Kontrol Bende

201 25 4
                                    


BEN LANET OLASI BİR ZOMBİYDİM !!!

Bu nasıl olabilirdi ki!

Onlar gibi değildim. Hareketlerimi kendim kontrol edebilmiştim, yerdeki cesedi görene kadar. Düşünebilmiştim, ne yöne gideceğime karar vermiştim. Bunları bi zombinin yapması imkansızdı. Yani dışardan bakıldığında zombiler sadece et peşinde koşan beyinsiz yaratıklardı.

Bu ben olamazdım. Hayır olamam!

Bunları düşünürken bile yerdeki ziyafetten yararlanıyorum. Etleri, organları, değişik sıvıları yemekten geri kalmıyordum.
Bir süre sonra karnımın doyduğunu hissettim. Ayağa kalkmak istediğimde bunu hemen yapmıştım. Birkaç adım ileri arıp sonra tekrar geri gelmeye başladım. Resmen volta atıyordum. Şimdi tamamen kendimi kontrol edebiliyordum. Ama nasıl? Ne değişmişti.

Sadece, yerdeki cesetle karnımı doyurmuştum!!

Gerçekten kontrolün bende olduğunu anlamak için anlamsız hareketler yapmaya başladım. Zıpladım, etrafımda döndüm, kafamı kaşıdım, burnumu bile karıştırdım. Artık emin olmuştum. Yemek yedikten sonra kendime hakim olabiliyordum.

Hala insan olduğumu varsayarak çıplaklığımı kapatma gereği duymaya başladım. Bana en yakın doktor odasına girdim. Dolapları karıştırmaya başladım. Şansıma kendi bedenime göre mavi kot pantolon ve beyaz sert kumaşlı bir gömlek buldum. Giymeden önce ellerimdeki ve azımdaki kanı yıkama gereği duydum. Kıyafetleri olduğu yerde bırakıp, odadan çıktım. Biraz ilerledikten sonra sağa dönüp tuvaletlere girdim. Musluğu açıp ellerime su vurdum. Azımı yıkamak için ellerimi birleştirdim, avuçlarımda su biriktirip suratıma çarptım. Tam kafamı kaldırırken aynada kendimi gördüm. Hafif kumral olmama rağmen tenim sanki sarılık geçirmiş gibiydi. Gözlerim koyu kahverengi olması gerekirken griye çalan bir renge bürünmüştü. Saçlarım aynıydı. Gür ve simsiyah. Bu halime daha fazla dayanamayıp doktorun odasına gitmeye başladım. İçeri girmemle birlikte nerdeyse aklım çıkıcaktı. Başka bir zombiyle burun buruna kalmıştım. Kendimşe toparlayıp yanından geçtim. Kıyafetleri hızlıca giymeye başladım. Giyer giymez odadan çıktım.

Hastanenin ana kapısından çıkarak etrafı seyretmeye başladım. İçeriden hiçbir farkı yoktu. Yanan ters dönmüş araçlar, hastane duvarına çarpmış olan ambulans ve etraftaki onlarca zombi. Dışarı çıktığımda bütün zombiler bana döndü ve tekrar hırıltı çıkarmaya devam ederek yollarına devam ettiler. Gerçekten tüyler ürpertici bir durumdu. Zombi olmak mı, zombiler tarafından süzülmek mi bilemedim.

Hava hafiften kararmaya başlamıştı. Tahminen saat yediye yakın birşey olmalıydı. O an burnuma yağmur kokusu gelmeye başlamıştı. Havada ne bulut vardı ne de yağmur. Bunun nerden geldiğini anlamaya çalışırkrn bir anda sağanak yağmur yağmaya başladı. Islanmamak için 30 metre ilerdeki arabanın içine girmek için koşmaya başladım. Arabanın yanına geldiğimde kapısının kilitli olmaması için dua ettim. İlk denememde açılmıştı. Hemen arka tarafa geçtim. Biraz ıslandığım için üşümeye başlamıştım.
Zombiler üşür mü lan?!
Arabanın ön koltuğuna sarkıp anahtarın olup olmadığını kontrol etmeye başladım. Anahtar halen arabanın üzerindeydi. Ne olduysa anahtar üstünde bırakılıp terkedilmişti. (ah tabiya zombi salgını)
Yarı kontak yapıp klimayı çalıştırdım. İçerisi hafiften ısınmıştı. 15 dakika çalıştırıp terlemeye başlamadan geri kapattım.(tabi terleyebiliyorsam.)
Sıcaktan mayışmış bir halde arka tarafta kafamı cama dayamış bir şekilde yatmaya başladım. Çok geçmeden uykuya dalmışım.

###
##
#

Zombi Olmak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin