2000 , İstanbul ;
''Burası hiç güzel değil baba, ben eski evimizi istiyorum '' diye mızmızlanmaya başlamıştım bile daha beş yaşında olmama rağmen fazlasıyla inat ve söz dinlemez bir kızdım. Herkesi çileden çıkartmayı başarabiliyordum. Şimdide daha büyük olması sebebiyle taşındığımız bu evde çalışma odasın da çalışan babamın başının etini yemeye başlamıştım ''Baba ama bak burası çok sıkıcı , benim burada hiç arkadaşım yok ki sizde oynamıyorsunuz benimle '' demem üzere babam ; Kızım bak tamam işim biter bitmez seninle oynayacağım tamam mı hadi sen git bak bakalım annen ne yapıyormuş diyerek beni başından yollamıştı. Bu fazlaca büyük olan evde anneme seslenmeye başlamıştım ; anne neredesin , anneee
'' Buradayım birtanem , mutfaktayım gel'' demesiyle merdivenlerden koşarak inip annemin yanına ulaştım. Ne yapıyorsun anne , bende sana yardım edeyim mi ? diye sorduğumda annemden ; akşama en sevdiğin böreği yapıyorum benim güzel kızım ama senin yapabileceğin bir şey yok hadi sen çık bahçede oyun oyna biraz olur mu ? Sakın bizden habersiz yola ve ya başka bir yere gitme demesiyle : mutfak masasındaki şekerlikten cebime şeker doldurup dışarı çıkmıştım.
''Nasıl da sıkıcı bir yer burası böyle ama ya sanki tek biz oturuyoruz burada '' diye söylenmeye başlamıştım bile , ama bahçede durursam başka birinin olup olmadığını göremezdim değil mi ? Yola çıksam ne olurdu ki sanki hem bahçede dönüp durmaktan çok sıkılmıştım ve annemin uyarısını dinlemeyerek bahçe kapısını açıp yola adımladım.
Yüzümdeki hınzır gülümsemeyle birlikte yolda ilerlemeye başladım ; burası gerçekten sıkıcıydı yan yana bir sürü sıralı evler vardı ve neredeyse hepsi birbirinin aynısıydı. Evleri incelemeyi bırakmamı ara sokaktaki ağlamaya benzer bir ses sağlamıştı. Aslında oraya gitmemem gerekirdi zaten evden yeterince uzaklaşmıştım annemler ararsa beni bulamayacaklardı , Ama içimdeki fazlaca meraklı olan Mavi beni dinlememiş ve sesin geldiği yöne doğru gitmeye başlamıştı bile.
''Canın çok acıyor mu diyerek ; yerde oturmuş simsiyah gözleri olan dizini tutarak ağlayan çocuğun yanına gidip oturdum . Çocuk yaşlı gözlerine kaldırarak bana baktı ve başını aşağı yukarı sallayarak acıdığını belli eden bir ses çıkardı. Ayağa kalktım ve elimi ona uzattım , kalkması için ona yardım edebilirdim . Uzattığım elime tereddütle baksa da : yere düşünce çamurlanmış elini benim elime uzattı ; ve bende kalkmasına yardımcı oldum.
''Artık ikimizde ayaktaydık. Ellerinin tersiyle yaşlı gözlerini sildi ve ağlamaktan boğuk çıkan sesiyle bana teşekkür ederim '' dedi
Bense heyecandan parıldayan mavi gözlerimi ; onun siyah gözlerine dikerek konuşmaya başladım : Oyun arkadaşım olur musun ?
Günümüz ;
Yıllar sonra karşımdaydı işte ; Uraz benim oyun arkadaşım. O simsiyah gözlerini dikmiş yine bana bakıyordu , sorduğum soru karşısında afallamış olacak ki hiç bir şey söylemeden suratıma şaşkın şaşkın bakmaya devam ediyordu. Gerçi ilk karşılaşmamızda sorduğum soru düşünülünce böyle bakması çok normaldi , en iyisi olayı toparlamalıyım diye düşünüp tam nasılsın diyeceğim sırada ; Uraz belimdeki elini çekip hızlı bir şekilde , hiç bir şey söylemeden koşarak merdivenlerden inmeye başlamıştı. Uraz elini çektiğinde dengemi kaybettim ve düşmemek adına yanımdaki duvara tutunmak durumunda kaldım , işte o zaman bütün ağırlığımı Uraz'a vermiş olduğumu anladım.
Ben daha karşılaşmamızın şokunu üstümden atamamışken ; karşıdan bir adam yanıma gelip sıkıca bana sarıldı.
''Nasılsın Mavi ? nasıl da büyümüşsün böyle seni gördüğüme çok sevindim güzel kızım benim. Ben Kemal amcan tanıdın mı beni '' dediğinde o an bütün taşlar yerine oturmaya başlamıştı . Bu Uraz'ın babası olan Kemal Beydi . Ve babam tabikide tanıdık arkadaşı olan : Kemal Amca'nın yanında işe girmemi uygun görmüş ve her şeyi planlamıştı. Ben daha ne olduğunu yeni yeni anlamaya çalışırken Kemal amca koluma girerek '' gel odamda detaylıca konuşalım kızım '' diyerek beni odasına sürüklemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN ARKADAŞIM
RomanceAnnesi öldükten sonra sürekli babasının istediği hayatı yaşayan bir kız olmuştu Mavi. Ama babasının bu sefer istediği sınırlarını zorlayacak cinstendi , sırf şirket ortaklığı denen saçma bir olay için karşı şirketin oğlu olan Emre ile evlenmek kabul...