✳KORKMANA GEREK YOK

131 8 4
                                    

Multimedyada Mira. İyi okumalar dilerim :)

5 Ocak

Aras'tan:

"Ben çıkıyorum anne."

Diyerek annemi haberdar edip kapıya yöneldim. Ben daha kapıya varamadan yanımda olan annem beni sorguya çekeceği sırada kızıl saçlarından öpüp:

"Mira'nın yanına annecim. Bugün psikoloğa götüreceğim onu."

"O nasıl?"

"İyi olacak."

Annemin anlam dolu bakışlarının yanında yumuşak sesi duyuldu:

"Seninle gurur duyuyorum oğlum."

Dolu dolu anlamlı bakışlar ve o kadar okşayıcı bir sesle söylemişti ki. Olduğum yerde durup sadece ona bakmaktan bir şey yapamadım. Belki de ilk defa böyle bir cümleyi bu kadar dokunaklı söylüyordu.

"Teşekkür ederim."

Diye fısıldadım. Ardından havadaki duygusal bulutu bozmak adına daha neşeli ve yüksek bir sesle:

"Görüşürüz Başak sultan."

Diyerek evden çıktım. Aksi taktirde randevuya geç kalacaktık. Zaten Mira'yı ikna etmem çok zor olmuştu. Hemen arabama binip yola koyulduğumda kısa bir süre içerisinde, tamda Mira'ya söylediğim saatte kapılarının önündeydim. Dışarıda beni bekleyen bir Mira'yla karşılaşmamak beni şaşırtmamıştı. Müsait bir yere arabayı hızlıca park edip indiğimde adımlarımı kapılarına yönelttim. İki kere tıklatmamın ardından açılan kapının arkasından Nurcan abla içtenlikle tebessüm ediyordu. Siyah saçları her zaman ki gibi dümdüzdü. Derin bir nefes alıp:

"Psikoloğa benimde gelmemem gerektiğinden emin misin?"

"Evet Nurcan abla. İçin rahat olsun. Nerede?"

"Odasında. Muhtemelen seni gitmemek için ikna etmeye çalışacak."

Nurcan abla bana içeriyi gösterdiğinde:

"Ben hallederim."

Diyerek Mira'nın odasına çıkan merdivenleri tırmanmaya başladım. Kapalı kapısını tıklatıp 5 cm kadar araladıktan sonra:

"Girebilir miyim?"

Dedim en masum ses tonumla. Karşılığında ise:

"Tabi."

Diye bir yanıt aldım. Yeni dizayn ettiğimiz, karanlığından kurtulmuş artık ferahlatıcı olan odaya adımlarımı sürerek Mira'nın yanına gittim. O yatağında otururken önünde dikildim.

"Selam."

"Selam."

Aynı şekilde cevaplandırırken sesi tedirginlik doluydu. Dizlerinin üzerindeki elleriyle oynamasıyla da gergin olduğu belliydi. Kaşlarımı havaya kaldırarak:

"Oturabilir miyim?"

Dedim yanını göstererek. Cevap vermektense başını olumlu anlamda sallamakla yetindi. Yavaşça yanına yatağa oturduğumda ellerimi birleştirip dizlerimin arasına sıkıştırdım. Kahverengi gözlerimi karşımdaki duvara dikip:

"Nasılsın?"

Diyerek söze başladım. Beklenen birkaç saniyenin ardından Mira'nın sesi duyuldu:

"Bilmiyorum."

Dudaklarımı aralayarak belki mantıksız olsa da aklıma gelenleri ardı ardına sıraladım:

BİR TUTAM PAPATYA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin