ALA-9

371 18 6
                                    


Bu bölümü taslak olarak 11.08.16 tarihinde kaydettim ama ne zaman yayınlarım bilmiyorum Ayrıca bölümü beğenmedim , lütfen eksik hatalı ve düzeltilmesi gereken bir yer gördüğünüzde yorum atın, sizi seviyorum.





"ne o boşanınca sürtüklüğe mi başladın "
Tanıdık sesi duyduğum da arkama baktığımda muratı görmem bir oldu , işaret parmağını sallayıp dengesizce yürüyen bu adam bana sürtük mü demişti ? Sarhoşluğuna versemiydim ? yoksa bağırıp çağırsa mıydım ?

Eski Kocam Bana Sürtük Demişti !!
bundan ağır daha ne olabilir ?suçum olmadan sürtük lafını almıştım. Sessizce çaresizce yürümeye başladım cevap veremezdim ki ! ne deseydim ? ben sürtük değilim ? ya da çemkirseydim... Peki işe yarar mıydı ? Leyla olmuşken sanmıyordum...

Kahvaltı ettikten sonra - her ne kadar iştahım kapansada - Çekim için gelmiştik , Mutlu muyum ? sabahki olanlar olmasaydı evet ya şimdi ? aklıma hala " sürtüklüğe mi başladın ? " sözlerindeydi....

Giydiğim Kırmızı mini elbisenin sırt dekoltesi kıçıma kadardı ayaklarımdaki siyah topuklularla neyse , saçım desen ayrı bir alemde ilk pozum parfümü boynuma götürüp ona bakacaktım bu gibi pozları yapınca rol arkadaşı çıkmıştı başıma . birde 3 poz onunla çekileceğiz , gelen ARKADAŞI kız sanarken erkek gelmesi beni daha kötü yapmıştı , Yoksa murat haklı mıydı ?
Belime sarılmış dudaklarıma bakan adamın dudağına bakıp parfümü onun boynuna yaklaştırdım ve ayağımı kaldırdım son iki pozdan sonra ise hesabıma para yatırdığını söyleyen batu beni evime bırakıyordu... Arabadan indikten sonra teşekkür edip evime girdim . Kendimi yatağa attıktan sonra düşündüm Acaba yaptıklarım doğru muydu ? ya da yanlış mı ? ne yapacağımı bilmeden açtığım kitapla birlikte murat ve benim resmimin yere düşmesi göz yaşlarımın düşmesine sebep oldu. Yaptıkları ağırdı ve ben hala nefret ediyorum desemde deli gibi seviyordum ...
Ayağa kalkıp mutfağa doğru yol aldım ayrıca söylenmeyide ihmal etmiyordum

Duyduğum muratın sesiyle bir şoka girerken söyledikleriyle baypass ameliyatına girecektim

"Üç harf yanyana kaç şekilde gelir bilir misin? Aşk dersin.. Sen dersin.. Ben dersin.. Sen, ben biter; biz dersin. Gün gelir git dersin.. Peki dur kelimesinden haberdar değil misin? Dur demeyi bilmez misin? Git demek kolay, dur diyebilecek kadar yürekli misin? "

açıkcası bu kamyon arkası sözü murata yakıştırmasamda aniden " senin benim evimde ne işin var nasıl girdin " dedim bağırarak o ise kırgınlıkla " tek sorun bu mu dedi " tek sorun bu değil ama sen kalbime söz geçiremediğimi bilmesende olur diye geçirdim içimden
bunun yerine kafamı salladım o ise çıktı... Hayır her şey bu kadar basitmiydi ? ya da kolay ? Bir şeyi yapmak istiyorsanız zaman alır. , hele birde siz yıktıysanız daha çok zaman alır . Eğee yıkıyorsanız pes etmek ruhunuz da olmamalı Azim ve güç olmalı aşk olmalı sevgiyle bakmak olmalı ki ben bu saatten sonra muratın sevgisine inanmıyordum....

••••••••••••••••

» Bazı adamlar varmış, bazı kadınlar onları çok severmiş. Kadın ilk defa gerçekten canının yandığı acılarla boğuşurken çıkagelmiş adam. Adamın kanatları yokmuş; ama kanatları olanlardan bile daha melekmiş. Kadını düştüğü yerden kaldırmış. Kadın ilk başlarda sadece susarak yürümüş adamın yanında, konuşamayacak kadar yorgunmuş. Aradan zaman geçmiş, kadın tüm acılarının hafiflediğini hissetmiş. Adamı hep sevmiş, sadece acılarının tümünden kurtulmayı beklemiş, adamı acılarıyla boğmak istememiş, adamı hiç üzmek istememiş. Hiç daha önce sevildiğini hissetmemiş kadın, inanmakta güçlük çekmiş belki de sevildiğine. Tekrar acı çekecek kadar güçlü hissetmemiş kendini, bağlanmak istememiş hiç, içten içe bağlandığını hep bilmiş gerçi. Bazen Ankara'yı kıskanmış bile, hatta küfretmiş. Taşından, toprağına kadar. Sonra adamı çok özlemeye başlamış, hep. Konuşurken bile özlemiş. Mesafeleri o kadar da dert etmemiş, kalplerinde hissetseler yetermiş birbirlerini. Fiziksel şeyler hep ruhsal şeylerden önemsiz kalırmış onun için. Dokunuşları da önemsiz kılmış. Kalbine dokunmak yeterli kalabilirmiş, kavuşacaklarına hep inanmış. Tanrı böyle iki insanı yaratırken birbirlerine hiç sarılmamaları çok saçma olurmuş, hep Tanrı'ya güvenmiş kadın. Gün gelmiş, kadın adamın bir cümlesiyle bunları yazar olmuş, gözleri dolar olmuş ama en önemlisi her geçen gün adamı daha da çok sever olmuş.




" Sanırım sevdiğim adamı geç kazandım ama erken kaybettim, yenilgiye hazır olmadan..."

Aşk-ı Kusur [ Düzenleniyor ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin