Şarkı Önerisi ; Manga :Yine Yeni Yeniden
Sabah çalan alarmın sesinin duymamla minik bir küfür savurmam bir oldu bu saatte kalkılır mıydı hiç ya söylene söylene kalkıp telefonu elime aldım yirmi cevapsız arama ; ve tabikide babamdan şaşırmamıştım uyanamayacağımı bildiği için aramıştı büyük ihtimal babamı sonra arayacağımı aklımın bir köşesine not edip duş almak için banyoya doğru ilerledim. Banyodan çıktığımda saat sekize geliyordu. Uçağım dokuzdaydı ve acele edip bir an önce hazırlanmamın iyi olacağını düşünerek dolaptan çiçekli , sade elbisemi alıp üzerime geçirdim ve uçları hafif dalgalı olan kumral saçlarımı kuruttuktan sonra elimle biraz düzeltmem yeterli oldu işte hazırdım. Bavulumu alıp kapıdan çıkmadan son kez evime göz gezdirdim. Evimi ve New York'u çok özleyecektim.
Havalimanı'na hızlı bir giriş yaptım çünkü biraz daha geç kalsam uçağa yetişemeyecektim. İşte yine babam yüzünden yollara düştüğüm zamanlardan biri zaten annem öldüğünden beri babam ne isterse onu yapıyordum aslında resmen onun istediği hayatı yaşıyordum. Kafamdaki düşüncelerden sıyrılıp yolun çabuk geçmesi için uyumaya karar verdim ve çok geçmeden gözlerim kendiliğinden kapandı.
Mavi diye seslendi babam. Arkama döndüğümde ordaydı havalimanına beni almaya gelmişti. Koşarak benim için açtığı kollarına sımsıkı sarıldım. Hoş geldin benim güzel kızım diyerek kemiklerimi kırmak istercesine sarıldı babam. O an babamı ne kadar özlediğimi fark ettim. Ve kendimi anın büyüsüne kaptırdım nasıl olsa eve vardığımızda beni buraya apar topar çağırmasının nedenini öğrenecektim beni buraya sırf özlediği için çağırmadığını ikimizde biliyorduk.
Babam önde ben arkadan evin kapısına doğru yürümeye başladık ha birde bavullarımı taşıyan şoför vardı tabi. Kapıyı yardımcının açmasını beklerken babamın yeni karıcığı yani cici anneciğim açtı. Ellerini boynuma dolayarak hoş geldin Mavicim dedi o yapmacık ve cılız sesiyle bende ona yapmacık bir şekilde gülümseyip hoş bulduk demekle yetindim ve yolun vermiş olduğu yorgunluk sebebiyle babama biraz dinleneceğimi söyleyerek odama çıktım. Odama girdiğimde her şeyin bıraktığım gibi olması beni mutlu etmişti cici annem evin her odasını kendi zevkine göre yeniden dekore ederken odama ellememesi gerektiğini keskin bir dille söylemiştim. Kendimi gidip gözlerimin rengiyle aynı renk olan mavi yatak örtüsüyle kaplı yatağın üstüne bıraktım ben gelmeden önce odanın temizlendiği ve çarşafların değiştiği çok belliydi. Bavulumu yerleştirmesi için babamın gönderdiği yardımcı odama gelirken bende banyoya gidip duş almaya karar verdim. Yeni yıkanmış saçlarımı örerken çalınan kapıyı gel diyerek yanıtladım benden en fazla birkaç yaş büyük olan yardımcı kız içeri gelip babamın beni aşağı yemeğe beklediğini söylemesiyle derin bir iç çektim ve hemen ineceğimi söyledim. İşte şimdi öğrenecektim buraya çağrılma sebebimi bakalım babam benden yine ne isteyecekti:
Aşağı indiğimde masanın en başında her zamanki yerinde babam ve onun yanında da kendinden nerdeyse on yaş küçük karısı oturuyordu bu görüntüye hala alışamamış olsam da çok fazla belli etmeden gidip babamın karşısına oturdum. Yemek servisi başladığında o kadar acıkmıştım ki kimseyi beklemeden yemeğe başladım bu cici anneciğimin dikkatini çekmiş olacak ki ; hayırdır Mavi yol acıktırmış galiba canım demesiyle onu fazla umursamayarak hı hı demekle yetinip yemeğime geri döndüm. Babamın konuşmaya başlayacağını işaret eden yapmacık öksürük sesiyle başımı kaldırıp ona baktım yemek boyunca konuşmamıştı , benden bunca zaman boyunca hep bir şeyler istemiş hayatıma müdahale etmişti ama bu sefer gözlerinde pek te tanıdık olmayan bir ifade vardı ben ne olduğunu anlamaya çalışırken babam söze girdi ; Bak Mavi lafı fazla uzatmayacağım laf kalabalığına da gerek yok zaten seni buraya apar topar çağırmamın bir nedeni var bunu sende anlamışsındır diye umuyorum demesiyle kafamı aşağı yukarı sallayarak ona onay verdim sesinde mahcup olduğunu belli eden bir ifade vardı çekinerek söze devam etti , Üniversiteyi bu yıl bitirdin Mavi biliyorsun daha fazla New York'ta kalmanı gerektirecek bir durum yoktu ve artık iş sahibi olmanın zamanı geldi dediğinde yüzümü buruşturarak; bana kırk saattir söylemek için kıvrandığın şey bu muydu Allah aşkına ben eninde sonunda benden bunu isteyeceğini biliyordum zaten dedim yüzümdeki alaycı gülümsemeyle babam sözümü yarıda keserek sadece bunun için çağırmadım seni buraya Mavi dedi , sanki asıl konuya şimdi giriyormuş gibi bir hali vardı. Başımla devam etmesi için onay verir gibi bir işaret yaptım ve babam vücudumun kaskatı olmasına sebep olan cümleyi söyledi ''Evleniyorsun Mavi'' duyduklarımı idrak etmeye çalışıyordum , babam herhalde bana şaka yapıyordu hoş geldin şakası falan olmalıydı bu . Ağlamak üzere olduğumun habercisi olan gözlerim buğulanmaya başlamıştı ve titrek sesimle babama ; ş-şaka dimi bu diye sordum. Babam sanki çok normal şeyler söylüyormuş gibi açıklamaya başladı : Bak Mavi bende seni evlendirmeye meraklı değilim , biliyorsun yurt dışında birçok fabrika açtım ve bunun için bir sürü borca girdim biraz rahatlayabilmem için bu evliliğin olması gerek yani bir nevi şirket ortaklığı olacak bu evlilik , Seren holdinglerin tek varisi olan Emre ile evleneceksin dedi . Tam ağzımı açıp babama açıklama yapacağım sırada cici annem o botokslu dudaklarını büzerek konuşmaya başladı : Aaa ama Mavi o surat ne öyle çok şanslısın çocuk hem çok yakışıklı hem de çok zengin dedi pişkin pişkin sırıtarak. Sinirlerim artık iyice bozulmuştu bu saçmalığa daha fazla katlanamazdım ve artık olacaklardan da ben sorumlu değildim. Çünkü içimdeki inatçı , sinirlenince gözü dönen Mavi ortaya çıkmıştı. Bir hışımla ayağa kalkarak hala sakince masada oturan babamın karşısına dikilerek konuşmaya başladım : Bana bak Erdem Toran bunca zaman sen ne istersen onu yaptım ama artık bu bardağı taşıran son damla oldu ben artık her dediğini yaptırabileceğin küçük kızın değilim ve senin o karının botoks masraflarını ödemek için ya da o boktan şirketlerin için tanımadığım ve sevmediğim biriyle asla evlenmem dedim sinirden iyice koyulaşmaya başlamış mavi gözlerimle. Söylediklerim babamı çok sinirlendirmiş olacak ki oda benim gibi sinirle ayağa kalktı ve elini masaya vurarak ; Bana bak Mavi bız senin annen ve babanız söylediklerine dikkat etmek zorundasın ayrıca sana bu konuda fıkrını sormadım yarın ilk iş odana bıraktığım adrese ve kişiye ulaşıp işe başlıyorsun ondan sonra bızım uygun gördüğümüz bir zamanda nişanı yapıyoruz diyerek aynı sinirle masaya geri oturdu. Babama eğilerek ateş saçan mavi gözlerim ona diktim ve göreceğiz bakalım böyle bir şey asla olmayacak diyerek cevap verecek olan babamı ve yalandan ağlayan cici annemi umursamayarak odama çıktım.
Odama çıkar çıkmaz kapıyı kilitledim ve duvarda asılı olan annem ve benım bebeklik resımlerımle dolu olan tarafa ılerlemeye başladım. Tahminimce daha yeni doğduğumda annemin kucağında uyurken olan fotoğrafı elime alarak sanki annem beni duyuyormuş gibi konuşmaya başladım : Neden gittin anne he söylesene neden gittin eğer şimdi yanımda olsaydın kimse beni ağlatamazdı böyle , sen bana sımsıkı sarılır her ağladığımda göz yaşlarımı silerdin dedim ağlamaktan kısılmış sesimle. Annemi çok özlüyordum o olmadığı için hep bir yanım eksik olarak büyümüş bir çocuktum ben hele böyle zamanlar da daha da hissediyordum annemin yokluğunu , yorgun çöken vücudumun daha fazla ayakta duramayacağını anladım ve annemin fotoğrafına sarılarak yatağa kıvrıldım.
Sabah olmuş gün ışığı camdan gözüme doğru vuruyordu , büyük ihtimal gece ağlarken uyuya kalmıştım . Ayağa kalkarak aynaya doğru ilerledim ve aynadaki görüntü sanki bana ait değilmiş gibi dakikalarca izledim ağlamaktan kızarmış gözlerim , ortaya çıkan göz altı torbalarım: Ben böyle bir kız değildim ki nasıl bu hale gelebilmiştim bir gecede ben hep annemin güçlü kızıydım. Birden gözüm aynanın yanındaki sehpanın üstünde duran kağıda takıldı , alıp incelemeye başladım ; üstünde bir adres ve Kemal Bey yazıyordu. Bu babamın bana dun aksam gitmemi emrettiği iş yeri olmalıydı. Nedense içimden bir ses bugün oraya gitmemi söylüyordu ve bende öyle yapmaya karar verdim hem evde durup düşüncelerle kendimi hırpalamazdım. Elimdeki kağıdı yatağa fırlatarak kendime gelebilmek için banyoya doğru ilerledim.
Evden kimseye görünmeden çıkabildiğim için çok memnundum , büyük ihtimal babam sabah erkenden işe gitmiş ve cici annem Nazlı'da hala uyuyordu. Taksici geldiğimizi söylediğinde taksiden inip adresteki büyük binaya doğru ilerlemeye başladım , içeri girdiğimde sekreter olduğunu tahmin ettiğim kıza Kemal Bey'in odasını sormuş ve dördüncü katta olduğunu öğrenmiştim. Asansör'ün geç kalacağını anladığımda merdivenlerden çıkmanın daha hızlı olacağını düşünerek merdivenlere yöneldim , ayağımdaki topuklulara söylenerek tam son basamağa geldiğim için sevinirken ayağım burkulmuş ve yere çakılmıştım. Etrafa bakındım ve daha fazla rezil olmamak için acıyan bileğimi tutarak kalkmaya başladığımda belimdeki elle irkildim. Ve belimdeki el kalkmama yardımcı oldu.
Teşekkür etmek için arkamı döndüğüm sırada karşımda gördüğüm kişi yüzünden vücudum olduğu yere çakılmış hareket edemez olmuştu sanki söyleyeceğim bütün kelimeler dilimin ucundaydi ama dışarı çıkmamak için bana işkence ediyorlardı bu oydu benim bütün ilklerimi yaşadığım zeytin gözlü Uraz di.Ben ne kadar şaşkınsam Uraz'da öyleydi bunu hala belimde olan terleyen ellerinden hissedebiliyordum. Az önce iki kelime soyleyemeyen dilim birden açıldı ve ben yine Uraz'in şaşkınlıktan iyice irilesmis siyah gözlerinin içine bakarak ilk karşılaştığımızda olduğu gibi yine , yeniden ona aynı soruyu sordum "oyun arkadaşım olur musun?"
Evet arkadaşlar bu benim ilk hikayem ve ben çok heyecanlıyım yanlislarim için özür dilerim zaman geçtikçe yazdikca düzeleceğini düşünüyorum
Bakalım Uraz bu soru karşısında nasıl bir tepki verecek ? :))))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN ARKADAŞIM
RomanceAnnesi öldükten sonra sürekli babasının istediği hayatı yaşayan bir kız olmuştu Mavi. Ama babasının bu sefer istediği sınırlarını zorlayacak cinstendi , sırf şirket ortaklığı denen saçma bir olay için karşı şirketin oğlu olan Emre ile evlenmek kabul...