Dün gece olanlardan sonra sabaha kadar uyuyamamış , düşünmüştüm. Uraz'ın ben yokken neden bu kadar hırçınlaştığını anlayamıyordum. Onu bırakıp gittiğim için sinirliydi ama ben onu isteyerek bırakmamıştım ki , hatta babama yalvarmıştım gitmemek için ama sözümü geçirememiş ve sadece Uraz'ı değil herkesi , her şeyi ardımda bırakıp gitmek zorunda kalmıştım.
2008 , İstanbul :
Annemin kanser yüzünden ölmesinin üstünden tam bir yıl geçmişti. Koskoca bir yıl...
Annem öldüğünde sanki babamda onunla birlikte ölmüştü. O eski neşeli , deli dolu adam gitmiş yerine : otoriter , her istediğinin yapılmasını isteyen ve sürekli emirler veren bir adam gelmişti. Kendinden başka kimseyi düşünmez , görmez olmuştu. Oysa ki annem öldüğünde sadece üzülen ve yıpranan o değildi . Benimde ondan bir farkım yoktu . Annemi en ihtiyacım olduğu zamanlarda o lanet olası hastalık benden söküp almıştı. O zamandan beri evden dışarı adımını atmayan , kimseyle konuşmayan bir kız olmuştum. Sadece yan evimizde oturan Uraz ile konuşup düşündüklerimi ona anlatabiliyordum. Çünkü Uraz beni sorgulamayan , annemin öldüğünü her seferinde yüzüme vurmayan , yetim bir çocuk olduğum için bana acıyan gözlerle bakmayan tek kişiydi. O benim herşeyimdi.
*********
İşte yine gün batımını seyretmek için Uraz ile birlikte ; ikimizin tepesi olarak ilan ettiğimiz tepeye gelmiş : gökyüzüne bakıyorduk.
'' Keşke annemde burada olsaydı oda çok severdi gökyüzünü izlemeyi biliyor musun Uraz ? '' Uraz'dan cevap gelmediğini görünce konuşmaya devam ettim : ,
'' Annem gökyüzünü hiç sıkılmadan izleyebileceğini söylerdi , çünkü gökyüzüne her baktığında benim yüzüm , benim gözlerim aklına gelirmiş . Ben annemin bu sözleri hep beni çok sevdiği için söylediğini sanırdım ama öyle değilmiş. Annem o zamanlar hasta olduğunu biliyormuş biliyor musun ? '' dedim ağlamak üzere olduğumu belli eden titrek sesimle .Uraz bu durumda söyleyecek bir şey bulamadığından üzgünüm diyebildi sadece zaten daha fazla ne söylenebilirdi ki .
'' Hangi anne çocuğunu yüzünü unutmak istemediği için , saatlerce ezberlemeye çalışırdı ki söylesene Uraz ha söylesene . Dayanamıyorum ben artık annesizliğe dayanamıyorum '' diye bağırmaya başladım hem bağırıyor hem de ağlıyordum.
'' Bana bak Mavi , gözlerimin içine bak '' dediğinde kafamı yerden kaldırarak Uraz'ın siyah gözlerinin içine baktım . Beni omuzlarımdan tutup kendine çevirmişti , yüzünde kararlı ama aynı zamanda ağladığım için öfkeli bir ifade vardı.
'' Evet annen artık burada değil , ağladığında sana sarılamayacak ve gözyaşlarını silemeyecek. Ama ben , ben buradayım Mavi sen her ağladığında sana sarılıp göz yaşlarını silmeye hazırım . Sen bu hayatta yalnız değilsin ben hep buradayım , hep senin yanındayım ve seni bırakmaya hiç niyetim yok . '' dedi Uraz baş parmağı ile gözümdeki yaşları silerken.
'' Bana söz vermeni istiyorum Mavi artık bu mesele yüzünden ağlamak yok tamam mı ? ''
'' Tamam , özür dilerim senide hep beni bu çirkin halimle görmeye maruz bırakıyorum '' dedim yüzümü buruşturarak.
'' Artık özür dilemekte yok Mavi Hanım ayrıca sen bu halinle bile çok tatlısın '' deyip sıkıca sarıldı Uraz bende ona sıkıca sarılarak karşılık verdim.
'' Beni hiç bırakma Uraz olur mu ? ''
'' Sen beni bırakmadığın sürece ben seni asla bırakmam Mavi ''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN ARKADAŞIM
RomanceAnnesi öldükten sonra sürekli babasının istediği hayatı yaşayan bir kız olmuştu Mavi. Ama babasının bu sefer istediği sınırlarını zorlayacak cinstendi , sırf şirket ortaklığı denen saçma bir olay için karşı şirketin oğlu olan Emre ile evlenmek kabul...