Bölüm 15

54 2 4
                                    

Multi: Ekin

Ekin'i beklerken hiç sesimiz çıkmıyordu veya konuşmuyorduk.
Ezgi bana karşı tavır almıştı.

"Benden gerçekten nefret ediyor musun? " dedim.

"Niye edeyim ki? Artık seni nefret edecek kadar bile umursamıyorum. Şuan burada olmamın sebebi senin şerefsiz baban. Ve kötü bi haberim var. Senden intikam almak istiyorlar. Yani hem baban yüzünden hem de senin yüzünden buradayız. Anladın mı?"

"Ezgi bunları ben mi istedim? Ben mi kaçırın dedim? Söylesene. Biraz aklını kullansana! Birbirimize sonsuza kadar dost kalmak için verdiğimiz söz noldu? "

"Sen hala verdiğimiz o sözde misin ya? Gerçekten mi? Eğer hala ondaysan açıklamamı yapayım. O söz uçtu gitti, çöp oldu, beynimden silindi. Eğer hala anlamadıysan farklı cümlelerle açıklayayım."

"Senin verdiğin söz gerçek bir söz değilmiş. Ve asıl kötü haber şu: sen sandığın kadar akıllı değilsin. Aksine kötü niyetli, aklını kullanamayan, yapmacık ve sahte bi insanın tekisin. "

"Sende bunu söyleyerek zaten düşük bi seviyede olan kendini çok daha düşük seviyelere indirdin."

Sakin ol Hande
Ondan geriye doğru say ve sakin kal.
Bağırma ve ağlama.
10, 9,8..7,6...

"Senden nefret ediyorum! Anladın mı?!!! Sen gerizekalısın! Aptal! Yalnızca kendini düşünen bi bencilsin! "

"İki dakika boş bırakmaya gelmiyorsunuz! Noluyo? Bu haliniz ne??" dedi İsimsiz.

"Bak şuan senin gereksiz egonu çekecek halde değilim. Sadece senden beni lavaboya götürmeni istiyorum. "

"Hande sorun ne? Kim üzdü seni böyle?" dedi Ekin. İsimsizin aksine daha cana yakın ve samimiydi.

"Bişey olduğu yok. Sadece bazı insanlar gerçek yüzünü gösterdi. Şimdi lavaboya gidebilir miyim? "

İsimsiz ellerimi çözdü ve ayağa kaldırdı.

"Haydi." dedi normalden daha egosuz bir tonla.

Yürüdüm.
Ve merdivenleri çıktık.

"Ezgi gerizekalının teki. Onu umursama." dedi birden.
Garip bir şekilde samimiydi.

"Alacağım cevaptan korkuyorum ama, şuanki değişikliğinin sebebi ne?" diye sordum.

"Değişiklik değil, özüme dönmem diyelim. Ayrıca ben egolu değilim. Sadece, Ekin ve Ezgi yi sevmiyorum. Ve sadece senin için yapıyorum bunları. "

"Yine cevaptan korkuyorum, neden?"

"Lavabo ileride solda." dedi.

Ve bende gittim.

********

Sıra Ezgi ye gelmişti.

"İstemiyorum, ben onlar gibi, birinden yardım istemiyorum. Sana muhtaç olmak istemiyorum." dedi.

"Öyle mi? İyi o zaman. Açlıktan, susuzluktan geber. Ayrıca iki saate kadar altına işeyeceğini bil."

Gözlerini kısıp sinirlice baktı Ezgi.

Ve bende aynı şekilde ona.

İsimsiz masaya doğru gidip ekmeği aldı, cebinden çıkardığı peynir ve domatesi içine koydu. İki dilime böldü.

İlk önce Ekine uzattı.

"Sağ ol. " dedi Ekin.

Sonra bana uzattı.
Ve tam anlayamasamda 2 saliseliğine tebessüm etti.

"Teşekkür ederim, gerçekten." dedim bende.

"Siz bunları yiyin. Bende kapıda bekleyeyim. Gelen olmasın."

"Sağ ol. " dedim.

Ve dışarı çıktı.

Dışarı çıktığı an Ekin bana döndü ve

"Yukarıda sana ne dedi?" diye sordu.

"Hiç-hiçbişey." dedim.

"Sana sahte samimiliği ile birkaç şey söyledi değil mi? Ve daha kötüsü sen ona inandın. "

"Hayır hayır asla. Ona asla güvenmem. Egoistin teki. Ve ayrıca kendini havalı sanıyor."

Dediklerim doğru mu, gerçekten öyle mi bilmiyorum.
Ama yukarıda gerçekten samimiydi.

Ekin gözlerini kıstı ve beynimi okumaya çalıştı.
Hemen dediklerimi düşündüm.

İçimden o güvenilmez diye geçirdim. Oysa öyle değil.

"Dediğin gibi olsun. " dedi Ekin. Ama pekte inanmış gibi gözükmüyordu. Hala beni inceliyordu.

Ekmek arası bittikten on dakika sonra asıl patron geldi.

"Nasıl gidiyor gençler? Acıkma veya susama var mı?" durdu ve kahkaha attı.
"Altınıza kaçırdınız mı? "

O iğrenç birisi.

Merhaba. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Yorum ve oy vermeyi unutmayın. 💕




SıradışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin