Kızlardan biri bi elimi diğeri, diğer elimi tuttu. Beni sandalyeye oturttular. Aslında iyi dövüşürdüm ama sayıca dört katım oldukları için bir şey yapamadım. Karşımdaki kız ise telefonunu açıp bana birkaç şey okumaya başladı.

"Neden Uluç neden? Neden beni sevmedin o salak kızın nesi var bende olmayan?"

"O salak dediğin kızın samimiyeti var. İnsanın içini ısıtan bir sevgisi var. Her gördüğünde yüzünü güldüren, her hareketinde kalbine dokunan, sesiyle huzir veren, gülüşüyle dünyanın en güzel duygularını sana yaşatan özellikleri var. Sarıldığında saçlarını kokladığında böyle o huzuru sana anlatamam... o mutluluğu sana ifade edemem..." dedikten sonra gözünden yaş geldi. Telefonu koyduktan sonra "Benim olanı çaldın sen Uluç'u aldın elimden sen. Sen benim yaşama sebebimi elimden aldın. Allah kahretsin. Bu saçları mı kokladı lan Uluç." Saçlarımı tutarak . Makas çıkardı aniden merak etme bi daha koklayamıycak. Hayır! Bunu yapamaz. Saçımın bir tutamını eline aldı makası geçirdi.

İçeri giren İlkaydı. Ellerim titriyordu sinirden. Arkasında Açelyayı görmemle rahatladım.Açelya Gökçe'nin elindki makası yere fırlattı. Beni kaldırdılar. Gökçe kaçmaya çalışmıştı fakat nafile. Bu sefer ikiye birdi. ''Ne oldu Gökçe az önce böyle bakmıyordun.Korkmuş gibisin güzelim.'' dedi Açelya. Gökçeye bir şey yapmaya niyetim yoktu o an. Başka bir şekilde zaten intikamımı alıcam. '' Açelya boşver. Aklımda başka bir plan var.'' Açelya bir şey sormadı. Gökçeyi bıraktı.İlkaysa öylece bizi izliyordu. Bu biraz sinir bozucu .

Açelya ile çıkarken Uluç ve Gökçeyi konuşurken gördüm. Bir anlık olduğum yerde çakılı kalsamda belli etmemeye çalıştım. "Boşver. Aklındakini anlat bana ne yapıcaz bu kıza?" diye merakla sordu Açelya. "Kantine inelim. Oturup konuşuruz."dedim.

Birlikte kantine indik. Sıcak bir şeyler alıp, boş bir masaya oturduk. Aklımdakileri Açelyaya anlatmıştım. Açelya beni dikkatle dinledikten sonra planı beğenmiş olucak ki "Ne zaman başlıyoruz?" diye sordu heyecanla. "Daha sırası değil zamanı gelince ben sana söyleyeceğim." dedim Açelyaya.

Zilin çalmasıyla sınıfa girdik. Uluç bir kaç saniye yüzüme baktıktan sonra sırasına oturdu. Aramızda garip bir soğukluk var. Anlam veremediğim...

Fizikti ders. Fizik hocamız tatlı bir kadına benziyordu ama duruşundan bile adeta disiplin akıyordu. Fizik fazla sevdiğim bir ders değil ama neredeyse her dersi dinleyince çok kolay anlarım. Fizik hocamız bir grup ödevi vereceğini söyledi. Ama gruplar üç kişilik olacakmiş. Açelya ve ben umarım aynı grupta oluruz.

Hocamız tüm isimleri kağıda yazdı. Tam açıklayacaktı ki zil çaldı. "İçeri girince grupları açıklayacağım ve itiraz kabul etmiyorum. Hiç kimsenin grubunu değiştirmeyeceğim." diyerek sınıftan cikti. "Umarım birlikta oluruz." dedi Açelya. "Pek şansımız yok diye düşünüyorum." Açelya'nın yüzü düştü. Onu güldürmenin çok kolay bir yolu var.

Çantamdan çıkarmamla "Çikolatalı süt!" diye bağırması ve elimden alıp, açması bir olmuştu Açelya'nın. Herkes bize bakıyordu fakat Açelya'nın umrunda değildi. Bense herkesin tuhaf bakışlarından dolayı çoktan krize girmiştim.

Zil çaldığında sınıf yavaş yavaş dolmaya başladı. Gerçekten çok tuhaf bir sınıfımız vardı. Çikolatalı sütü görünce çıldırandan tut kalörüfer borusuyla saçına maşa yapmaya çalışana kadar her cins insan vardı. Sınıfa hocanin girmesiyle herkes yerine oturdu.

Hoca cantasindan isimlerin yazili olduğu kutuyu çıkardı ve açıklamaya başladı. "Açelya, Bengü ve Elif " demesile suratim asıldı Açelya ile olamamıştık. Açelya'nın surat ifadesi benimkinden farklı değildi. Hoca isimleri okumaya devam etti. Kendi ismimi duymamla dikleştim. Grup arkadaşlarımın isimlerini duymamla suratımın düşmesi bir oldu.

~~~~~~~~~~~

(DÜZENLENİYOR)

DARMADUMAN (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin